Devlet Aklı

20

                Sen kökleri tarihin binlerce yıllık derinliğine inen devlet aklını bırak; kadın, çocuk, yaşlı demeden kırk bin kişinin ölümüne sebep olan bölücü narko-terör örgütü PKK’nın elebaşısı Öcalan’ın “Paradigma”sına muhtaç ol!

                O devlet aklı ki, tarihin en eski kavmi Çin devletine kendisini Türklerden koruması için binlerce kilometre uzunluğunda Çin Seddini yapmak zorunda bırakmış. O devlet aklı ki, Hun Türkleri tarafından Avrupa’nın kalbine bir hançer gibi saplanmış yüzlerce yıl hükümranlık sürmüş Hun Türk İmparatorluğu ve onun Başbuğu Atilla’ya ait olan devlet aklı. O devlet aklı ki, bin yıl önce Türklere Anadolu’nun kapılarını açmış Selçuklu sultanı Alpaslan aklı, henüz Amerika kıtası keşfedilmemişken 1453 yılında bir çağı kapatıp, yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmet aklı. En son yedi düvelin istilasına uğramış, Osmanlı İmparatorluğu topraklarından taze gelinlik bir kız gibi(Anadolu tabiri) Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal ve Arkadaşlarının Kuvva-ı Milliye aklı.

                Eğer akıl alacaksan o aklı; yukarıda isimlerini saydığım Başbuğların başbuğlarından al. Biliyorum ki kitap okuma alışkanlığınız yok, bu yüzdendir tarih bilmezliğiniz. Bilseniz bile: “Kurtuluş Savaşını, keşke Mustafa Kemal kazanacağına Yunan kazansaydı” diyen Fesli Kadir’den duyduklarınızla yetinirsiniz. Onun anlattıklarıyla da ancak size terörü durdurmak için Bebek Katilinden yardım dilenmek düşer.

                Habur ve Dolmabahçe rezaletlerinin yaşandığı, hendek rezaleti yüzünden yüzlerce Mehmetçiğimizin can verdiği çözülme sürecinin bugün öncekinden daha da beterini yapmalarına rağmen adına çözüm süreci diyemiyorlar. Ne demekse buna: “devlet aklı” diyorlar.

                PKK’nın meclisteki uzantıları böyle zamanlarda küstahlaştıkça küstahlaşıyorlar. Daha önce, “sokakları kan gülüne çeviririz, biz sırtımızı PKK’ya dayıyoruz” diyenlerin bugünkü sözcüleri: “:  “Tarihsel bir kırılma anından geçmekteyiz. Ya pozitif yönde bir kırılma gerçekleşecek barışı inşa edeceğiz; ya negatif yönde kırılmalar gerçekleşecek, her yer Gazze olacak.” Diye devleti tehdit eder hale geldiler.   Gene daha da ileri giderek Üniter devlet yapısının yıkılacağını, Türkiye Cumhuriyetinin “100 yıllık parantez”inin kapanacağını söyleme cüretinde bulunabiliyorlar.

                Bakın esas devlet aklıyla yıllar evvel konuşan eski başbakanlarımızdan ve cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel konu hakkında ne diyor: “Bin senelik Türk devletlerinin içinde adı Türk Devleti olan sadece Türkiye Cumhuriyeti var.  Türk milliyetçiliğini hareket haline getirecek bir takım olaylardan vazgeçmek lazım. O çok büyük güçtür, Türkiye bomboş bir ülke değildir, beka sorunuyla karşı karşıya kaldığında veya tökezlemesine sebep olacak bazı olaylarda mutlaka karşılığı olacaktır.”

Yine İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu başka bir konuda: “Biz, Anadolu coğrafyasında kurmuş olduğumuz devletlerin sırtlanların yolu üzerine kurulduğuna inanan bir gelenekten geliyoruz. Bu zor coğrafyada devlet doğru yönetilmezse avantajlar dezavantaja, dezavantajlar da felakete dönüşür. Dünyayı bekleyen büyük bir iklim değişikliği krizi var. Yeşil dönüşümde gecikilmemeli. Jeopolitik açıdan önemli bölgeler emperyalist güçlerin hedefinde. Gelişmekte olan ülkelerin yöneticilerinin yanlış kararları, emperyalistlere alan açıyor. Bizim Üniter devlet yapısından ve milli devlet anlayışından taviz vermememiz gerekiyor. Türkiye potansiyeli ve üretim kabiliyeti son derece yüksek bir ülke. Yeter ki doğru yönetilsin. Hukuk, adalet, liyakat ve sistem sorununu çözersek önümüz her alanda açılır.

                Evet, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun dediği gibi: Ülkemiz sırtlanları yolu üzerinde kurulu, Asya ile Avrupa kıtasını birbirine bağlayan, üç tarafı denizlerle çevrili kıtalararası köprü vazifesi gören bütün emperyalist dünyanın gözlerinin üzerinde olan topraklar üstünde. Ama unutmamak gerekiyor ki en yüce çamlar, fırtınalı vadilerde büyür!