Merhabalar, Bu haftadan itibaren her 15 günde bir, bu köşede sizlerle birlikte olacağım.
Aldığım eğitim, bilgi ve tecrübelerim ışığında; hayata çocuk gözünden bakabilmenin yollarını, yaşamımızdan sizlerle paylaşmaya çalışacağım…
Bu ilk buluşmamızın konusu, artık her çocuğun elinde görmeye alıştığımız tablet bilgisayarlar.
Ancak sanmayın ki yazımda tabletin çocuklar üzerindeki zararlarından bahsedeceğim…
Ne kadar şikayet etsek de tablet gerçeği çocuklarımızın hayatının tam ortasında duruyor.
Patlamaya yüz tutan bir bomba mı yoksa değil mi bilemem… O tamamen sizin tableti hayatınızda nerede tuttuğunuzla ilgilidir.
Ama şöyle bir gerçek var…
Kullanım kılavuzuna eklemeyi unuttukları, ‘çocuklar tableti nasıl kullanmalı?’ kısmı, kafamızı karıştırıverdi sanırım.
Tam da ‘Zaten hepimizin ilgi duyduğu ve işimize yarayan bu teknolojik aleti çocuklarımızın da kullanması kadar doğal ve faydalı bir şey olamaz’ derken;
Yemek yemek için gittiğim her ortamda, çocukların tabağındaki tabletler görmeye başladım.
Zaman kadar soyut bir kavramın anlaşılması bile çocuklarımız için zorlu bir süreçken, hem tabletle oynayıp hem yemek yemek;
İp oynayıp aynı zamanda top oynamak kadar karmaşık bir durum aslında.
Tabii ki çocuklarımız bunu yapabiliyor ama şüphesiz orada yemek yemek için bulunduğunun asla farkına varmıyor.
Oyun oynarken, bizim yan taraftan yemek yedirmemiz, çocuğumuzun belki birkaç lokma daha fazla yemek yemesine sebep oluyor ama;
Bir süre sonra, biz anne ve babaları tablet olmadan sofraya oturamaz konuma düşürüyor.
***
Zaman dilimlerini netleştirmek, çocuğumuza sınır koymada size birebir yardımcı olacaktır.
Anne-baba ile oyun zamanı, tablet zamanı, uyku zamanı gibi net zaman dilimleri, çocuklarımızın da zamanı kullanım becerileri ve farkındalıkları açısından güven uyandıracaktır.
Yaptığı işe konsantre olabilen çocuklarımızdan akademik ve sosyal başarı bekleyebiliriz. Beslenme alışkanlığı gibi bazen evlerimizde düzene oturtmakta zorlandığımız bu önemli konu; Tableti ceza yada ödül olarak kullandığımızda sadece geçici bir çözüm olacaktır.
Çocuğumuzun tabağına yiyebileceği kadar yemek koymak, o günkü anne menüsünde ne varsa onların arasından seçim yapmasını sağlamak;
Ve en önemlisi, ‘doydum’ diyorsa saygı duymak ve bir sonraki öğüne kadar onun açlığına sabretmek, çok özel ellerinizle onun hayatına dokunmanız demektir.
O güzel aile sofralarımızda, çocuklarımızın bizlerle birlikte yer alması güzel anılar biriktirmemizi sağlarken; Çocuklarımızın tabaklarının altına koyacağımız güzel sürpriz notlar, hafta sonunda birlikte oluşturacağımız bir mönü, onları heyecanlandırarak, sofra kültürüne yaklaştıracaktır.
Yemeğimizden sonra 45 dakika da olsa uygulayacağımız anne-baba ile oyun saatimiz, akşamın geri kalan periyotlarında sizi ve kahve saatinizi rahatlatacaktır.
Çocuklarımıza attığımız her adımda hatırlamalıyız ki yeni bir nesil Mutlu sofralarınız bol olsun.