Bundan önceki yazımda, 30 Aralık Çarşamba günkü programını da tamamlamak suretiyle, akşamüzeri otele döndüğümüz den bahsetmiştim.
31 Aralık 2015 Perşembe günü, yılın son günü olması sebebiyle Bakü hareketli bir gün geçiriyordu. Zira Komünist Rusya’dan kalma bir gelenekle burada yılbaşına çok ehemmiyet veriliyormuş. Park ve bahçelerin muhtelif yerlerine çiçeklerle “YENİ İLİNİZ MÜBAREK OLA” yazdıkları gibi, her tarafa ayni ifadelerin bulunduğu bez afiş asmışlar. Yukarıda yazmış olduğum “YENİ İLİNİZ” ifadesi herhalde yanlış yazılmış diye düşünebilirsiniz. Fakat bu ifade yanlış filan yazılmış değildir. Aynen böyle yazmışlar.
Söylendiğine göre yılbaşından günler öncesi oteller ve eğlence yerleri yapılan rezervasyonlar ile tamamen dolarmış. Demek ki İnsanların birçoğu kıt imkanları ile hayatlarını idame ettirmeye çalışırken, bir kısmı da lüks mekanlarda eğlenme fırsatı bulabiliyor. Bu bir tezat olsa da birçok ülke de olduğu gibi, bu Ülkede de hayatın gerçeği böyle.
Azerbaycan’da yılbaşına verilen önemi anlatmak için şu kadarını ifade edeyim ki, Bizim Memleketimizde Ramazan Bayramında üç buçuk, Kurban Bayramında da dört buçuk gün tatil yapıldığı halde, Azerbaycan’da yılbaşında tam beş gün tatil yapılıyormuş. Dikkati çeken bir hususta şudur ki, herkes yılbaşını tam bir bayram havası içerisinde kutlamaktadır. Birbiriyle karşılaşan bütün Azeriler, can-ı gönülden “Bayramınız mübarek ola” demek suretiyle bayramlaşmaktadır. Bizim ile de aynı duygular ile bayramlaştılar.
Akşamdan aldığımız karara göre çevreyi biraz tanımak bakımından ertesi günü Bakü dışında başka bir yere gidelim dedik. İlk aklımıza gelen yer Gence oldu. Fakat Gence’ye nasıl gideriz diye sorduğumuzda oranın 300 Km uzaklıkta olduğunu, bu bakımdan bir gün içerisinde oraya gidip gelmenin zor olacağını söylediler. Bunun üzerine Bakü’ye 100 Km. kadar uzaklıkta Kuba diye bir yer varmış, hiç olmazsa oraya gidelim dedik ve bu kararla yattık.
Sabahleyin Otele, Azerbaycan VİSİON TV’nin sahibi Elvin Abbasov ile Cafer Dal Bey geldi. Onlara düşüncemizi anlattık. “Tamam olur, size bir araba ayarlayalım” diyerek bizi bir araba ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev”e Sivil Toplum Kuruluşları ile ilgili olarak bir nevi müşavirlik yapan Yasin Mirzeyev’in çalıştığı Daireye götürdüler. Yasin Bey’in çalışma yeri Şehitler Hıyabanı’nın hemen yakınında idi.
Oraya vardığımızda yapılan konuşmalar neticesinde gideceğimiz yerde görülecek pek fazla bir şeyin olmadığını, sadece şehitler ile alakalı bir müze olduğunu, üstelikte havanın çok soğuk olması sebebiyle de sıkıntı çekebileceğimizi ifade ettiler Biz de bu düşünce tarzının doğru olduğunu düşünerek, oraya da gitmekten vazgeçtik. Burada çay filan içelim derken öğlen oldu.
Yasin Bey bizi şehri gezdirme teklifinde bulundu. Bizde bu teklifi kabul ettik. Burada Öğle namazını kıldık. Bu arada şu hususu memnuniyetle ifade edeyim ki, Bakü’de gittiğimiz her yerde bize seccadesi ve tespihi dâhil olmak üzere, mutlaka namaz kılacak bir yer gösterdiler. Doğrusunu söylemek icap ederse bu durum bizi ziyadesiyle sevindirdi. Zira buraya gelmeden önce buralarda böyle bir durum ile karşılaşacağımızı hiç tahmin etmiyorduk. Uzun yıllar Komünist Rusya’nın işgali altıda kalmış olmalarına rağmen, dillerinde olduğu gibi inançlarını da büyük ölçüde muhafaza etmeye muvaffak olmuşlar. Bu durumlarını nasıl takdir etmeniz, bu duruma nasıl sevinmezsiniz ki.
Yasin Bey kendisine tahsis edilmiş bulunan BMW Marka bir araba ile bizi alarak bir gün öne gece gezdiğimiz yerleri bu defa gündüz gözü ile gezdirdi. Tabii ki şehri gündüz gezmek daha güzel ve daha faydalı oldu. Şehri gezdirdikten sonra Yasin Bey bizi şehrin merkezi bir yerine bıraktı ve işyerine döndü. Zira Yasin Bey Devletin bir memuru idi.
Bu arada vakit bir hayli geçtiği için Elvin Abbasov bizi öğle yemeği için bir lokantaya götürdü. Burası biraz yerin altında, tarihi görünümü olan bir yer. İçeri girdiğimizde mekan çok geniş olmasına rağmen her taraf adeta tıklım tıklım dolu idi. Nihayetinde boş bir masa bularak oturduk. Yemek fiyatları bize göre biraz ucuz olmasına rağmen yemeklerin servis şekli bizdekilere pek benzemiyor. Bizdekilerin her şeyinin ile biraz daha kaliteli olduğunu söyleyebilirim.
Yemekten sonra biraz çarşısını gezdik. Her tarafta, yılbaşı sebebiyle hediyelik eşya satan birçok yer gördük. Cemal Barış Bey arkadaşımız da buradan çocuklarına bazı hediyeler aldı. Burada önemine binaen şu hususu ifade eydim ki, Cemal Bey bu hediyeleri yılbaşı hediyesi olarak değil de bir Azerbaycan hatırası olması bakımından aldı. Abdullah Bey ile benim çocuklar büyük olduğu için biz herhangi bir şey almadık. Bu arada ikindi olmuştu. Elvin Abbasov bizi bir Caferi Camiine götürdü Caferilik Azerbaycan da oldukça yaygın bulunuyormuş. Elvin Bey de Caferi inancına sahip bir arkadaştı. Bu cami de Cemal Beyin imamlığında İkindi Namazını eda ettik. Daha sonra biraz daha gezdik. Bu arada akşam olduğu için bir taksiye binerek otele döndük,
(Devam Edecek)