İçim başka acıyor bu sefer
Üstünde buğusu duran şekersiz çayın
Gözünü yollardan çeviremedim
Acıyı demliyor kalbimde hüzünlü yol türküleri
Haylaz bir gülümseme ekleniyor gamzeme
Hoyrat rüzgârlar esiyor dağınık saçlarımda
Daha dik bakıyorum artık
Kıymet bilmezlerin yüzüne
Ben ki korkmam bilirsin
Gözüm sende de kara
Kaç tekerlek üstü yollara baş koymuşum
İzim üstüne sağ salim geri dönmüşüm
Bu mevsim hep böyle tarumar
Güz resmigeçidini hele bir tamamlasın
Bahara yeniden uyanırım
Ah ki bilirsin ölüm bende kuş uykusu
Kar üstü kardelenin ninnisi kulağımda
Yol alıyorum kendime
Belki de duruyorumdur kim bilir
Duruyorumdur öyle duvar gibi
Duruyorumdur yaprağını toprağa döken ağaç gibi
Yanılgılarımı, yenilgilerimi yaka cebimden hiç düşürmedim
Korkma!
Unutmam kâğıttan gemilerin beni nasıl yüzdürdüğünü
Karayı gözleyen kara gözlerimin hüznünün İçime nasıl döktüğünü
Veremli gecelerde nasıl kan kustuğumu
Gündelik telaşlarımı nasıl saçımla süpürdüğümü
Ah! Sen şimdi
Yarım bir ay’ın dolaşık dilini defterine yazarsın
Beni de yaz dipnot niyetine
Ve de ki
O göçünü tamamlayamayan yaralı
Arafta kalmış yorgun
Leyleğin yuvadan attığı
Anasının tuttuğu
Göçmen bir kuş
Ah! Dedim ya
Dem bu demdir
İç çayını soğutma
Dipnotuna beni yazmayı unutma…