Biz O Dilekçeyi Almıyoruz!

14

Son dönemde, Kocaeli’de bazı kamu kurumlarında görev yapan bazı kamu görevlilerinin kendilerine dilekçe ibraz eden vatandaşlara “Biz o dilekçeyi almıyoruz” diye cevap vererek vatandaşları geri gönderdiklerini duyuyoruz. Duyuyoruz derken bu hususu olayı yaşayan vatandaşlar bizzat anlatıyorlar.

Hatta geçenlerde, yılbaşından hemen önce bir dostumuz bu olayı adliyede yaşadı. Savcılığa şikâyet dilekçesi vermek isteyen dostumuza savcılık ön bürodaki memur “O dilekçeyi biz almıyoruz, sen karakola git” diyerek dostumuzu göndermeye daha doğrusu başından savmaya çalışmış. Dostumuz o anda bana telefon edince kendisine bire bir şunları söyledim;  “O memura söyle, dilekçe almamak gibi bir yetkisi yok. Şu an suç işliyor. Dilekçeyi almazsa kendisini şikâyet edeceğini söyle” dedim. Dostum bunları söyleyince, memur bu defa “şimdi git 2 saat sonra gel” demiş. Dostumuz da işi geç de olsa halledilecek diye ses çıkarmamış. Neticede dilekçesini vermeyi başarmış.

Bu dilekçe almadan vatandaşı geri gönderme olayı, yukarıda da ifade ettiğim gibi başka kamu kurumlarında da yaşanıyor maalesef. Dostların anlattığı kadarıyla şimdilik isimlerini zikretmeyeceğim kamu kurumlarında görevli personel “Biz o dilekçeyi almıyoruz” lafını söyleyerek suç işlemekte ısrar ediyorlar.

“Suç işlemekte ısrar ediyorlar” diyorum çünkü kamu kurumlarının vatandaşın verdiği dilekçeyi almamak gibi bir yetkisi yok! Burada bir hususu açıklığa kavuşturalım. Buradaki kast ettiğimiz husus, kamu kurumlarının kendilerine verilen dilekçeyi alıp işleme alma zorunluluğudur. Dilekçe içeriği kamu kurumu tarafından incelenir, sonrasında kabul de edilebilir red de edebilir. Ama dilekçeyi hiç almamak, işleme hiç koymamak suçtur.

Anayasa’nın “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı”başlıklı 74’üncü maddesinde “Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu gecikmeksizin, dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.” denilerek dilekçe hakkı ve verilen dilekçenin cevabının ilgili kamu kurumunca “gecikmeksizin” verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Yine dilekçe hakkıyla ilgili olarak özel bir kanun yürürlüğe konulmuştur. 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunda da “Dilekçe Hakkı” başlıklı 3’üncü maddede “Türk vatandaşları kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma hakkına sahiptirler.” denilerek dilekçe hakkının varlığı tekrar edilmiştir.

Hatta 3071 sayılı Kanunun 5’inci maddesinde, dilekçe yanlış makama verilmiş olsa bile işleme devam edileceği ve dilekçenin hatalı olarak sunulduğu kamu kurumu tarafından dilekçenin asıl muhatabı olan kuruma sevk edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.

3071 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinde incelenmeyecek dilekçeler sayılmaktadır. Buna göre Belli bir konuyu ihtiva etmeyenler, Yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili olanlar, ve Kanunun 4 üncü maddede gösterilen şartlardan herhangi birini taşımayan dilekçeler incelenemezler. Ama bakın bu madde bile dilekçenin incelenemeyeceğinden bahsetmektedir. Bu madde dair ne Anayasa ne de 3071 sayılı Kanun, kamu kurumlarına dilekçeyi almama, geri gönderme vs. gibi bir hak vermemektedir. Buna göre dilekçenin içeriği saçma sapan bile olsa kamu kurumu bu dilekçeyi alıp işleme koymak zorundadır. Şayet dilekçe 6’ncı maddedeki özelliklerden birini taşıyorsa bu defa dilekçeyi incelemeyecektir. Şayet dilekçe 4’üncü maddedeki özellikleri taşıyorsa bu defa dilekçe incelenecek ve dilekçeye kabul veya red şeklinde bir cevap verilecektir.

Görüldüğü üzere kamu kurumları, vatandaşlarca kendilerine ibraz edilen dilekçeleri almak ve işleme koymak zorundadırlar. Kamu görevlilerinin dilekçeyi almaması suçtur. Kamu görevlilerince dilekçenin alınmaması Türk Ceza Kanununun 257’nci maddesi uyarınca Görevi Kötüye Kullanma suçunu oluşturur. Bu suçun karşılığı da 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.

Kamu kurumlarının kuruluş ve var oluş amacı vatandaşların hayatlarını kolaylaştırmak olduğu hususunun altını çizerek, Kocaeli’deki kamu kurumlarını, vatandaşların dilekçelerini alıp işleme koyma konusunda daha hassas davranmaya davet ediyorum.

Önceki İçerikAlo yargı sesimi duyuyor musun!
Sonraki İçerikSultan Süleyman’a Kalmadı!
Avatar photo
1983 yılında Tokat Erbaa’da dünyaya geldi. İlk okulu Ankara’da, ortaokulu Bitlis Tatvan’da, Lise’yi Bursa’da okudu. 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü kazandı. 2003 yılında bu okulu terk edip Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. 2008 yılında bu okuldan mezun oldu. Yüksek lisansını 2019 yılında Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde tamamladı. Halen Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora eğitimini devam ettirmektedir. 2018 yılında siyasetle de ilgilenen yazar, 2019 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın üyesi olmuş ve 2023 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın başkanlığı görevine seçilmiştir. 2018 yılında bu yana Kocaeli’de köşe yazıları yazmakta ve yazıları Kocaeli’nin muhtelif yerel basın kuruluşlarının yanı sıra Kocaeli Aydınlar Ocağı web sitesinde yayınlanmaktadır. Yine 2018 yılından bu yana ülke genelinde barolarda eğitimler ve Kocaeli’de yerel STK’larda konferanslar vermektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. ESERLERİ : A. YAYINLANMIŞ KİTAPLARI 1) Katılım Bankacılığı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2020. 2) Tayyip Erdoğan Sonrası Türkiye, Melekler Yayıncılık, Kocaeli, 2020. 3) Türk’ün Ustalarla İmtihanı, Kitap Yurdu Doğrudan Yayıncılık, 2023. B. YAYINLANMIŞ AKADEMİK MAKALELERİ 1) Tahkim Sözleşmesinin Unsurları – Leges Hukuk Dergisi, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a Vefa Andacı, Ekim 2020, Y:11, S: 130, s. 112-133. 2) Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’na (Viyana Sözleşmesi / CISG) Göre Taşıma Halindeyken Satılan Mallara İlişkin Hasarın İntikali – Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 335-360. 3) Nama Yazılı Pay Senetleri Üzerinde Önalım, Alım, Geri Alım ve Öncelik Hakları - Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 1-59. 4) Faiz ve Vade Farkı Kavramlarının Hukuki Niteliklerinin Karşılaştırılması – Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler, Dora Basım, Bursa, 2021, s. 19-41. 5) Anonim Şirketlerde Payın ve Pay Senetlerinin Devri - Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler II, Dora Basım, Bursa, 2022, s. 313-336. 6) Limited Şirketlerde Pay Devri – Bilimsel Araştırmalar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2023, s. 113-130. 7) Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Yüklenicinin Temerrüdü Nedeniyle Sözleşmeden Dönme, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Aralık 2023, S:28, s. 133-161.