15 Aralık 2015 tarihinde Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Ruhittin Sönmez Bey’den bir mesaj geldi. Bu mesajda 28 -30 Aralık 2015 tarihleri arasında Azerbaycan da yapılacak olan “İşgale ve Sözde Ermeni Soykırımı İddialarına karşı Uluslararası Karabağ Koalisyonu”nun yapacağı toplantıya Aydınlar Ocağı üyelerinin de davetli olduğunu, bu toplantıya iştirak edecek olanların en kısa zamanda Ocak başkanına müracaat etmeleri talep ediliyordu.
Ruhittin Bey’in bu tebliği üzerine, Ocak 2. Başkanı Cemal Barış, İlim İstişare Kurul Üyeleri, Ali Kahraman ve Musa Ordu bu seyahate iştirak edeceklerini bildirmişlerdir. Diğer taraftan bu seyahati organize eden Kocaeli Azerbaycanlılar Derneği Başkanlığı olduğu için Dernek Başkanı Bilal Dündar, Kocaeli de bulunan bütün sivil toplum kuruluşlarına bu daveti yapmış olduğundan, bu seyahate Kent Konseyi Başkanı Abdullah Köktürk de Kent Konseyi adına iştirak edeceğini bildirmiştir. Ancak seyahatin hazırlık safhasında Ali Kahraman, babasının rahatsızlığı sebebiyle seyahatten sarfınazar ettiğini bildirdi. Tabii ki çok üzüldük. Allah, Ali Beyin babasına acil şifalar versin. Ocak Başkanı Ruhittin Sönmez Bey de çok arzu etmesine rağmen iş meşguliyeti sebebiyle bu seyahate katılamadı Ruhittin Bey daha önce Azerbaycan’a gitmiş olduğu için oraları bilen birisi olarak, kafilede bulunmasını çok arzu ediyorduk. Fakat olmadı. Demek ki, nasip değilmiş.
Bu suretle, Abdullah Köktürk, Cemal Barış ve Musa Ordu olmak üzere üç kişilik kafile halinde 28 Aralık 2015 Pazartesi günü saat 09.50 de Sabiha Gökçen Hava Alanı’ndan Azerbaycan Hava Yolarına ait bir uçakla Bakü/ Azerbaycan’a müteveccihen hareket etik. Mahalli saatle 14.20 de Bakü Hava Alanına indik.
Türkiye ile Azerbaycan arasında tam iki saat zaman farkı bulunuyor. Azerbaycan Türkiye’ye göre doğuda olduğu için saatlerde iki saat önde. Yolculuk iki buçuk saat sürdü. Rahat bir yolculuk yaptık diyebilirim. Mevsim kış olmasına rağmen hava şartları da gayet müsait idi. Hatta öyle ki, İstanbul da hava sıcaklığı 7 derece iken, Bakü de 10 derece olduğunu gördük. Ben, Bakü’nün Kafkaslar da olması münasebetiyle daha soğuk olduğunu tahmin ediyordum. Fakat hiç de öyle olmağını anladım. Nitekim Türkiye de birçok vilayette karın hayatı felç ettiği günlerde, Bakü’de kar yağdığını görmedik. Sadece devamlı olarak estiği söylenen rüzgârın soğukluğunu hissettik.
Bakü intibalarını anlatmaya geçmeden önce, Azerbaycan hakkında kısaca bir malumat vermenin faydalı olacağı kanaatinde bulunmaktayım. Şöyle ki, Azerbaycan 86.400 Km2 genişliğinde bir toprağa sahip olup, on milyona yakın nüfusu bulunmaktadır. Üzülerek ifade edeyim ki, topraklarının %25 e yakın bir kısmı (Karabağ Bölgesi) Ermeni işgali altında bulunmaktadır. Bu husus bütün Türk dünyası için kanayan bir yara olarak devam etmektedir. Temennimiz odur ki, inşallah Allah’ın inayetiyle Ermeni işgali en kısa zamanda sona erer.
Azerbaycan’ın para birimi olarak Manat kullanmaktadır. Bir Manat bizim Türk parası ile 2 TL yapıyor. Dolar üzerinden ise, 1 USD 1.6 Manat yapmaktadır. Halkın Ekonomik durumu pek parlak görülmemektedir. Biz gitmeden birkaç gün önce %50’ye varan Devalüasyon yapılmış. Tabii ki, bu durum sıkıntıyı biraz daha artırmış. Bir öğretmenin 250 – 300 Manat civarında aylık aldığı ifade edilmektedir.
Çarşı pazar fiyatları da pek ucuz görünmüyor Sadece bizim memlekete göre ucuz olarak görünen et fiyatlarıdır. Şu kadarını ifade edeyim ki bir kilo kuzu eti 8 Manat. Bizim para ile ise 16 TL yapmaktadır Bizim gittiğimiz gün 9 Manat olan kuzu etinin Kg. nın 8 Manata indirilmiş olduğunu Azerbaycan TV’lerinden dinledik. Çok enteresan ki, kemikli ete sümüklü et, kemiksiz ete de sümüksüz et diyorlar. Meyve ve sebze fiyatları da bizim buralardakinden pek farklı değil. Marketlerin raflarında bizim memleketin mallarının bulunduğunu memnuiyetle müşahide ettik.
Azerbaycan Halkının konuştuğu dil bizim Türkçenin aynısıdır desek yeridir. Çok az kelimelerde farklılık var. Karşılıklı konuşmalarda hiçbir sıkıntı olmadan anlaşabiliyorsunuz. Anlayamadığımız yerlerde de 55 dilde tercüme yapan Barış Tercüme Bürosunun sahibi olan Cemal Barış Bey Kardeşimiz imdada yetişti. Tabii ki, Azeri Kardeşlerimiz ile kolayca anlaşmak son derece memnuniyet verici bir durum teşkil etmektedir.
Hani Türkiye ve Azerbaycan’dan bahsederken bir Millet, iki Devlet ifadesi çok sık olarak kullanılır ya, insan Azerbaycan halkını yakından tanıyınca bu ifadenin ne kadar doğru ve haklı olduğunu anlıyor. Kullanmış oldukları bazı kelimeler şahsen benim çok hoşuma gitti. Mesela, yapılmakta olan bir bina inşaatı hakkında bilgi veren tabelanın üzerine “malumat levhası ” yazmışlar. Bu ifadeye bayıldım diyebilirim. Daha buna benzer, bizden daha güzel kullandıkları birçok kelime var. Yani kısaca ifade etmek icap ederse, Azerbaycan’da bir Türk Dil Kurumu ve Agop Dilaçar gibi bir TDK Başkanları olmadığı için dillerini, uzun yıllar Rus işgali altında kalmış omlarına rağmen bozmadan, tahrip etmeden bugüne kadar getirmeye muvaffak olmuşlar
Bakü Hava Alanına indikten sonra valizlerimizi alarak hava alanı çıkışına geldik. Zira burada bizi Kocaeli Azerbaycanlılar Derneğinden Cafer Dal Bey karşılayacaktı. Nitekim çıkış kapısına gelince Cafer Beyin bizi beklemekte olduğunu gördük.
Cafer Bey bizi bir taksiye bindirmek suretiyle kalacağımız yer olan New Bakü Hotel‘e (Yeni Bakü Oteli’ne) getirdi. Hava alanı ile Bakü arası takriben 30 Km. civarında. Biz gidiş gelişlerde taksi parası ödemedik ama, Havaalanı ile Bakü arasındaki taksi fiyatlarını 20 Manat bizim para ile 40 TL olduğunu söylediler.
Kaldığımız yer 7 katlı dört yıldızlı bir oteldi. Otele giriş işlemlerini yaptırdıktan sonra bize ayrılan dördüncü kata çıktık. Odaya girince gördüğümüz ilk husus şu oldu. Otel odaları bildiğimiz otel odalarına nazaran çok genişti. Bu durum biraz hayretimize mucip oldu. Ama çok rahat ettik Cemal Barış ile ben bir odada, Abdullah Köktürk de Cafer Dal ile beraber kaldılar. Odalarımızda biraz dinlendikten sonra Öğle yemeği için otelin yemekhane kısmına geçtik. Yemekten sonra Cafer Dal Bey bizi Bakü’yü gezdirmek üzere bir araba ile otelden aldı. (DEVAM EDECEK ) 15.01.2016