Çevre bizlere atalarımızdan miras değil, gelecek nesilden emanet aldığımız en değerli varlıktır. Çevreyi korkunç derecede kirletiyoruz. En çok çevrenin kirletildiği ise yaşadığımız Marmara bölgesi. Gebze ve Kocaeli bölgesi çevre kirliliğinde rekor kırıyor. Bölgenin 35 yıllık canlı şahidiyim. Çevrenin nasıl vahşice kirletildiğini, yok edildiğini belgesel görüntülere gelecek kuşaklara aktarmaktayım.
Çevre ile ilgili sürekli yazılar yazıp, belgesel programlar çekiyoruz. Ancak bir türlü toplumsal duyarlılık meydana gelmedi. Orman alanları işgal ediliyor. Korkunç yangınlar çıkıyor, kimyasal atıklar etrafa saçılıyor. Arıtma tesisine rağmen halen Gebze bölgesindeki bazı sanayi ve evsel atıklar denizi kirletiyor. Güzelim Eskihisar deresi halen açık fosseptik ve kanalizasyon deresi. Orman alanlarımızın içerisi harfiyat deposu gibi . taşocakları canımızdan bezdirdi. Kömür tozları ve sanayi bacası gazları bizi diri diri öldürüyor.
Toplumsal duyarlılık yok. Dün Hereke’den bir davet aldım. Çevre kirliliğine karşı eylem yapıp temizlik kampanyası organize eden Herek Sivil toplum örgütleri ve üniversite öğrencilerinin çalışması önemli bir başlangıç. Keşke bu tür eylem ve hareketler daha yaygın hale gelse. Ancak toplumsal duyarlılık henüz oluşmadığı için herkes “bana ne” deyip yan çiziyor. Yeşil çevre ve orman alanları adeta rantçılara peşkeş çekiliyor.
Bu çevre kirliliğine karşı başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere tüm ilgili ve yetkililere suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Gebze bölgesinde gizli ve açık bir çevre katliamı yaşanıyor. Çarpık sanayi rantçıların orman ve yeşil alanları ele geçirme girişimine devlet dur demeli. Sayın Vali’nin taş ocakları ile ilgili açıklaması önemli Vali Bey’in sözünde durarak Gebze’yi canından bezdiren bu sorunu çözeceğini düşünüyorum.
MAYVE AĞAÇLARI NEDEN KRUYOR
Gebze bölgesindeki meyve ağaçları da katliamdan nasibini alıyor. Dün gazetemizin manşetinden verdiğimiz “Ağaçlar kuruyor” başlıklı haberimizde korkunç gerçekler net bir şekilde ifade edildi. Çevre kirliliğine karşı artık meyve ağaçları da isyan etmeye ve kurumaya başlamış. Gebze’nin en önemli geçim kaynağı olan Kiraz ve meyve bahçeleriyle üzüm bağları artık yok. Numune olarak duran birkaç meyve ağacı ise çevre kirliliğine daha fazla dayanamayarak onlar da kuruyorlar. Çavuş üzümleri, Napolyon kirazları, enginar bahçeleri, ünlü zeytin ağaçları artık tarih oldu. Gerçekten çevre kirliliği bölgemizi ciddi şekilde etkiliyor. Bu konuda çok ciddi soruşturma ve araştırma yapılmalı. Konu ile ilgili gazetemizde yer alan haberin özetini sizlerle paylaşıyorum.
GAZETEMİZİN MANŞET HABERİ
* Meyve ağaçlarıyla bilinen köylerimizde kaçak hafriyat, çevre kirliliği ve enerji santrali yüzünden bir çok ağaç çürümeye başladı. Ağaçların kurumaya yüz tutması kirliliğinin en büyük kanıtı oldu.
Çevre kirliliği meyve ağaçlarını da kurutmaya başladı, kiraz ve üzüm bağları kirliliğe kurban gidiyor. Organize sanayi adı altında rant için kurulan bir çok OSB, vatandaştan çok düşük paraya aldıkları yerleri şimdi astronomik rakamlara satıyorlar. Köylerde yaşayan vatandaşlarla görüştük, köylü “4 dolardan aldıkları yeri şimdi 400 dolardan satıyorlar. Büyük vurgunlar yapılıyor, Bilim, Sanayi, Teknoloji bakanı Nihat Ergün defalarca açıklama yaptı ranta izin verilmeyeceğine dair. Artık bu rantçılar çıkarılsın.”
KÖYLERDE DURUM VAHİM
Gebze ve Dilovası köylerinde tam bir ağaç katliamı yaşanıyor. Çevre kirliliği ve kaçak hafriyat Gebze köylerinde ki meyve ağaçlarının çürüyüp gitmesine sebep oluyor. Kiraz ve üzüm ağaçlarıyla bilinen Gebze köylerinde yaşanan ağaç katliamına yetkililerin bir son vermesi gerekiyor. Çerkeşli, Köseler, Demirciler, Pelitli ve Balçık köylerinde yaşanan bu dramın en büyük nedeni hiç kuşkusuz kontrolsüz sanayi. Çevre kirliliğinin etkisi ağaçların kurumasıyla ortaya çıkarken, kaçak hafriyat döküm sahası haline gelen köylerimizde, dökülen bu hafriyatlarda kirliliğe etken olarak gösteriliyor.
SANAYİ AĞAÇLARI ÇÜRÜTÜYOR
Köylü ise perişan durumda ve sesini yetkililere duyuramamanın sıkıntısı yaşıyor. Sanayinin sebep olduğu çevre kirliliği ve kaçak hafriyat dökümünden yakınan köylüler, güzelim kiraz ağaçlarının çürümesine içerliyor. Özellikle İMES ve Kimya OSB’nin çevresinde ki alanlarda çürüyen ağaçlar insanların yüreğini sızlatıyor. Yine bölgede bulunan Enerji çevrim santralinin doğaya zarar verdiği tahmin edilirken, yaşanan bu duruma seyirci kalınması köylünün tepkisini çekiyor. Gebze ve Dilovası köylüsü yetkililerden feryatlarına ortak olmalarını bekliyor.
Evet sonuç olarak bölgemizde yaşanan çevre kirliliğini yazılarımla dile getirdim. Görev Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin . bölgemizin geleceği ve insan sağlığı açısından açıkça suç duyurusunda bulunuyor, çevremizi kirletenlere karşı, devlet yetkililerini göreve çağırıyorum.
Sağlığımızın tehlikede olduğunu acaba kaç kişi biliyor?