“ Yunus Emre Modern
Dünyaya Ne Söyler?” İsimli Makalesinde Mustafa Eren “modernitenin dili akıldır
Yunus’un dili gönül dilidir. Yunus varlığa akıl ile değil gönül ile bakar fakat
aklı inkâr etmez” demektedir. Eren’in Yunus’un aklı inkar etmediği
ise Akl-ı
Maaş, Akl-ı Maad ve Akl-ı Kül tespiti
ile vurgulanmaktadır. Annemaria Schimmel, Senail Özkan gibi
araştırmacıların yanı sıra Batı felsefe düşünürlerinden de bahsederek Jaspers’ sin “eksen çağı” analizinin önemini vurgulamaktadır. Eren’in Yunus
düşüncesini açıklarken akıl ve gönül ikilemi algılanıyor gibi görünse de
Türk irfanında akıl ve gönül birbirinden ayrı değildir.
Kaşgarlı
Mahmut Divan-ı Lügat-it Türk‘te “könğül”
kelimesini; “gönül, kalp, yürek; anlayış” (Kaşgarlı Mahmut, Çeviri: Besim
Atalay, 1986: 361) olarak özetlemektedir.
Hangi yüzyılda bu kavramların (gönül/akıl) birbirinden ayrıldığı bilinmese de
Kaşgarlı Mahmut’un bu açıklaması günümüz yazarlarına da ışık olmalıdır. Çünkü
akıldan ayrı bir gönül kavramı gerçekçi olamadığı gibi insan zihnini de
parçalamaktadır. Hâlbuki iman dâhil hiçbir şey akıl ve zihin dünyasında ısdırap
çekilmeden gönül niteliğine kavuşamaz.
Eren’in çalışmasında
vurgulamış olduğu Vahdet-i vücûd
anlayışı varlığın Birliği düşüncesi bize bunu hatırlatmaktadır. Vahdeti vücûd
düşüncesinin felsefî anlamda en geniş yorumlarını yapan Muhiddin Arabî vücut
kelimesine verdiği anlamlardan biri “tecrübe”
olmaktadır. Bu ise “emek”le insanın
düşünce ve vahdete kavuşabileceğini göstermektedir. Aksi halde Vahdeti vücut’u
sadece varlığın yahut Tanrı’nın vücudunun birliği şeklinde algılanması halinde
insanların bunu hayatlarına ve ruhlarının gelişim süreçlerine aktarabilmeleri
mümkün görünmeyecektir. Hâlbuki tecrübe insanların kitaplarda arayıp
da bulamadığı ve hayat boyu edindikleriyle bu düşünceyi aşkın bir hale
getirmelerinin söz konusu olduğu yaşanmış bir hakikat olacaktır.
“Muhiddin Arabî düşüncesinde kullanmış olduğu kavramlardan
Ayn zat, kaynak ve göz anlamlarına; cem toplanma, sentez veya
birleşme anlamlarına; vücûd ise
varlık, buluş ve tecrübe anlamlarına karşılık gelmektedir. Bu nedenle vücûd
“birleşme ve tecrübe gözü” olarak da
ifade edilebilir”( Hırtenstein, 2016: 50). Bu çerçeveden baktığımızda Türk
tasavvuf düşüncesinde önemli bir yeri olan vahdet-i vücûd” kavramının farklı
bakışlarla da yorumlanması gerekmektedir.
Eren’in felsefî bir üslupla
Yunus’u çağa okutmak anlamına gelen
makalesini herkese tavsiye ederim. İlerleyen dönemde Kaşgarlı Mahmud’un gönül,
Muhiddin Arabî’nin vücud kavramlarını daha da açacağı yazılarını da kendisinden
beklediğimi ifade etmek isterim. Mustafa Eren gibi mütefekkirlerin sayısı
arttıkça “Türk Düşünce Hayatı” zenginleşecektir.
Kaynaklar:
Doç. Dr.
Mustafa Eren “ Yunus Emre Modern Dünyaya Ne
Söyler?”, I.
Uluslararası İslam Kültür Ve Medeniyeti Sempozyumu “Yunus Emre” 10 Temmuz 2021,
Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, S. 261-272.
Kaşgarlı
Mahmut, Divanü Lûgat-it Türk, Çeviren: Besim Atalay, TTK Basımevi, Cilt: IV,
1986, Ankara.
Stephen Hirtenstein,
Hayatı ve Fikriyatıyla -Muhyiddin İbn Arabî, Bir Merhamet Abidesi,
Çeviren: İrfan Kelkitli, Litera Yayıncılık, 2016, İstanbul.