Din Adına Ahkam Kesmek

196

Ülkemizde uzun zamandan beri bir yanlışı yaşamaktayız. Bu yanlış son
aylarda giderek vahimleşmeye başladı. Bu yanlışta din adına dini
tahsili olmayan insanların demeçler vermesi, tartışmalara katılması ve
yazılar yazmasıdır. Aynı yanlışlar televizyon, gazete ve dergilerden
başka internet dünyasında da var. Bu tartışma nedense Hıristiyanlık ve
Musevilik veya herhangi bir başka din hakkında yapılmıyor. Müslüman
olan da olmayanda İslam dini hakkında fetvaya soyunmuş. Bir taraftan
siyasiler laiklik adına demeçler verirken, diğer taraftan Kur’an daki
örtünme ayetini tefsir etmeye uğraşıyorlar. (Örneğin sayın Deniz
Baykal’ ın ayetteki hımar kelimesi hakkında ahkam kesmesi gibi).

Siyasiler gerginliğin dik alasını üretirken toplumda gerginlik
yaratılıyor diye şikayette bulunuyorlar. Güya tehlike haberi
veriyorlar. Aslında yapılan tamamen kıyamet senaryosu üretmekten başka
bir şey değildir. İnsanların baş örtüsü diye bir sorunu yokken
özgürlükler adına yapılmak istenen düzeltmeler dolayısı ile kıyamet
kopartılıyor. İhtilali bile çağrıştıran cüretkar ifadeler kullanmaya
tenezzül ediliyor. Bunların tamamı din adına yapılan fakat dinle
uzaktan yakından bir ilgisi olmayan saçmalıklardır.

Sonuçta herkes ölüp musalla taşına yattığında imama ihtiyaç duyacak.
Neden kimse “cenaze namazına gerek yoktur. Kuran da cenaze namazı
yoktur. Benim namazımı kılmayın” demez? Neden bu konuda İslam’ın
usulüne teslim olunur ve namaz kılınmadığı zamanda vaveyla koparılır.
Neden erkekleri sünnet yapmaya özen gösterirler? Sünnet de Kuran da
yoktur. Ne cenaze namazı 5 vakit namaz gibi farzdır. Ne de erkeklerin
sünnet olması farzdır.Sünnet peygamberimizin sözüdür.. Farz olmadığı
halde İslami kurallara soğuk bakan kadınlar bile evlenmek için erkeğin
sünnet olmasını şart koşarlar. Bu konuda laik-anti laik tartışması olmaz

Kuran da olmayıp sünnet olan, icraatta ise farz gibi hiç ihmal
edilmeyen konular problem olmazken Kuran da olduğu halde sadece baş
örtüsünün tartışılmasını ve  laikliğe aykırı yorumlanmasını kimseye
anlatamazsınız.. Bu bir siyasi simge değil, aksine siyasi simge haline
getirilmeye çalışılarak  kadın üzerinden yapılan bir siyasi
mücadeledir. Gerisi bahanedir. Bu konu baz alınarak hiç dinle ilgisi
olmayanlar, hatta “ben ateistim” diyenler bile kuran ayetlerini abuk
sabuk sitelerin yazılarından iktibaslar yaparak yorumlamaya başladılar.
Bu ithal bir akımdır. Amerika tarafından yönlendirilen bir akımdır.

Amerika’da “gerçek kuran” adıyla yeni bir kitap hazırlandığı
biliniyor. İncil,Tevrat, Kuran karışımı bir şey. ”Papanın adıyla diye
başlıyor”. İslam dinin mensuplarının çoğunlukta olduğu ülkelerde
dağıtıyorlar. Yakında ülkemizde de dağıtmaya başlarlar. Bu kitap ılımlı
İslam projesinin, başka bir deyişle Büyük Anadolu projesinin bir
parçasıdır. Hedef İslam dinini yok etmektir. Çünkü dünyada
Hıristiyanlık giderek çöküyor. İslam yükseliyor. Bir bardak suda
koparılan fırtınanın arkasında bu proje vardır. Bu tartışmalar  bazı
aklı evvellerin önüne atılan bir yemdir.

İnsanların dini duygularını hedef alarak meslekleri olmadığı halde
İslam konusunda dini yorumlar yapanlar İslam dinine mensup olanların
özgürlüklerine ve haklarına müdahale etmektedirler. Bir anlamda da
yukarıda bahsi geçen projeye hizmet etmektedirler. Ayrıca dini
siyasallaştıran bir kısım siyasilerdir. Din üzerinden siyasi çıkar elde
etmeye çalışanlar kapasitesi olmadığı halde tesadüflere bağlı olarak bu
mevkilere gelebilmiş siyasilerdir.

Ülkenin dağ gibi meselelerine kayıtsız kalırken, bir örtü yüzünden
sokaklara dökülenler yerlerini ancak siyaset sayesinde
koruyabileceklerine inananlardır. Bir çoğu hakkı ile o mevkilere gelmiş
değildir. Nerede ise hepsi sanki birer din adamıdır.

Bir ilim adamının, kariyer yaptığı konu hakkında söz sahibi olduğunu
iddia etmesi gerekirken bazı ilim adam sanki birer ilahiyatçıdır. ele
hele konuşmalar arasına “Ülkenin kırk yıllık kazanımları” tabirini
eklemeleri yok mu,insan iyice üzülüyor. Bunların çocukları ve torunları
yıllar sonra babalarının veya dedelerinin bu tavır ve söylemlerinden
utanç duyacaklardır. Tarih bunları yazacaktır. Yaşayan görecektir.

Soruyorum onlara, kırk yılda özgürlükleri çoğaltacağına özgürlükleri
kısıtlamayı mı öğrendik? Kırk yılda iki ihtilalden başka ne kazandık?
Ülkemizi dünya klasmanında ön sıralara mı taşıdık? Ekonomide
sürünmekten, ilimde kopyacılıktan mı kurtulduk? Keşifler mi yaptık?
Aksine sadece günümüzü gün ettik. Fırsatını bulduğumuzda kendimize
yonttuk. Avantalarımıza ve makamlarımıza halel gelmesin diye yollara
döküldük.

Kimse bunları yutmuyor. Halkımız din cahillerinin din hakkında ahkam
kesmesine çok bozuluyor. Aynen bende bozuluyorum. Azı hariç, bir çok
ilim adamı ve siyasi gözümde küçülüyor. Giderek toplumda benim gibi
düşünüyor.