Dış İlişkilerde Bağımlılık, Bağımsızlık, Karşılıklı Bağımlılık

82

ABD, Almanya ve Fransa
dahil 10 ülkenin Ankara büyükelçisinin, cezaevinde bulunan Osman Kavala’ya
ilişkin açıklamaları çoğumuzu rahatsız etti.

“Osman Kavala hakkında
devam eden davanın, Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğüne gölge
düşürdüğünü
ileri sürerek, Kavala’nın serbest bırakılması çağrısında
bulunmaları” rencide edici. Çağrının diplomatik kural ve teamüllere aykırı
olarak sosyal medyadan yapılması da çirkin.

Konuyu öfkelenmeden ve
sükunetle değerlendirirsek iki soruya cevap aramamız gerekir:

·        
Bu uyarının “ülkemizin
bağımsızlığına saygısızlık”
kapsamında değerlendirilmesi doğru mudur?

·        
Başta CB yardımcısı olmak üzere
yetkililerin “Türkiye’de yargı bağımsızdır ve Türkiye tam bağımsız bir
ülkedir.
Bazı ülkelerin büyükelçilerinin, hadlerini aşarak, ‘siyasetin
yargıya müdahalesini’
talep etmeleri kabul edilemez” diyerek
gösterdikleri tepki inandırıcı ve etkili olmuş mudur?

****

“Etkili İnsanların 7
Alışkanlığı” adlı eserinde Stephen Covey, insanların daha etkili
birer birey olmaları sürecindeki
birbirini izleyen aşamalarda Bağımlılık,
Bağımsızlık ve Karşılıklı Bağımlılık
kavramlarına yer verir.

Yaşamaya tam bağımlı
bir bebek
olarak başlarız. Sonra doğumu izleyen aylar ve yıllar boyunca,
fiziksel, duygusal ve ekonomik açıdan gitgide bağımsızlık kazanırız. Özellikle
çocukluk ve gençlik çağında bu bağımsızlığımızı kabul ettirmek en önemli
amaçlarımızdan biri olur.

Devletler de böyledir. Henüz
yeni yeni devletleşen ülkelerin çoğu bağımlıdır.
Zamanla bir kısmı bağımsızlık
yolunda gelişmelerini tamamlar.

Gelişmemiz ve
olgunlaşmamız sürerken doğada her şeyin birbiriyle karşılıklı bağımlı
olduğunu anlarız. Yani insan hayatında da devletlerin hayatında da başkalarıyla
ilişkinin önemini kavrarız. Çok daha olgun, çok daha gelişmiş bir durumu
gösteren, karşılıklı bağımlılık kavramını keşfederiz.

“Ben yapabilirim. Ben
sorumluyum. Ben kendime güvenirim. Ben bir seçim yapabilirim” yerine “Biz bunu
başarabiliriz. Biz işbirliği yapabiliriz. Biz yeteneklerimizi ve becerilerimizi
birleştirip birlikte daha büyük bir şey yaratabiliriz” sürecine gelişiriz.

****

Hz. Mevlâna bir şiirinde “Dünyaya
tek başına meydan okumayı
öğrendim genç yaşta… Sonra kalabalıklarla
birlikte yürümek
gerektiği fikrine vardım. Sonra da asıl yürüyüşün,
kalabalıklara karşı olması
gerektiğini kavradım” diyor.

Mevlana’nın “dünyaya
tek başına meydan okuma”
dönemi “bağımsızlık” dönemini, sonra “kalabalıklarla
birlikte yürüyüş”
dediği aşama ile “karşılıklı bağımlılık” dönemini
işaret ettiğini düşünüyorum.

“Asıl
yürüyüşün, kalabalıklara karşı olması
gerektiğini
kavradım”
sözüyle Mevlâna, daha yüksek bir olgunluk aşamasına dikkat
çekiyor. Liderlik, rehberlik etmek ve ilham kaynağı olmak suretiyle
etkili olmanın en üst mertebesini tarif ediyor.

Mevlana’dan asırlarca
sonra, Stephen Covey’e “8. Alışkanlık” kitabını yazdıran da aynı
farkındalıktır. “8. Alışkanlık iç sesinizi bulmak ve insanlara kendi
seslerini bulmaları için ilham vermektir.”

*******************************

Uluslararası
Sözleşmeler Ve Kurumlar

Dünyadaki çoğu gelişmiş
veya gelişmekte olan devletler “karşılıklı bağımlılık” ilişkisi
içindedir. Tek başına dünyayı yönetebilen bir devlet yok. Bunun için devletler çeşitli
örgütlerin çatısı altında farklı ticari, siyasi, dini, teknolojik işbirlikleri
ile dünyayı daha yaşanabilir, daha gelişmiş bir gezegen haline getirme
çabalarının paydaşıdırlar.

Elbette bu ülkelerin bir
kısmı emperyalist ve sömürgeci zihniyetlerini tamamen terk etmiş değiller.
Ancak mesela küresel Covid-19 salgınında olduğu gibi insanlık birlikte çözüm
üretmeye mecbur kalmakta.

İnsan hakları, özgürlükler
geçen yüzyıla göre daha iyi durumdaysa bu da yine belli yapılar altında devletlerin
bağımsızlıklarından kısmen feragat ederek
ortak ilkeleri uygulama çabasının
eseridir.

Türkiye “bağımsız bir
devlet” olmasına rağmen, kendi iradesiyle Birleşmiş Milletler, AB, NATO gibi
uluslararası örgütlerin üyesidir. Birçok uluslararası sözleşmenin de tarafıdır.
Bu örgütlerin çatısı altında veya bu sözleşmeler kapsamında diğer devletler
gibi Türkiye de tam bağımsız değildir.

Bu kapsamda Anayasamızın
90. Maddesi’ne göre,
milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. (Hatta)
Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine
başvurulamaz.”

Türkiye bu şekilde Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinde (AİHS)
taraftır. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin
(AİHM) kararlarına uyacağını taahhüt etmiştir. AİHS’ne taraf
olmak Türkiye’ye çok şey kazandırdı.

AİHM, 10 Aralık 2019 tarihli kararında, Kavala’nın “makul şüphe
olmadan, siyasi nedenlerle tutuklanmasını, yeterli delil olmadan uzun süre
tutuklu kalmasını” hak ihlali olarak değerlendirmiş ve tahliye edilmesi
gerektiğine karar vermişti.

Türkiye bu “hak ihlali
kararına” rağmen 4 yılı aşkın süredir tutuklu olan Kavala hakkında hala karar
vermedi.

On yabancı büyükelçi, (Rahip Brunson olayındaki gibi) gerekçesiz bir siyasi müdahale
talebinde bulunmadı. AİHM kararının uygulanmasını talep ettiler. Çünkü
AİHM kararlarına uymak
aynı zamanda Avrupa Konseyi üyesi olmanın bir şartı.

Türkiye’nin yapması
gereken 4 yıldır tutuklu olan Kavala suçlu ise ceza kararı vermek,
suçsuz veya gerekli şartlar yoksa tutukluluğu sona erdirmektir.

Türkiye bu türlü müdahalelere maruz kalmak istemiyorsa “bağımsızlık”
yerine, “yapılanlar hukuka uygundur” tezine sarılabilmelidir. 

***************************

Türkiye Hukuk
Devleti Mi?

Türkiye’nin bir “hukuk
devleti”
olduğuna ve “siyasetin yargıya müdahale etmediğine” önce
kendi vatandaşlarımız inanmıyor.

Rahip Brunson’un ABD Başkanı Trump’ın tehdidiyle, Alman vatandaşı gazeteci Deniz
Yücel’in
Merkel’in baskısıyla nasıl tahliye edildiğini hatırlamaktan utanç
duyuyoruz. PKK’lı teröristlerin ayağına gidip Habur’da kurulan seyyar
mahkemeyi
de unutamıyoruz.

Muhalefet liderlerine ve
muhalif gazetecilere yapılan saldıranlar ve hakaret edenler yargılanmıyor. Sedat
Peker’in dehşet verici iddia ve ifşaları
soruşturulamıyor. Ama iktidara
yönelik eleştiriler bile suç kabul ediliyor. Bunlar siyasetin yargıya
müdahale
ettiği kanaatini pekiştiriyor.

AİHM kararlarını, Anayasa
Mahkemesi kararlarını uygulamayan hakimler terfi ettiriliyor. HSK’nın bir üyesi
Genel Başkanı Bahçeli’nin kararı ile istifa ediyor.

Daha sayfalarca
verebileceğim benzeri örnekler varken “Türkiye’de yargı bağımsızdır”
sözünüze kimse inanmaz.

“Dış güçlere karşı
bağımsız ülkemizi savunuyoruz” sözüne itibar eden olmaz.

Böyle şeylere
harcayacağınız enerjinizi hukukun üstünlüğünü sağlamak için kullanın.
Ülke de rahat etsin, siz de…

Önceki İçerikBazı Siyasetçiler İçin Cezaevi Rehberi
Sonraki İçerikSes Etme Dinle Gönül
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.