“Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar, hiç ibret alınsaydı tekerrür mü
ederdi.” Mehmet Akif Ersoy
Sizlere bu yazımda Milliyet yayınlarınca çıkarılan ve İbrahim M. Karakaş ve Gülnur Aksop’un
hazırladığı Atatürk Atatürk’ü Anlatıyor
“Savaşan Meclis” kitabından alıntılarla dün ve bu günün mukayeselerini yapmaya
çalışacağım, çünkü Mustafa Kemal Atatürk te TBMM’de yaptığı konuşmada aynı
kıyaslamayı yapmış:
Mustafa Kemal Atatürk: “Bugün
bütün dünyaya etki eden, ulus ve ülke hayatımızı tehdit altında bulunduran en
kuvvetli açılımlar Türkiye’nin zararı ile açılım bulmuştur. Eğer kuvvetli bir
Türkiye var olsaydı, denilebilir ki, İngiltere’nin bugünkü siyaseti
olmayacaktı. Türkiye Viyana’dan sonra Peşte ve Belgrat’ta yenilmeseydi,
Avusturya-Macaristan siyaseti işitilmeyecekti. Fransa, İtalya ve Almanya da
aynı kaynaktan ilham alarak, açılım ve siyasetlerine kuvvet
vermişlerdir….Türkiye’nin yok edilmesinde çıkar ve hayat görenler, parça parça
kalmaktan çıkmışlar, aralarındaki çıkarları denkleştirmişler ve ittifak
yapmışlardır.” (Sayfa: 344-345)
Atatürk’ün yukarıya aldığım sözlerinin ışığı altında şimdi
AKPARTİ hükümetlerinin yirmi yıllık icraatlarını değerlendirecek olursak: Büyük
Ortadoğu Eşbaşkanlığı gibi bir hayale kapılmasaydık, Ortadoğu ve Türkiye’nin
durumu böyle mi olurdu? Libya ikiye bölünmüş olmaz, Suriye emperyalist
devletlerin at oynattığı çok parçalı bir devlet değil, toprak bütünlüğünü
koruyan devlet statüsünü muhafaza ederdi. Kuzey Suriye de Türkiye’yi tehdit
eden Kürt devleti kurulma teşebbüsünde bulunulmaz, yüzlerce Türk askeri o
topraklarda şehit verilmezdi.
BOP Projesinin Orta Doğuya getirdiği istikrasızlıktan; Deli
Petro’dan buyana sıcak denizlere inme hayali gören Rusya Akdeniz’e inerek bu
hayalini gerçekleştirmiş, ABD, Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesine askeri üs
kurarak Türkiye’ye tehdit oluşturmuştur. Şimdi Kara Denize girme teşebbüsleri
arayışındadır.
Boğazlar sözleşmesi gereği savaş gemilerinin boğazlardan
geçmesini yasaklayan maddeyi delme projesi olarak hangi gizli anlaşma gereği
bilinmeyen ve yapılması düşünülen “Kanal
İstanbul” doğrusu “İstanbul Kanalı” sayesinde Kara Denize girmeğe
çalışmaktadır.
Türk askerinin Kuzey Irak’tan Katar’a, Suriye’den Libya’ya
dağılmış olmasını fırsat bilen, Avrupa Birliğinin desteğinden cesaret alan Yunanistan,
2004 yılından 2020 yılına kadar Ege Denizinde Türkiye’ye ait olan 19 ada ve bir
kayalığımızı işgal etmiştir. Taşoz adamızdan her gün göz göre göre petrolümüzü
çalmaktadır.
Bu mukayeseli yazı serimize fırsat buldukça devam edeceğiz.
Sağlıklı kalın.
Devam Edecek