Taş işte. Taşlarım değerlidir benim. Bahçe duvarım yıkılınca kalbimin duvarları yıkılmış gibi oldu. Annem çok üzüldüğünde hep şöyle diyordu…” ana olacağıma temellere taş olaydım” Küçüktüm ne dediğini anlamıyordum. Neden temele taş olacaktı ki diye hayıflanırdım. Sonra büyüdüm, temeldeki taşın yükünü gördüm. Koca bir binayı ayakta tutan temel taşıydı. Annem haklıydı evlatların yükü anaya temel taşının taşıdığı yükten daha fazlaydı….
Taşlarım taşlarım, Benim gözel taşlarım. Kızılderili dostlarımız şöyle demiş…”kum üstünde şaton olacağına, taş üstünde kulüben olsun ” öyle ya kum üstündeki şato ne kolay yıkılır. Seviyorum kızılderililerin hayat anlayışlarını…
Ayağa dokunmadık taş, başa gelmedik iş olmaz, demiş atalarımız. Ne güzel demişler. Kimseyi yargılamadan, kimseyi ayıplamadan,yarının ne getirip ne götüreceğini bilmeden büyük konuşmamak lazım.
Arif Nihat Asya da demiş ki….”duvara bir gedik açmak için, bir taşın yerinden eksilmesi yeter ” Vayyyyyy işte budur. Bahçe duvarından bir eksilen taş hepsinin göçmesine neden oldu…
Teli kaçan çorap gibi diğer taşlarda söküldü geldi yerinden.
Taş ustası bulmak çok zor, üç gün sürecek duvar, altı yedi gün sürüyor…Bu yüzden temeli taş, üstü piriketten yaptık. Kullanmadığımız taşları bir köşeye taşırken, içimden kopar gibi taşlar sanki gözlerimden yuvarlandı gitti….
Hz Mevlana da demiş ki…..” bin bahar görse de taş yeşermez ‘ ‘iyi ki de yeşermez, düşünsenize temele koyulmuş bir taşın bir cevizi filizleyip koca binayı yıkabileceğini….
Eh işte bir toz zerresinin bile marifeti başka.
Marifet nedir, bilir misin? Taşlara bakan gözlerin çiçekleri görmesidir… demiş Mevlana. Taştan çiçek gören göz ne güzel gözdür.
Kibir bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. H. Bayram Veli de böyle buyurmuş. Yükünüzden kurtulmak için, önce kibrinizden kurtulun.
Ha bir de unutmadan sapan içinde zalime atılan taş var. Kuş vurmamak kaydıyla eskiden sapan yapar içine küçük taş koyardık…..Çocukluk işte, zalimin füzelerine değemeyen küçücük sapan taşı…Olmaz ya attım sapan la taşımı, değdi büyük güçlerin demir füzelerine….
Düven taşı. Düvenin üzerine çakılmış, çelik su verilmiş bıçak gibi keskin. Bembeyaz,ışıl ışıl ışıldayan.Buğday saplarıyla buluşup, sapla samanı ayıran taş.
Taş sevgim hiç de abartı değildir. Ciddi anlamda hayatımda yeri çok büyüktür. Rahmetli dedem de ben ölünce başıma sadece bir taş dikin. Öyle süslü, püslü mermer mezar yaptırmayın diye vasiyet ederdi. Vasiyetini yerine getirdim, kenarı çevrili, üstünde adı yazılı bir taş var sadece.
Ah sabır taşım,bu gidişle çatlamazsa eğer,değeri terazide tartılmaz…..
Temel taşı
Mezar taşı
Kilit taşı
Düven taşı
sapan taşı
çay taşı
Sabır taşı
Her memleketin, her yüreğin bir taşı var işte. Adını siz koyun.
Kara kara bakan gözleriyle oltu taşım.
Kıvır kıvır saçlarıyla lüle taşım
Şifa niyetine akik taşım
Müjde gibi deniz taşım.
Guzulara da taş ismi verdim
Yazmaya da bir isim verecek olsam adını ”kehribar taşı” ismi verirdim.
Her derde deva yazmak.
Hani cümle içinde ” bir kehribar bin derde deva ” gibi. Ne çok kehribar mektuplar yazdım hiç biri adresine ulaşmadı. Kırk derde deva kehribar taşım
Ayrılık için de taşların diyecek sözleri var…”taş altında olmasın da dağ ardında olsun…Sağ olsun da selamı gelsin deriz.
Öyle ya bir ölüme çare yokmuş…..
Bağrına taş basmayı bilen ananın kızı olarak yoluma engel tüm taşları da temizleye temizleye, gerekirse üzerine basa basa yürümeyi iyi öğrendim.Taktım kehribar taşımı boynuma,bana bir şey olmaz artık.
Her taş yerinde ağırdır. Varsın taş yürekli olmayalım da kendi ağırlığımızı kendi sırtımızda taşırız. Bir kilit taşı bizi tutar bağlar hayata yeniden. Sektiririz taşlarımızı bendini aşıp giden sularda.
Taşı zamanı geldiğinde yerine koymak gibi yazıya son noktayı koymak. Dostun attığı taş baş yarmaz mış..Yarılmasının başımız, tükenmesin aşımız…….
Türkülerde de yerini almaz mı hiç taş…”hangi taş büyükse git vur başını ”demişler
Çay taşı, çakmak taşı demişler.
Çay taşı, Çakmak taşı
Ay doğdu, batmadı mı
humâr göz yatmadı mı
Seni yaratan Allah oy
Beni yaratmadı mı
Beni yaratmadı mı oy oy oy
çay taşı, çakmak taşı,
çatıktır yârin kaşı
çirkinle hiç bal yenmez,
güzelinen taş taşı
zeytin kelimeler