Yunan Ordusu, 1921 yılı baharında Sakarya’yı işgal ederek Bilecik tarafına gitmek için bu Karaçam Boğazı’nı zorlamış ancak başarılı olamamıştı. Allah’a şükür ki olmamış eğer olsaydı, Bursa – Bilecik eksenindeki askerlerini takviye ile savaşın seyrini değiştirmede etkili olabilirdi. Dolayısıyla 1920’de olduğu gibi 1921’de de Bahçecik havalisinden bu bölgeye peyderpey askeri ve milis güçler kaydırılmıştır.
Bahçecik’in kaza/ilçe olma ayları da hareketli olaylara sahnedir. Asker/tarihçi Yusuf Çam, askeri arşivlerle yukarıda Rahmi Apak’ın Bahçecik’le ilgili anlattıklarını teyid eder. Şöyle ki:
“12 Temmuz’da (1920) İstanbul Hükümeti’nin İzmit Mutasarrıfı olarak hareket eden İbrahim Bey (Çerkez İbrahim), Kazıklı İskelesi’ne çıkarak civar köy muhtarlarını ve ihtiyar heyetlerini yanına çağırtmış ve Kuva-yı İnzibâtiye, Ermeni ve Rum çetelerinin yardımıyla Bahçecik’e gidip hükümeti teşkil edeceğini bildirmiştir. Nitekim 3 gün sonra (15 Temmuz 1920) Kürekçi Aslan Çetesi’nin Bahçecik’te teşkilat yapmaya başladığı haber alınmıştır. 15 Temmuz’da teşkilatlanan Ermenilerin kuvvetleri 100 kişiyi bulmuştu.
Durumun vahameti İznik’te bulunan Karamürsel Kaymakam Vekili ve Karamürsel Bölüğü Kumandanı Mehmet Kemal tarafından 24.Fırka’ya (Tümene) bildirildi. İzmit Jandarma Alay Kumandanı Binbaşı Tahsin Bey de Bahçecik ve Mesruriye civarında İngilizlerin silahlandırdığı 20 kişilik bir Rum – Ermeni çetesinin bulunduğunu, İngilizlerin Bahçecik’te mühim miktarda Ermeni ve Rum’u silahlandırdıklarını bildiriyordu.
Bu faaliyetler sürerken tekrar Karamürsel’e giren Millî Kuvvetler, Mestan İbo’nun hempalarından (yoldaşlarından) Yüzbaşı Boylama Mehmet’i yakalamışlardı. Boylama Mehmet, arkadaşlarının az zaman önce Bahçecik’e doğru firar ettiklerini söylemiştir. Böylece Bahçecik birçok muhalif unsurun toplanma merkezi haline gelmeye başlamıştı.
Mehmet Kemal Bey, bu unsurların her geçen gün fazlalaştığını, elindeki kuvvetlerle etkili olamadığını ve teşkilat yapmaya başladığını bildirmiştir. Durumdan anlaşıldığına göre Karamürsel’e yalnızca Gökbayrak Taburu’nun süvarileri girmiş ve onların asıl kıtalarına dönmeleri üzerine bölgede yeniden teşkilatlanma ihtiyacı doğmuştur.
Bahçecik Kaymakamı (Abanozoğlu Süleyman Bey), 16 Temmuz’da Derbent’e gelmiş ve İngilizlerin ileri harekât sebebiyle zayıf bıraktıkları Bahçecik’i geri alması için hazırlık yapması emredilmişti. Kaymakam’ın emrine 30 kişi verilmiş, ertesi günü 40 kişinin daha verilmesi Milli Alay Kumandanı tarafından Ada Taburu’na bildirilmişti. 18 Temmuz (1920) günü Bahçecik’in kurtarılması kararlaştırıldı. Fakat Karamürsel, İznik ve Derbent cephelerinde gittikçe kuvvetlenen Kuva-yı İnzibâtiye’yi canlandırma teşebbüsünü önlemeye yetecek kadar kuvvet toplanamadı.
Bahçecik’teki faaliyetler Değirmendere’ye doğru genişleme istidadı gösterince Karamürsel’deki Kuva-yı Milliye teşkilatı zor duruma düştü. Teşkilatı kuvvetlendirmek için İznik’te bulunan Yalova Mal Sandığı’ndan para tedarik edilmek (sağlanmak) istendi. Fakat Gökbayrak Tabur Kumandanı, makbuz mukabilinde bütün parayı çektiğinden para kalmadığı anlaşıldı.
Nihayet 26 Temmuz’da (1920) Bahçecik’e girildi. Millî çete reislerinden Şeyh Mustafa Nuri Efendi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa’ya müracaat ederek Bahçecik’te millî teşkilat kurmak için selahiyet (yetki) verilmesini istedi.”
Şeyh M. Nuri Efendi’nin Atatürk’ten yetki alıp alamadığını bilmiyoruz; muhtemelen alamamıştır. Fakat kesin olarak bildiğimiz şudur ki Bahçecik 2 ayrı kez düşmandan kurtarılmış ve 2 defa ayrı ayrı teşkilatlanma yapılmıştır. İlki, 26 Temmuz 1920 esnasında ve öncesinde; ikincisi ise 29 Haziran 1921 öncesinde.
Bahçecik’in ilk kurtarılışı başlangıcında 60 kişilik bir Rum – Ermeni çetesi 200 kadar İngiliz askerinin de desteğiyle Çepni Köy’de (Suadiye) halka işkence yapmış, akabinde de Serindere’ye çıkmak istemişler fakat Millî kuvvetler tarafından tard edilmişlerdir (kovulmuşlardır). Yine bu sıralarda Bahçecik ve Karamürsel’de Kuva-yı İnzibâtiye’yi canlandırma teşebbüsleri olmuştu.
İri kıyım, pala bıyıklı ve kızıl sakallı Gürcü Aslan adındaki şahsın liderliğinde 70 kişilik bir Kuva-yı İnzibâtiye birliği Bahçecik’te kurulmakla kalmayıp Karamürsel tarafını teşkilatlandırmak için de Karamürsel Meydanı’na konuşlanmıştı. Bu kişileri te’dip (cezalandırma) ve Bahçecik’ten Akhisar’a (Pamukova) giden yollarlı tutmakla görevlendirilen Söğütlü Taburu, 30 Temmuz’da yaptığı Arslanbey baskınıyla bunlardan 120 tanesini temizlemiştir.
1920 Ağustos’unda İngilizler yavaş yavaş yerlerini Yunan birliklerine bırakmaya başladılar. Bu sırada Bahçecik, Ovacık (Yuvacık), Arslanbey ve Ermişe (Akmeşe) Ermenilerinden 300 kişi Yunan Ordusu’na dâhil oldular.
Azınlık çeteleri Bahçecik’teki Jandarma Karakolunu basmışlar ve karakol komutanına karşı ‘Senin artık hükmün kalmadı. Kafanı pencereden çek, yoksa beynini dağıtırız’ şeklinde tehditler savurmuşlardı. Olayı duyan Türk kuvvetlerden 30 – 40 kişi, Servetiye’den Bahçecik’e intikal ederek Ermeni çetecilerinin tard edilmesinde rol oynamıştı.
ÜZMEZ, Ali, Her Yönüyle BAŞİSKELE İlçesi, Sayfa 299, Kocaeli İl Özel İdaresi Yayınları, İzmit, 2009.
Bazı kaynaklarda Gürcü Aslan olarak geçer.
İznik bu esnada İzmit Sancağı’na bağlıdır.
Başiskele’nin batı ikametindeki ve şimdi Gölcük’e bağlı bir muhacir (93 Harbi) köyü.
Daha önce İngilizlerin Döngel’de tutukladıkları kişi.
ÇAM, Dr. Yusuf, Milli Mücadele’de İzmit Sancağı, Sayfa 84 – 85, İzmit Rotary Kulübü Yayınları, İstanbul, 1993.
Belgelerde Kürekçi Aslan olarak da geçer.
ÖZDEMİR, Erdoğan, Karamürsel’in Kurtuluş Hikâyesi – Karşı Yakanın Beyleri, sayfa 51, KBB Kültür Yayınları, İzmit, 2009.
ÇAM, Dr. Yusuf, Milli Mücadele’de İzmit Sancağı, Sayfa 92, İzmit Rotary kulübü Yayınları, İstanbul, 1993.
SELVİ, Yrd. Doç. Dr. Haluk, Ermeşe (Akmeşe) Manastırı ve Ermeni Olaylarındaki Yeri, ASAM Kongre Tebliği, Sayfa 8 ( www.satemer.sakarya.edu.tr/pdf/ermese.pdf ).
ÜZMEZ, Ali, Her Yönüyle BAŞİSKELE İlçesi, Sayfa 296, Kocaeli İl Özel İdaresi Yayınları, İzmit, 2009.