Hazırlanırken, düşmanı def’ etmek için vatandan, ordu
Bir de, isyan edenlerle uğraşmak zorunda kalıyordu
Dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan çok kişiler
İsyan eden ve ettirenler, yapıyorlardı ne kötü işler
9 Ocak 1921’de İnönü Savaşları oldu
Yunan Ordusu anladı ki, Türkler sanki demirden bükülmez koldu
Taşıdığı, ölürsem olur şehit, kalırsam gazi inancı
Şaşırttı, dünyanın en sefil ordusunu, üstelik talancı
Cihana parmak ısırtan, bu şanlı direniş
Ettirdi, Bukalemun İngiliz’e serzeniş
Oldu altüst, dış siyaset planları, destek veren Yunan’a İngiliz’in
Londra Konferansı’na çağrıldı Türkiye, çıktı sanki barışa izin
21 Şubat – 12 Mart 1921 arası, yapıldı konferans
23 Şubat 1921: Dinlendi Türkler, gösterilerek tolerans
Şaşırttı bir an, Osmanlı Sadrazamı Tevfik Paşa’nın ettiği teklif
“Türk Milleti’ni ancak, Ankara temsil edebilir.” oldu bir direktif
İstedikleri gibi sonuç alamayan İngiltere, verdi tekrar izin
Yunan Ordusu, yeniden Anadolu içlerine daldı, beklemeksizin
23 – 31 Mart, kazanıldı İkinci İnönü Zaferi
Çok zor, kritik ve çetin anlar yaşadı Türk’ün Subayı, Eri
İtilaf Devletleri’ni, aldı mı bir telaş!
Düşündürdü onları gittikçe, yavaş yavaş
Yine geldiler bir araya Londra’da, ne yapsak diye?
Baş başa verdiler, karanlık emelleri olacak diye
Yunan hayalleri, kapıldı yine menhus hevese
Çünkü, bu tarihi fırsat, geçmezdi bir daha ele
10 Temmuz 1921: Başladı Eskişehir – Kütahya savaşları
Türk Ordusu’na, çekilmek için uygun görüldü, Sakarya’nın doğu yakası
Sarsıldı Ankara ufukları bu haberle, hüzünle derinden
Kara kara, düşünmeye başladı yeni çareler, kederinden
2334
Yunan, abartarak vaziyeti, zafer çığlıkları attı durdu
Dünya umutlandı birden, sanki 1071’in rövanşıydı bu
Bıçak kemiğe dayanmış, destan yazmanın gelmişti zamanı
Topyekun millet, görmüştü, canını dişine takacak anı
5 Ağustos 1921: Yapıldı Mustafa Kemal Başkomutan
Olacaktı bütün emirleri kanun, suçlanacaktı vatanı unutan
Oldu Tekalif-i Milliye, en önemli kararı, olsa da acı
Halk tarafından karşılanacaktı, ordunun her türlü ihtiyacı
Alındı halktan nesi varsa, iki şeyinden birisi
Cepheye sürüldü aralarından, kim varsa irisi
Bırakılmadı bir şey, elinde avucunda halkın, neredeyse
Çünkü, kalmazdı zaten elinde, şayet vatanı elden giderse
Canını burnuna taktı da halk, yine de gık bile demedi
Anasından emdiği süt, sanki fitil fitil burnundan geldi
Yeter ki diyorlardı, bir an önce kurtulsun vatan
Yeter ki, olsun çocuklarımızın kalbi, hür atan
Çocuk yaşta askerler, unutup çocukluğu, koştu cepheye
Kadınlar, top mermilerini, tercih eder oldular bebeye
Öylesine şahlandı ki millet, ta yediden yetmişe
Geçti harekete Alem-i İslam, bakarak geçmişe
İşgal altındayken Merkez-i İslam, nasıl olunurdu öyle rahat
Neleri varsa verdiler, tek kurtulsun diye, İslam’a olan serhat
Hindistan, Afganistan, Güneydoğu Asya Müslümanları
İngiliz’e kafa tuttu, Hind’in gözü pek kahramanları
Ya cihangir Asya Türkleri’nin, o günkü mustarip torunları
Kalabilirler miydi seyirci, olsun diye Batı oyunları
Evet, hem Türk Alemi yer aldı yanında, hem de tüm İslam
Ederek yardım, durdular kurtuluşu için Türk’e selam
Darü’l-Hilafe olan İstanbul nasıl kalırdı elinde esir?
Edemedi Hind Müslümanlarına İngilizler, bu yolda te’sir
Geldi hem Rusya’dan, hem Rusya kanalıyla, bir kısım yardımlar
Attı Rusya, silah yardımı için, mütevazice adımlar
2335 – 2336