Aziz Valentin’li Mevlid Kandili Kutlaması

104

Prof. Dr. Mehmet Aydın siyasetçi kimliğinden önce, saygın bir ilahiyatçı bilim adamıdır. 19 Ekim 1996 da, (9 Eylül Ü. İlahiyat Fak. Dekanı olarak) Kocaeli Aydınlar Ocağı‘nın davetiyle yaptığı (benim de ‘moderatör’ olarak yönettiğim) Kocaeli’deki konferansında bir hatırasını anlatmıştı. Aklımda kaldığı kadar aktarmaya çalışacağım.

“Hali vakti yerinde, oldukça mütedeyyin, bir Hacı arkadaşım var. Bu arkadaşın oğlu O’nun istediği tarz bir hayat yaşamıyor, eğlence ve alkole düşkün biri. Arkadaşım Hacı Bey, oğlunun içki içmesinden ve yaşadığı hayatından o kadar kızgındır ki, devamlı eşine dostuna oğlundan şikâyetlerini aktarıyor, hakkını helal etmediğini anlatıyor.”

“Arkadaşımın bu oğlu, bir gün körkütük sarhoş bir halde eve dönerken sık sık yere düşüyormuş. Çünkü yol çevresindeki arsadan bir metre civarında yüksek. Yol ile arsayı birleştiren şarampol tabir edilen meyilli bir kısım vardır. Sarhoş genç, düz yoldan gitmiyor, zaten dengesi bozuk olduğu halde bu meyilli kısımda yürümeye çalıştığı için düşüyormuş.”

Sarhoş genci düştüğü yerden kaldıran çevredeki esnaf niye düz yoldan gitmediğini sorar. Genç adam yolun kenarında bulunan caminin minaresinin yola düşen gölgesini göstererek, öyle bir cevap verir ki herkes şaşırır kalır:  “Bu sarhoş halimle minarenin gölgesine basamam.

Prof. Dr. Mehmet Aydın, bu hikâyeyi duyduktan sonra arkadaşına şu sözleri söylediğini ifade etmişti: “Ey Hacı, eğer bu oğlun hakkında bir daha kötü söz söylersen seninle arkadaşlık etmem, ben sana hakkımı helal etmem.”

Genç adam dinen yasak olan bir fiili yaptığını bilmektedir. Yaşadığı hayat tarzına rağmen, dinin sembolü olarak gördüğü minarenin gölgesine sarhoş olarak basmaktan alıkoyan bir iman pırıltısı göstermektedir. Bu gence karşı, İlahiyatçı Profesörün saygısı da aynı derece ilginç ve önemli olsa gerektir.

*******

Sevgililer Günü, son senelerde gittikçe geniş kesimlerin kutladığı özel günler arasına girdi. Bir yandan işin ticari yönünü değerlendirmek isteyen ticari firmaların ve de medyanın katkıları, diğer taraftan insanların sevgilerini ifade vesilesi sayması bu günü hayatımızın bir parçası haline getirmekte. Bu günü kutlamayanlarımız bile mağaza ve TV reklamlarının etkisiyle olaya bigâne kalamamakta.

Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanan sevgililer günü, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlarda “Aziz Valentin Günü” (İngilizce: St. Valentine’s Day) olarak bilinir.”

Birçok Müslüman ülkede bu günün kutlanması yasaklanmış, bir Hıristiyan âdetinin benimsenmesi eleştirilmiştir. Türkiye’de ise yazar Hıncal Uluç’un “Sevgililer Günü” olarak kutlanmasına öncülük ettiği bu günün benimsetilmesinde çok fazla zorluk çekilmedi. Önce “sosyetik” zümrede benimsenen bu adet, varoşlara kadar yayıldı.

Bu sene, Sevgililer Günü olarak kutlanan 14 Şubat günü, aynı zamanda İslam Peygamberi Hazreti Muhammed’in (SAV) doğum günü olarak kutladığımız Mevlid Kandili.

TV programlarında verilen mesajlara göre, Sevgililer Gününde sevgilisine hediye almak, baş başa bir yemek yemek ve birlikte şarap veya diğer alkollü içkilerden içmek bu günün kutlamasının raconu imiş. Şimdi hem bu racona uygun kutlama yapmak isteyen, ama Mevlid Kandilinde içki içmeyi saygısızlık olarak gören insanlarımız Sevgililer Günü kutlamasını bir gün önceye aldılar.

İşte bu davranışları sergileyen kesim benim çok dikkatimi çekiyor.

******

Gayrimüslim vatandaşlarımızı bir tarafa bırakırsak, Müslüman kimlikli Türk insanını dört grupta değerlendirmemiz mümkün.

  • a- Dindar ve İslam’ın emir ve yasaklarına uyarak yaşamaya çalışanlar.
  • b- Dinin gereklerine göre yaşamayan, pek ibadet etmeyen, içki içen ama temelde dini inancı olan, din kurallarına ve dinin gereklerini yaşayanlara saygı duyan, bazen Cuma ve cenaze namazları kılan, dini bayramları ve kandilleri de, yılbaşı ve sevgililer gününü de kutlayanlar.
  • c- Dini inancı zayıf veya hiç olmayan, ancak “inancını yaşama hakkı” kapsamında dini hayatı yaşayanlara da, dinsizlere de saygı gösterenler.
  • d- Dini inancı zayıf veya hiç olmayan ve dini hayatı yaşayanlara da saygı ve sevgi duymayanlar.

İlk grupta olan dindar kesimle, b ve c grubunda yer alan zümrelerin bir sevgi saygı bağı içerisinde olması çok kolaydır. Türk toplumunun huzuru, birlik ve dirliği için bu zümreler arası duygudaşlığın (empatinin) çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Sayıları çok az olan d grubu ile diğer grupların da en azından “din ve inanç özgürlüğüne saygı” kapsamında, birlikte yaşama yollarını bulması gerekmekte.

******

  • Yine O’nun ayetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır. (Kur’an-ı Kerim 30:21)
  • Hediye sevgi sembolüdür. Sevgili Peygamberimiz de bazen, aile bireylerine hediye vererek onları sevindirirdi. Hediyeleşme konusunda da ümmetini teşvik ederdi. O, aile içerisinde en büyük hediyenin sevgi olduğunu belirtmiştir.”
  • Eşlerinize karşı makul ve meşru davranın. Onlara evlilik bağı içinde maddi veya manevi zarar vermekten uzak durunuz.” (Hadis-i Şerif)
  • “Kişi, eşinin ellerini avucuna alıp yüzüne bakar, eşi de ellerini tutarsa, o esnada birbiriyle bakışmaları Allah’ın her ikisine rahmet nazarıyla bakmasına vesile olur. Onların parmaklarının arasından günahları dökülür.” (Hadis-i Şerif)

Mevlid Kandiliniz mübarek olsun.

Önceki İçerikAlmanya’ya Göçün 50.Yılı
Sonraki İçerikRahmetli Kabaklı Hoca’nın Bir Sorusu Üzerine
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.