Hemşehrim Deli Mehmut‘un meşhur repliklerinden biridir: “Mamut soğeyi, Mamut soğeyi; soğdurmayın da a……… ……….”
Mazlum – Der Genel Sekreteri olan zatın Üstüne Bol gelen konuşması Tarafgir bir mevkutede yayınlanınca aklıma rahmetli köylüm geldi.
Oldum olası başına vazife olmayan işlere karışanlara, ağzından başka bir organla konuşanlara ve bastırılmış güdülerini din – imanla karşılayanlara gıcığım.
Kürtçülük yapacaksan bile açıktan yapacaksın ki kıymet-i harbiyen olsun. İslâmcılık kisvesiyle Kürtçülük; ümmet, ümmet deyip de millî kimliğin alt unsurlarına, etnisiteye saplanmak demektir. Ve Veda Hutbesi‘nden beri Son Peygamber‘in ayakları altında çiğnenmektedir.
Eskiden askerdeki yürüyüş kararlarını askere yakın konuşlanmış kesimler sivil sivil saydırırdı, imdi durum değişti; millî değerlere saldırılacaksa Müslüman kardeşler yapmalı. Nede olsa dindar geçinenlerle dindarlıktan geçinenlerin 110 metre engelli yarışı bu.
Bir ara Patagonya’nın Sesi Radyosu‘nda “Rezaletü’l- Reklamlar” meşhurdu. Kanal 7 ve Samanyolu‘nda ne zaman reklam seyretsem usuma düşer.
“Andımız“a saldırmak sana mı kaldı be mübarek? Andımızı ‘pornografik‘ bulmuşsun; Emmanuelle seyrederken mi aklına geldi a muhterem? Freud‘un çocuğun annesini emmesini cinsellikle izah etmesi senin ilkokul çocuklarının genel geçer ifadelerle and içmesinde porno sahne yakalamanın yanında hafif kalmıyor mu a ihvan?
Merakımdan soruyorum; ilkokulda ne kadar kez “Andımız” söyledin ve ergenliğe geçişini ne kadar hızlandırdı? “Andımız“ın toplu söylenmesi sende hangi toplu ritüelleri canlandırdı be efendicağızım. “Türküm, doğruyum“da pornografi keşfetmen ilkokul diplomanı almandan 30 yıl sonra mı, 40 yıl sonra mı aklına geldi a sofi?
Lâf ola, beri gele. Al duvara iğnele. Bir şeye karşı çıkacaksan çık da hiç olmazsa Çarşı Gurubu kadar haysiyetli cümle kurabil.
Allah; mazlum kılıfıyla hakikate tecavüz edenleri, minareci kılıfıyla dinin âlî değerlerini işportaya indirgeyenleri, O‘nun Rabb‘liğini örtüp de eşeğin aklına ‘yasak elma‘ düşürenleri ıslah etsin!
“Muhakkak ki nefis kötülüğü emreder.” Derhal tövbe – istiğfar edin aziz cemaat. Bu Ebu Cehil havası, bu Ebu Süfyan ağzı sana kazandırsa kazandırsa “çılgın bir ateş” kazandırır aziz – sıddık kardeşim.
Şekile perestiş eden / tapan kabuk Müslümanlarının, ‘dindar gençlik‘ deyince zihninden geçenleri duble yol şeridi gibi okuyorum. Sonra sokak çocuklarına Şefkat Eli uzatan bir derneğin bayan temsilcisinin parça tesirli sözleriyle kanamış mı diye kalbimi yokluyorum:
“Dindarlar hiç bizim yanımızda olmadı, tiner kokan harabelerin karanlığında hep Allah’ımızla beraberdik.”