Dar Gelirlileri Rahatlatıcı Tedbirler

71

Çok
yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı dar gelirli kesimin en temel ihtiyaçlarını
tedarik etmesinde sıkıntı yaratıyor. Bu da devletin dar gelirlileri kısmen
rahatlatacak bazı kararlar almasını
zorunlu kılıyor.

Yaşanan
ekonomik buhranın hiç etkilemediği bir kesim olduğu muhakkak. Hatta
muhtemelen toplam nüfusun yüzde 10’u mertebesindeki bu kesimin alım gücü
azalmadığını, bir kısmının da daha zenginleştiğini tahmin edebiliriz.

Sığınmacılarla
beraber 90 milyonun üstünde olan Türkiye’de 10 milyona yakın bir nüfus
gelirlerini enflasyonun üzerinde veya enflasyon artışı kadar artırabildikleri
için ekonomik bir sıkıntı hissetmiyorlar.

Yine ikinci
bir 10 milyon kadar nüfus
gelirlerini enflasyon artışı kadar artıramamış
olsa da geçmişte yaptıkları yatırımları sebebiyle; ev, araba, beyaz eşya,
mobilya, elbise, telefon gibi malzemeleri önceden alabilmiş olduğu için bu
konularda bir süre masraf etmeseler de olabilir. Bu kesim sadece gıda, enerji,
ulaşım gibi masraflardaki artıştan yani hayat pahalılığından kısmen etkileniyorlar.

TÜİK’in
2021 yılına dair raporuna göre, Türkiye’de en yüksek gelire sahip bu yüzde
20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, yüzde 46,7’dir.

Hani “ekonomik
kriz yok, yollar lüks araba dolu, lokantalarda, kafelerde yer bulunmuyor”

dedirten kesim bu.

Bu
kesim bütün yolları dolduracak kadar arabaya sahiptir. Fiyatlardan etkilenmeden
lokanta ve kafelere gidenlerin sayısı bu tür mekânların tamamının dolduracak
mertebededir.

Ama geride
kalan 70 milyonun
konumu, kademe kademe, “sıkıntılıdan”s “derin
yoksulluğa”
giden bir ıstırap çizgisindedir.

****

TÜİK’in
2021 yılına ait “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması” raporundan
bakalım.

Konut
alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların
oranı yüzde 63,7
oldu. Nüfusun yüzde 6,6’sına bu ödemeler yük
getirmezken, yüzde 23’üne çok yük getirdi.

Hanelerin
yüzde 60,8’i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 38,3’ü
iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 33,4’ü
beklenmedik harcamaları, yüzde 20,5’i evin ısınma ihtiyacını,
yüzde 62,9’u eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak
karşılayamadığını beyan etti.

Finansal sıkıntıda olma
durumunu ifade eden maddi yoksunluk işte bu gibi cevapları verenlere
göre hesaplanıyor.

Türkiye’de
ciddi maddi yoksunluk oranı yüzde 27,2 olarak gerçekleşti.

****

Devletimiz
2 bin TL altı borcu olup da icra takibine uğradığı halde bunu dahi ödeyemeyen
5,5 milyon vatandaşımız olduğunu tespit etmiş.  Bu ciddi maddi yoksunluğun boyutunu
da göstermektedir.

Devlet
bu vatandaşların 2 bin TL altındaki icra borçlarını sildi. Bu yapılan
elbette iyidir. Ama bu duruma düşmüş 5,5 milyon vatandaşımızın varlığı utanç
vericidir.

Bu derin
yoksulluk
içindeki kesime bir defalık yapılan bu yardım yeterli
olmayacak. Bunların çoğu muhtemelen önümüzdeki aylarda da yine elektrik, gaz,
su gibi borçlarını ödeyemeyecek ve icra takiplerine maruz kalacaklar.

**************************

Konut Sıkıntısı Var mı?

Türkiye’de,
2021’de, oturulan konuta sahip olanların oranı yüzde 57,5 olarak
hesaplanmış.

Kirada oturanların oranı yüzde 26,8, kendi konutunda oturmayıp (lojman, anne baba veya akraba evinde
oturup) kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 14,6 olarak bulunmuş.

Bu
oranın içinde başka şehirde ikamet ettiği halde köyünde, kasabasında miras
kalmış oturulmayan veya senede birkaç hafta oturulan evleri olanların bu
konutları da dahil. Bunları çıkarınca mülkiyeti kendisine ait evde
oturanların oranı % 40-45 arası olabileceği hesaplanıyor.
(Bu hesaplarda, 10-11
milyon civarındaki sığınmacılar dahil
değil.)

Avrupa
ülkelerinde bu oranlar yüzde 70’lerin üzerinde.

Yani
Türkiye’de esasen konut arzı yetersiz. Buna bir de sığınmacı
yabancıları
ekleyince konut arzının iyice yetersiz kaldığı açık. Ayrıca
devletin “400 bin dolarlık gayrimenkul alan yabancılara vatandaşlık vermesi”
yabancıların piyasayı iyice yükseltmesine sebep oluyor.

İnşaat
maliyetleri hızla artarken, konut fiyatları ondan da hızlı artıyor. Çözüm için
riskli projelerden önce sığınmacı maliyetlerinden kurtulmak ve inşaat girdi
maliyetlerini düşürmek
için çalışılmalı.

10
milyon sığınmacı yabancıyı ülkelerine gönderebilsek konut fiyatları ve
kiralarda keskin bir düşüş olur. Ama bunu iktidar düşünmek bile istemiyor.

**************************

Asrın Konut Projesi

Devletin
konut fiyatlarındaki fahiş artışlara bir çare üretememesi, dar ve orta
gelirlilerin konut edinme hayallerini yok etti. Derken üzerinde iyi
çalışılmamış, detayları belli olmayan
“asrın konut projesi” ile
hayaller yeşertilmeye çalışılıyor.

Konutlar
nerede yapılacak tam olarak belli değil. Planlar, projeler ortada yok. Kaç
metrekare olduğu, giriş katı ile en üst katın fiyat farkı ne olacak bilinmiyor.
TOKİ’ye aktarılacak finansmanın kaynağı bile belirsiz.

Projeyi
tanıtırken önce “vatandaş evine taşındıktan sonraki aydan itibaren sabit
taksitleri
ödemeye başlayacak”
dediler. Sonra “sözleşme
imzalandıktan hemen sonra taksitler başlayacak”
diye değiştirdiler. Yani
2,5 yıl sürecek inşaat süresince vatandaş hem oturduğu evin kirasını ve hem de
alacağı evin taksitini ödemek zorunda kalacak.

Bu
arada ev fiyatının yüzde 10’u peşin olarak ödenecek. 3+1 dairelerin
fiyatı 850 bin TL, peşinat 85 bin TL ve ilk ödenecek taksit 3
bin 187 TL
olacak.

Önce sabit
taksitlerle ödenecek
dediler. Sonra yılda iki defa memur maaş
artış oranında zamlanacak taksitlerle ödeneceği
şeklinde
değiştirdiler.

Eğer bu
konutlar yapılıp başvuruculara verilebilirse, vatandaşın artan taksitleri
ödeyebilmeleri için gelirlerinin 20 yıl boyunca memur maaş artışının
üzerinde artması gerekecek.

20 yıl boyunca senede 2
defa artacak taksitlerle hayatı kısıtlanan dar gelirli vatandaşımızın diğer
giderlerine ayıracak parası kalacak mı bilemiyorum.

Önceki İçerik80 Yılın Ardından…
Sonraki İçerikFanilik ne Yaman Şey!
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.