Çöken Ortadoğu Politikası

85

 

Geçen hafta kaybettiğimiz Türk Milliyetçilerinin ağabeyi Sami Yavrucuk‘u saygı ve rahmetle anıyoruz. Sami Bey ile birlikte acı ve ızdıraplarla dolu bir tarih kesiti de göçüp gidiverdi. Toplantılarda gür sesi ile İstiklal Marşını okumasını hiç unutamayız. Rahmetli, Türk aydınlarının kuruluşu olan Aydınlar Ocağı’nın üyesi idi. Sami ağabeyin vefatı ile bir dev çınar devrilmiş oldu.Her sene Ramazan ayında okutulan ve gelenek haline gelen mevlitte bir sayfayı aşan rahmetli listesine en son eklenen kendisi oldu. Mevlit ile cenazesinin kaldırılması aynı güne isabet etti. Kalbi ve beyni Türklük ve Türk Dünyası için çarpan bu idealist Türkçüyü unutabilmek kolay olmayacaktır.

Ortadoğu yine barut fıçısı haline geldi. Türkiye Ortadoğu’nun hangi ülkesinde başarılı bir politika izleyebildi? Libya’dan Mısır’a, Suriye’den Irak’a kadar çelişkilerle dolu, mevsimlik değişen politikalar ile ülkemiz ciddiyetini, güvenilirliğini ve dostlarını kaybetti. Geleneksel dış politika değerlerimiz alt-üst edilerek mezhepler üstü kalma geleneğimiz yara aldı. Sanki Dış İşleri yerine fanatik sözde İslamcı bir derneğin faaliyet programı uygulanıyor.Suudi,Katar ve Kuveyt ile BOP Projesinde görev arkadaşı olmak bize itibar kaybettirdi. Çok iddialı laflar eden yetkililer hep açık düştüler. “Ortadoğu’da bizden izinsiz yaprak kıpırdamaz” diyenler Filistin-İsrail ilişkilerinde Mısır’ı arabulucu olarak karşılarında buldular. ABD destekli İsrail Gazze’de orantısız güç kullanıyor, adeta soykırım yapıyor ve fosfor ve çivili bombalar kullanarak Dünya ile alay ediyor. Biz ise bağırma çağırma ve “oneminute”şovlarına devam ediyoruz. Dış politikada ciddi konuları, iç politikada ayağa düşürme ve malzeme olarak kullanma yanlışımız var.

Suriye’de Esad yönetiminin çok kısa sürede gideceğine inanarak ABD’den daha fazla Esad yönetimine düşman olduk. ABD bile bizi uyardı. Ortadoğu’da lider Türkiye lafı ile alay ediliyor. Ancak Türkiye’de hür basın olmadığı ve izinli habercilik yapıldığından bunlar yazılamıyor. Bir dönem Kaddafi için söylenen sözler bizim için söylenebiliyor. Türkiye’ye Barzani ile zoraki nikâh kıydıranlar, Kürdistan parçalarını birleştirerek devletleşme yolunda ilerliyor. Kürdistan’ı bize kurduruyorlar. Barzani ise, yurdunu malını kaybeden ve zoraki göçe konu olan Türkmenler’i Erbil’e almıyor. Yüzyıllardır Türk şehri olan Kerkük el değiştiriyor. Türkiye seyrediyor. Bağdat’la ilişkilerini bozan Türkiye, İsrail’e ihraç edilen petrolden alınan komisyona milli menfaatlerini terk ediyor. Türkmen bizimkilere yabancı. Oysa Rusya, Ukrayna’da Rus nüfusun bulunduğu yerleri koruyor ve Ukrayna’dan ayrı özerk yönetimler peşine düşüyor. Rus nüfusa sahip çıkıyor. Suriye’de Esad’ı desteklerken, muhaliflerle ilişki kuruyor ve Moskova’da toplantı düzenliyor.İran da aynı diplomasiyi kullanıyor. Biz ise tersini yapıyoruz.

Yeni Türkiyetezgahı altında ufalanmak, devlet egemenliğini paylaştırmak ve çok parçalı bir devlet ve federasyon olmak yolunda çabalıyoruz. Milli kimliksiz, Türksüz bir anayasa peşinde koşarak, milli kimliği basit bir etnik gurup görerek Türk Dünyası için ümit olmaktan çıkıyoruz. Milli devlet ve Cumhuriyetten intikam almaya çalışıyoruz.

Gazze’deki olayların temelinde Hamas-El Fetih ittifakını çökertmek, Hamas’ı zayıflatmak ve İsrail’in genişleme planlarını uygulamak var. Irkçı ve insanlık dışı savaş yöntemleri ile de olsa, adamlar milli menfaatlerini koruyorlar. Türkiye’ye ise; milli menfaatleri unutturulmuş. Kıbrıs’ta geri adımlar atmaya, KKTC’yi yok farzetmeğe, ırkçı terör örgütünüKürtlerin temsilcisi sayarak PKK’ya ve gerçek dışı soykırımı iddialarıyla Türkiye’den taviz bekleyen Ermenistan’a yeni yeni açılımlar peşindeyiz. Bu tavizler için cesur adamlar aranıyor ve bulunuyor.

İsrail’e karşı klasik Ortadoğu Arap söylemlerini dile getirmek yerine, İsrail’in İran’a karşı güvenliğini sağlayan Malatya Kürecik radar üssüne hakim olalım. Birbiri peşine yapılan askeri antlaşmaları iptal edelim. Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesini İsrail’e veren antlaşmayı ortadan kaldıralım. Amerikan Yahudi Komitesi’nden alınan cesaret madalyasını geri verelim. Eğer bir yerlerden izin alınabilirse!

 

Önceki İçerikEkmel Bey’in Efendiliği Tayyip Bey’i Zorluyor
Sonraki İçerikMilletsiz Devletten Devletsiz Millete
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)