Andımız Nedir, ne Değildir?

119

Başlıktaki sualin cevabı için Türk kavramından ne anlaşıldığına
bakmamız gerekir. Bunun uzun bir hikâyesi var. Tarih bize, T
ürklerin milat öncesi asırlarda milletleştiğini söylüyor. Mete Kağan düzenli orduyu MÖ 209da kurdu. Geçen yıl Kara
Kuvvetlerimiz, 2228
inci
kuruluş yıldön
ümünü kutladı. Türk
ismi ilk defa, M.Ö. 1328 yılında Çin kaynaklarında, gör
üldü.
Bilge Kağan 8. Asırda Orkun yazıtlarında
Gök
Tengri
Türk milleti yok olmasın diye, millet olsun diye…” vurguladı. Batı milleti, 18. Asırda (1789) Fransız ihtilaliyle tanıdı.
Latinceden başka yazı dili yoktu. Osmanlıya gelince geleneğe göre devlete
Osmanlı, Devleti Aliye veya
Osmanlı
dedi. Ama bütün
d
ünya, Türkiye ve Türkler
demeye devam etti. Sonra adımız
Türkiye Cumhuriyeti oldu. Büyük
d
üşünürümüz Ziya Gökalp bu ismi; Devletimizin adı Türkiye Cumhuriyeti, Milletimizin adı Türk, Dinimizin adı İslam şeklinde ifade etti. Bu
millete etnisite demek, inkârcılık ve ırkçılık değil mi, hangi ahlaka sığar?

 

Dünya düzeninde millet ve etnisite

1945de
Birleşmiş milletler (BM) Teşkilatı kuruldu. Adından da anlaşıldığı gibi,
milletler bir araya gelerek millet esasına dayalı dünya düzeninin kurallarını belirledi. Bu çerçevede Avrupa
Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve uluslararası yüze yakın sözleşme devreye girdi. Sözleşmelerin hiçbirinde
etnisite adı geçmez. Zira milletin terkibinde zaten vardı. Dünyanın bu gerçeğine karşı emperyalist devletler özgürleştirme ve bağımsızlaştırma adı altında etnikleştirme stratejisini
sistemleştirdi. Ülkemizi parçalamanın tarihi adı Haçlı seferleri
idi, 2004den
itibaren Erdoğan’ın eşbaşkanı olduğu BOP oldu. BOP, ülkelerden devşirilenleri eğitti, örgütledi, şartlandırdı,
silahlandırıp kendi ülkelerine
terör saldırısını başlattı. Son 50 yılda milyonlar can ve kan kaybetti,
milyonlar korkunç tecavüz ve
işkence gördü,
milyonlar göç ederken öldü
ve sefalet içinde yaşıyorlar. Milyarlarca kaynak tüketildi. Ülkelerin kamu düzeni ve ekonomileri bozuldu. Allah bilir daha neler
mahvoldu? Adeta üçüncü dünya
savaşı yaşandı ve devam ediyor.

 

Gelinen noktada PKK, türevleri
ve diğer terör örgütleri hiçbir
şey kazanmadı. Beklenti seraptır. Geriye, vahşet tablosunun vebali ile ateşe
attığı insanların günahı
kaldı. Az mı?  Emperyalistler, ABD, AB,
İsrail ve yandaşları can
kan kaybetmedi; ölüm saçtı,
ama çok şey kazandı (!) Şimdi kim, kime, ne pahasına hizmet etmiş, anlaşıldı
mı? Ülkemizde 20den fazla
dinci ve Marksist Leninist
terör örgütü de işlediği cinayetlerden
sonra, tarihin mezarlığına gitti.

 

 

 Avrupada da sonuç
aynıydı. İspanya
da; 1959da kurulan Bask, 2011de tasfiye edildi. Demokratik
m
ücadelesi yapan Katalonya,
referandumda y
üzde 98 oy
aldığını açıkladı. Ancak, İspanya devleti ve AB hayır dedi,
bağımsızlık hevesleri bitti. İngilterede
1916
da kurulan IRA, çeşitli
safhalardan geçti 1994
de ateşkes
ilan etti. 2005
te silah
bıraktı, bitti.

 

Özetle etnik terörün
sonucu hüsran olmuştur.

 

Türk
siyasetinde etnisite vurgusu

Güneydoğu Sorunu olarak adlandırılan sorun,
aslında bir Kürt Sorunu dur
Sorun gerçekte ulusal bir sorundur
Kürt ulusal kimliğinin
tanınması bütün bu hakların Türkiyede yaşayan diğer halklara da
Laz, Çerkez, Gürcü, Arap vs.- tanınması anadilinde eğitim-öğretim
yapabilmesini savunmak Kemalist
Devletin geleneksel zora ve silaha başvurma yöntemi iflas etmiştir.

(İşte o Kürt
Raporu, Erdoğan, 20 Ekim 1991 seçimlerinden sonra Erbakana verdiği rapor.)

Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nde 27
etnik grup yaşamakta. Bu 27 etnik, grubun da varlıklarının tanınması
gerekmektedir. Türkiye Türklerindir
gibi tezler yanlıştır. Türkiye, Türkiyede yaşayan herkesindir. (Erdoğan, 2. Cumhuriyet Tartışmaları s:422)

Kürt Sorununun çözümü
için; Anayasada nötr vatandaşlık tanımı yapılacak. Türkiye vatandaşı denilecek. Türk ismine de Kürt
ismine de yer verilmeyecek.
(terörist başı ile Devlet heyetinin İmralı mutabakatı, (8 Ocak 2013 Milliyet gzt. Eyüp Can, TBMM üyelerine
açık mektup, Sadi Somuncuoğlu)

İktidarın 2006dan
itibaren PKKya tavır
almasına ve Erdoğanın değişen
söylemlerine bakarak, eski tutumundan vazgeçtiği algısı yarattı. Temenni
ederiz, ama öyle mi? Rabia işaretinde ısrar edilmesi ve 1933den beri Türküm
diye başlayan Andımızın, Bu
ülkede Türk olmayanlar da var iddiasıyla yasaklanması, eski anlayışın tezahürü değilse ne olabilir? Erdoğan; rabia hareketinin
İhvan lideri Mursi ve Esma ile ilgili olduğunu söyledi. Gaziantepte ise Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedi. Sonra da özetle, Tek millet deyince ha, Türk Milleti diyene de, Kürt milleti diyene de hayır; bütün grupları kast ettim. Birlik vatandaşlıkla
sağlanacaktır. Yani tekler,
tek değilmiş! Erdoğan 23 Mart
2021 AKP kongresinde, sanki birilerine mesaj verir gibi, ısrarla rabia işareti
yaptı. Dünyanın hiçbir ülkesinde devlet adamları,
kendi milletine etnisite demez, milletiyle kaynaşmış
insanlar için böyle konuşmaz.

 

Sonuç: Millet dünya gerçeği ve bölünmezliktir. Etnik
egemenlik ise ırkçılık,
terör ve emperyalizm tuzağıdır. https://millidusunce.com/andimiz-nedir-ne-degildir/