Dilerseniz yazımıza Nasrettin Hoca’dan bir fıkra ile
başlayalım.
“Nasrettin Hoca’ya bir sohbet esnasında
dostları sorar:
-Hoca yeni ay doğduğunda eskisini ne
yaparlar?
Hocamız hazır cevap sözü hemen
yapıştırıverir:
Ne yapacaklar kırpar kırpar yıldız yaparlar.”
demiş.
*
Adam, belediye başkanı olmak için
partisine müracaat ediyor. Parti, belediye başkanlığına bu şahsı uygun
görmüyor.
İlim adamlığından ziyade siyaseti o
kadar kafasına koymuş olacak ki, belediye başkan adaylığı olmadı bari milletvekilliği
adaylığına başvurayım diyor. Partiye
müracaat ediyor ama milletvekilliği için de uygun bulunmuyor.
Ancak ne de olsa “bizim çocuklar”! listesinden ya… hadi
diyorlar bari Boğaziçi Üniversitesine rektör atayalım.
Prof. Dr. Melih Bulu’dan söz
ediyorum.
Belediye başkanlığına,
milletvekilliğine lâyık görülmeyen Profesör, dünyanın sayılı üniversitelerinin
arasında bulunan Boğaziçi Üniversitesine Rektör atanıyor.
Ancak bu defa durum diğer atamaların
benzeri olmuyor. Öğretim üyeleri, öğrenciler büyük bir direnç göstererek itiraz
ediyorlar. Rektörlerinin dışardan atamayla değil, kendi üniversitelerinin
bünyesinden seçimle gelmesini istiyorlar.
Üstelik bu Profesörün sicilinde
intihal suçlamaları da eklenmiş bulunuyor.
*
Skandallar bir değil beş değil yaz
yaz bitmiyor.
Adı 17/25 rüşvet olayına karışan, her
Cuma bakara-makara tiwitleri yuvarladığını kendisi itiraf etmesine rağmen AB
eski bakanı, mükâfat olarak Çekya Büyükelçiliğine atanıyor.
Adam, suçluluğunu kabul edip ilk
etapta sus-pus oldu, bakanlıktan alındı. Kendisini savunmaya gerek bile
duymadığı halde imdadına troller yetişti ve adı her geçtiğinde hala
televizyonlarda savunmasını yapıyorlar: “o
rüşvet aldı sayılmaz, FETÖ operasyonuna kurban edildi.” diyerek olayın
üzerini kapamaya çalışıyorlar. Suçu işleyip işlemediği umurlarında bile değil.
*
Kaderin cilvesine bakın ki, bir
Ülkücü katili olarak aranan ve Avusturya’ya kaçan Dev-Yol üyesi bir zat, bu
defa aynı ülkeye Büyükelçi olarak atanıyor.
Aynı şekilde bu kişi de işe
siyasetten başlayıp, İzmir den AKP milletvekilliğine aday oluyor ama
kazanamıyor. Liyakat ve siciline
bakılmaksızın “bizim çocuklar” listesinden
Viyana Büyükelçiliğine ataması yapılıyor.
Ezcümle, yazımın başına aldığım
Nasrettin Hoca fıkrasında olduğu gibi mevcut iktidar, “Bizim Çocuklar” listesinde ne kadar eski suçlu, defolu açıkta
kalmış kimse varsa kırpıp, kırpıp bürokrat atıyor.
Son dakika Notu:
ABD başkanı Biden, 1914 sözde Ermeni soykırımını kınadı. Devletin
yetişmiş dışişleri adamlarını Monşer yaftasıyla bir kenara koyup, birtakım
sabıkalı ve Fetöcüleri “Bizim Çocuklar” adına onların yerine koyarsanız,
sonucuna da bu şekilde katlanırsınız. Bakın hiç sesleri çıkıyor mu?
Sağlıklı kalın.