Bir Bardak Sudan İç Kavga Çıkarmak

83

Burada ‘suBoğaz-içi oluyor. İç kavga ise 80 Öncesi’nde yaşansa da 80 Sonrası acılarıyla hâlâ
hafızalarımızda taze. İşin ilginci bizim gibi o tarihte 9-10 yaşında olanların,
gençliklerinde çift taraflı ajitasyonun
yakıcılığını bizatihi tecrübe etmiş ve yaşını-başını almış
kimselerden bugünlerde hayalî bir iç
düşmana karşı seferberlik
beyanlarını duyma talihsizliği.

            Müslüm Baba’nın
Talihsizler’ albümünün arka yüzünde “Kendin gittin, kendin düştün, kendin yalvardın” gibi sözlerle tarih adeta bizimle kafa buluyor. Aynı albümün korsan versiyonundaki uzun
havada ise Altın iken tunç oldum / Seçilmez pirinç oldum / Felek
muradın oldu mu
/ Yine ellere gülünç oldum diyor halk irfanı.

            Türk düşün hayatının Nasreddin
Hoca
’dan sonraki büyük temsilcisi ‘Bizim
ünvanlı Temel Emmi’nin “Eyvah
gene düşeceğim
” yaklaşımı balık
hafızalı
olduğumuzun sözel fotoğrafıdır. Oltadaki yeme tav beleşçiliğimiz de kayda geçsin.

Rahmetli
Muhsin Başkan, 80’den önce Ülkücülerle Devrimcileri masada bir araya
getirmek için yaptıklarını ve diyalogun
hangi mihraklarca engellendiğini sık
sık anlatırdı. Aynı delikten ikinci kez
ısırılamayana
mümin’ deniyorsa
bize ne desinler?! Ergenekon kumpasının da benzer bir diyaloğu
baltalamaya taammüden kastını biliyoruz.

Ehliyetsizlik ve liyakatsizliği ser-miyar edenlerin artı bir Rektör atamasına verilecek
tepkinin ölçüsü ne olmalıydı? Muhtelif
çap ve ebatta eylemler
için el altında tutulan örgütler gerçekte hangi taraf için devrede oluyorlar?! Bütün
film 80 Öncesinde miydi, 40 yıldır film
sektörü krizde mi
ki?!

Klasik
bir protesto eyleminin çift taraflı organizasyonlarca sakız
edilerek çiklet patlatma yarışına
çevrilmesi “20 lira için cinayet işlendi
haberlerine benzemiyor mu? Kahve ağzıyla söylersek; fasulyeden bir
sebepten halkı çift taraflı sokağa dökme
körebesi.

Devletlû
zevatın sağduyu yerine yangına körükle
giden
ve Edebali’nin “Bundan sonra öfke bize, uysallık sana; suçlamak
bize, katlanmak sana”
sözlerinin tam
tersine omuz veren
söylemleri neyin sinyalizasyonu? Diriliş Ertuğrul ya da Kuruluş
Osman
vaaz u nasihatleri şişede durduğu gibi durmuyor demek ki..

Kerli-ferli
adamların sosyal medyayı gladyatör arenası
belleyip mafyatik dizilerden çalıntı
repliklerle
ağır abi’lik pozları devşirmeleri “Cumhuriyetin ilânından sonra ciddiyetin ilânına ihtiyaç var
deyişini akla getiriyor. Lâkin bu ciddiyetsizliğin
şakası yok
.

İnsanlar kendi zamanlarının bu ezelî – ebedî akış içerisinde içinde biricik olduğunu zannederler; tarih
kitapları bu kronik hataların kronolojik
takvim yapraklarıyla
doludur. Ne dermiş atasözlerimiz: Anasına bak, kızını
al
& Liderine bak, gazını
al
. Sağ ve solunuzdaki kameralı
yazıcılar
ağzınızdaki kanal-izasyon ifrazâtını
ve elinizdeki benzin bidonunu kaydetmiyor
mu sanıyorsunuz?!

Aristo Mantığıyla ondan yana
mısın, bundan yana mısın çıkmazında conta
yakmış ideolojik araç sahipleri için örnek soru-cevap bankası:

1.
Kazanan partiye hiç oy verdin mi?

            — Denk getiremedim.

            2. Hangi İstanbul takımını
tutuyorsun?

            — Hiçbirini, kentimin takımını.

            3. Yazı mı, tura mı?

            — Dik!