Ankara, Bağdat Olmamalıdır!

99

 

Dünyada küreselleşmeye tepki olarak yükselen milliyetçiliği hesaba katmayanlar, milli menfaate şaşı bakanlar, millet gerçeğine yabancılaştıklarından etnik ve mezhep temelli yaklaşımları aşamazlar. Bundan dolayı milletleşmemiş topluluklar etnik ve mezhep çatışmalarının dışına zor çıkarlar. Zihinlerinde milletleşmeye ters bakanlar ve gençlik yıllarında bu yolda şartlandırılanlar, etnik ve mezhep odaklı ezberi bir türlü terk edemezler. Bundan dolayı Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde ölen vatandaşlarımızın Sünni mi yoksa alevi mi olması bazıları için merak konusu olur. Oysa mezhebi ne olursa olsun ölen vatandaşımız için acı duyarız. Bizim geleneğimizde insanlarımızın mezhebi ile uğraşmak yoktur. Hele Anadolu Aleviliğini Şiilik gibi gören çarpık zihniyet kendi kültürü ile de çelişir.

Irak’taki yanlışları daha da artan bir şekilde Suriye’de tekrar ediyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin dış politikasında da Sünnici ve Şiici bir saplantı geleneği yoktur. Ancak mevcut iktidar döneminde taassup derecesine varan bir Sünnici bakış, Türkiye’ye itibar kazandırmamış; tersine kaybettirmiştir. Mezhepler üstü kalmakla Türkiye samimi, itibarlı ve gerçekçi bir arabulucu rolü oynayabilirdi. Ancak bu yapılmadı. “Ortadoğu’yu biz dizayn ediyoruz“, “Yeni Osmanlıcılık“, “Sıfır Sorun“, “İslamın liderliği” gibi duygusal ve gerçekçi olmayan politikalarla Türkiye’yi yalnızlaştırdık. Çevremizde yeni Afganistanların ve Filistinlerin doğuşunu hazırladık.

Son Musul Konsolosluğunun işgali, bazılarının lider Türkiye hayalini belki biraz sarsmıştır. Ortadoğu’yu şekillendiren lider Türkiye; ne idüğü belirsiz, onun bunun oyuncağı ve kiralık malzemesi olan bir takım terör örgütleri ile işbirliği yapmamalıydı. Her İslam’ı kullanan örgütle bir araya gelinmez. Hele onlara yardım eden, hastanelerinde yüzlerce teröristi tedavi eden, Irak Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi’yeSünnidir diye kol kanat geren Türkiye,karşılığında IŞİD’i kutlayan bir eski siyasetçiyi karşısında buluverdi. Bu zat yüzünden Bağdat yönetimi ile aramız açılmıştı.

IŞİD kullanılarak Irak’ın yeni haritası son şekline kavuşturuluyor. Burada Türkmenler en zarar eden gruptur. Vatanlarından sürülüyorlar, malları ve mülkleri peşmergelere peşkeş çekiliyor. Üstelik Türkmenler Barzani’ye yönlendiriliyor.  Milliyet ve milli kimliği inkar edenler Ortadoğu’da hep açık düşmüşlerdir.

Ortadoğu’da Müslüman Müslümanla çatıştırılıyor. Eğer aynı din dairesi içerisinde olabilme şuuru yeterli olabilseydi bu çatışmalara gerek kalmayabilirdi. Irak’ta son olaylarda 31 Türk şoförü rehin alınmıştı. Bunların milliyeti ve tabiiyeti esas olduğu için kimse kaçının Kürt, ne kadarının Zaza, ne kadarının şu veya bu etnisiteyedahil olduğunu araştırmaya gerek görmedi. Ama bizim sivri akıllılar hep farklılıkları yüceltmek ve etnik taassubu ayağa kaldırmayı demokratikleşme zannettikleri için içeride kısır tartışmaların dışına çıkamadık.

Irak ve Suriye’deki gelişmeler gerçekleri görmemize yardımcı olmalıdır. Önemli milli kurumlarla oynamayı onların içini boşaltmayı ve onlar üzerinde kumpaslar kurarak dış tehlikeler karşısında direnci kırmak, caydırıcı olamamak herhalde makbul bir şey değildir. Irak’ta Bağdat kuvvetleri Bağdat’tan, daha doğrusu büyük patrondan aldıkları emre uyarak çatışmadan geriye çekildiler ve üçe bölünmüş Irak haritasını tamamlıyorlar.

Dış müdahalelere, dıştan kumandalı kumpaslara açık olursanız yarın Ankara’yı da Bağdat haline dönüştürürsünüz. Aynı üzücü örneklerle ileride karşılaşmak herhalde başarılı bir politika olamaz. İç politikada kısır tartışmalar ve Yeni Türkiye adı altındaki tasfiyeci politikalar, devlete yeni yön çizme merakı terkedilmelidir. Türkiye basit bir Üçüncü Dünya ve Afrika ülkesi değildir. Eğer başarılı ve caydırıcı bir devlet olmak istiyorsak yanlış örnekler seçmeyelim. İsrail, Rusya, Almanya ve Amerika gibi ülkeler bu konuda bize örnek olmalı, milli menfaatlerin nasıl korunacağını bazılarımıza öğretmelidir. Ankara, ileride Bağdat olmaya özenmemelidir.

 

 

Önceki İçerikSorunlarını Bilmeyen Halk !
Sonraki İçerik‘Girişimciler, sınırsız dünyanın en etkili ve en güçlü ordularıdır.’ Onlar toplumları silahlarıyla değil, ürün ve hizmetleriyle değiştirirler.’
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)