Çocuk Ailede ve Okulda Sevildiğini Hissetmelidir

63

“Sevgi en yüce iletişim biçimidir. İhtiyaçlar hiyerarşisinde
sevgi, kişinin insanlığının yüce geliştirici ajanı olarak durur. Bu nedenle,
sevgi öğretimi tüm çocukluk müfredatının temelini oluşturmalıdır. Diğer tüm
konular bu tür öğretimden doğal olarak gelişmelidir.” Ashley Montagu

“Bir toplumun asıl
ruhunu en iyi gösteren şey o toplumda çocuklara nasıl davranıldığıdır.”  Nelson Mandela,

Sevgi olmayan yerde nefret,
sıkıntı ve başarısızlık vardır. Sevginin bulunduğu yerde de neşe, mutluluk,
huzur, başarı ve verimlilik vardır. Kişinin yetişmesinde, gelişmesinde ve
başarısında sevgi önemli bir rol oynar. Bunun için sevgi ailede, okulda ve yaşanılan
her ortamda mutlaka olmalıdır.

Sevgi insanları birbirine
yaklaştıran, dayanıştıran, yardımlaştıran ve bütünleştiren bir iksirdir. Toplum
yapısının harcıdır. Bunun için sevgi insan topluluğunun olduğu her yerde
yeterince olmalıdır.

Çocuklukta sevginin “ana-baba” gibi iki kaynaktan alınması
son derece önemlidir. Bu sevgi çocuğun bedenî ve ruhî gelişiminin en temel
ihtiyacıdır. Çocuğun hayattaki başarılarında da en önemli etkendir. Ailesinden
sevgi gıdasını yeterince alan çocuk okulda ve daha sonraki iş hayatında
başarılı ve mutlu olur. Çocuğun, ailede
ve okulda sevildiğini hissetmesi için:

Ailede ve okulda çocuk kendisine önem verildiğini ve sevildiğini
hissetmelidir.

-Çocuğun gösterdiği çabaya
saygı duyulmalı, başarıları övülmeli ve ödüllendirilmelidir.

-Çocuktan yetenekleri
doğrultusunda ve gücü nispetinde başarı beklenmelidir.

-Çocuğun ihtiyaçları
karşılanmalı, kişiliğine saygı duyulmalı ve ona devamlı sevgi ile
yaklaşılmalıdır.

-Aşırı baskı,
sevgisizlik, aile kavgaları, ilgisizlik ve cezalandırmalar çocuğu evden
kaçırarak sokağa ve kötü ortamlara iter. Bu tutumdan  kaçınmak gereklidir.

– Okulda çocuklar için bir sevgi ortamı
oluşturmalıdır. Okul idarecileri ve öğretmenler korkulan kişiler değil, sevilen
ve sayılan kişiler olmaya özen göstermelidirler.

-Öğrencilere sevgi ile yaklaşmalı ve yeterli
rehberlik yapmalıdırlar.

-Okul-aile ve öğrenci üçlüsü arasında bir sevgi
zinciri oluşturularak her türlü sorun bu sevgi çerçevesinde çözümlenmelidir.

– Ailede ve okulda çocuğun çalışması yanında dinlenme
ve oyun ihtiyaçları da giderilmelidir.

– Çocuk asla dövülmemeli, sevilmelidir. Dayak çocuğu
pısırıklaştırır ve teşebbüs kabiliyetini köreltir. Dayak yerine hoşgörü ve
sevgi göstererek rehberlik yapmalıdır.

– Sevgi, çocuğu şımartmamalı ve sorumluklarını ihmal
ettirmemelidir. Gösterilen sevgi bir disiplin ölçüsü çerçevesinde olmalıdır.
Evde, okulda ve çevrede kendine düşen görev ve sorumlulukları yerine
getirmelidir.

– Çocuklar arasındaki sevgi paylaşımında ölçülü
olmalıdır. Bazılarını diğerlerinden fazla sevdiğini açıkça belirtmek kıskançlık
ve çekişmelere yol açabilir.

– Çocuk, sevmek ve sevilmek ihtiyacı içindedir.
Ana-babalar ve öğretmenler çocuklara kendilerini sevdirerek ve onları severek
eğitmelidirler. Böyle bir ortamda öğrenmek zevk haline gelir.

 

Sevgi, saygı ve muhabbetin açmayacağı kapı yoktur.
Sertlik, öfke ve hırçınlıkla bir yere varılamaz. Çocuklara sevgi, saygı ve
muhabbet kapılarımızı açarak onları bu ortamda eğitmeliyiz. O zaman ne kadar
başarılı ve verimli olduklarını açıkça görebiliriz.

Sevgi ile dikilip geliştirilen bitkilerin ve sevi ile
eğitilen hayvanların diğerlerinden daha farklı bir gelişim gösterdiklerini
kolayca fark edebiliriz.

Okullar, birbirine karşı ilgisiz insanların oluşturduğu, birtakım
disiplin ve kuralların uygulandığı “soğuk yerler” olmaktan çıkarılmalıdır.
Öğretmenler, öğrenciler, yöneticiler ve diğer çalışanlar arasında; ilgi,
duyarlılık, açık fikirlilik, sorumluluk vb. gibi güzel özellikler geliştirilerek
okulda sevgi ve huzurlu bir aile ortamı oluşturulmalıdır.

Bu nedenle eğitim ortamında yeri geldiğinde; “duygu ve düşünceleri
paylaşma”, “hoşgörülü olma”, “kişinin kendisini tanımasına, yeteneklerini
geliştirmesine yardımcı olma”, “saydam olma”, “insanın önemli
gereksinimlerinden biri olma”, “merkeze hiçbir varlığı koymama”, “tutarlı bilgi
sahibi olma”, “bilgi ve duyguyu inceltme, zenginleştirme” kavramları
öğrencilere kazandırılmalıdır.

Bu bağlamda; “Sevgide; hem ben,
hem sen, hem de biz varız.”. O yüzden; sevgi eğitim ortamında mutlaka olmalıdır.
Öyleyse sevgi ve özgürlük öğrencilere nasıl kazandırılabilir? Öğretmen sınıfta
ne yapmalı ki, sevgi ve özgürlüğü sağlayabilsin? Yapılması gerekenler:

1.Sevgi, duygu ve düşünceleri paylaşmaktır.

2.Sevgi hoşgörüdür; fakat vurdumduymaz olmak, boş vermek
değildir.

3.Sevgi kişinin kendisini tanımasına ve yeteneklerini
geliştirmesine yardım etmektir.

4.Sevgi saydam olmalıdır.

5. Sevgi insanın önemli gereksinimlerinden biridir.

6. Sevgi, bencil olmama, her
varlığın birbiriyle ilişkisini belirleyip bu ilişkileri tutarlıca geliştirme,
sorunların çözü­münde kubaşık çalışmadır.

7. Sevgi tutarlı bilgiye
dayalı, çoğulcu, demokratik, özgür bir ortamda boy verip gelişebilir.

8. Sevgi, bilgi ve duygunun
incelmesi, tutarlı olması ve zenginleşmesidir.

 

İkinci makalemizde bu
başlıklardan bahsedeceğiz.

 

Sevgiyle kalın…