Alan Daraltmak

95

 

Galatasaray’ın, Avrupa’da UEFA Şampiyonluğunu hatırlıyorsunuz değil mi? Kendisinden çok güçlü rakipleri devirmişti. Yani az imkanla, çok iş başarmıştı. Burada futbolcuların özverili rolü kadar Fatih Terim’in oyunu bozan taktiklerinin de önemli rolü vardı. Bu taktiklerin en belirgini, rakibe nefes aldırmayacak şekilde oyun sahasında “alan daraltmak”tı. Bir topun peşinde 5 – 6 Galatasaraylı futbolcu koşuyor, top rakibin ayağındayken yine aynı sayıda oyuncu topu rakibin ayağından çalmak veya rakibin topla oynamasını engellemek için tam saha pres uyguluyordu. Rakipler ne kadar güçlü olursa olsun, Galatasaraylı oyuncuların çabası ile rakibin oyunu, zorla bozulmuş oluyordu.

Bugün Türkiye ve çevresi yüzyıllardır olduğu gibi yine bir mücadele sahasıdır. Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu sahada çok güçlü rakipleri vardır. Türk Milleti, bu güçlü rakipleri ancak Galatasaray’ın UEFA Şampiyonu olurken uyguladığı ve oyunu zorla bozma esasına dayanan “alan daraltma” taktiği ile yenebilir.

Koşullar yetersiz ve imkanlar sınırlıdır. Medya desteği yok denecek kadar azdır. Üniversiteler ve STK’lar işgal altındadır. İç ve dış düşmanlar, hiç bir boşluk bırakmadan saldırı halindedir.

Girilemeyen ve satın alınamayan tek yer; işin farkında olan aydın insanlarımızın aklı ve ruhudur.

İşte bu insanlar büyük bir özveri ile mücadeleyi kazanmak için amansızca saldıran rakiplere karşı “alan daraltma” stratejisini uygulamalıdır.

Türk aydını; hiç kimseden medet ummadan, yardım beklemeden, istikbal kaygısını terk ederek, bulunduğu her yer ve zamanda, Türk Milletine ve Türk Devletine amansız bir saldırı içinde olan rakiplerine karşı, akılcı ve planlı bir mücadele içinde olmalıdır.

Türk Milletinin, karşı karşıya kaldığı sorunlar, hepimizin canını sıkmakta ve tereddüte düşürmektedir. Artık sorun tespitinden ziyade kendimizi tanıma ve çözüm üretme sürecine geçilmesi gerekmektedir. Henüz toplu çözüm üretmede zaafiyetler bulunduğundan, ilk önce ferden her alanda özverili bir mücadele içine girilmelidir.

Rakiplerin amansız mücadelesine örnek olarak size Johns Mool adlı kişinin Londra’da 1913’ten sonra verdiği konferansa ilişkin çıkartılan “Anadolu’da Türkiye Yaşayacak mı?” adlı kitaptan bir alıntı vereyim: “Anadolu’nun bugünü ve geleceği yalnız “Anadolu Türk’ünün” değildir. Bu kıta için emek, akıl, para, gemi, asker feda eden ve birçok siyasi buhranlar geçiren İngiltere’nin de bir hissesi vardır.” Rakip veya rakipler bu düşünce ve mantık içinde hareket etmektedir.

Türk Milleti farkındasızlık, ruhsal sıkıntılar ve asırlardır oluşan algılar nedeniyle bir umursamazlık içinde olabilir. Ancak Türk aydını veya kendini aydın yerine koyan insanlarımız, UEFA Şampiyonu Galatasaray gibi oynayarak rakiplerini yenmelidir.

Yine bu kitapta, milletimizin yüzyıl önceki hali, bizi bizden iyi tanıdığı anlaşılan insanların ağzından tasvir edilirken; Türk Milletinin kaygısız olduğu, gelişmelere kayıtsız kaldığı, kendisini yönetenlerin kuruluş, iktidardan düşüş ve seçimiyle ilgili görünmediği ve dönemin en önemli hadiseleri olan Balkanlar ve Yemen’den haberdar bile olmadığı ortaya çıkıyor. Özellikle bireysel sorunların öne çıktığı ve anlatanların “biz köylerinin haricinden bahsettik mi derhal kaçınıp, dinlemiyorlar” ile “bu niçin böyle diyen olmadığı gibi sebeplerini sorduğumuz zaman cevap veren yok. Sebebini dinleyene ise tesadüf edemezsiniz” vurguları da bugün içinde bulunduğumuz buhrana ışık tutuyor. Yine Johns Mool soruyor “Anadolu Türk’ünün bu lakaytlığı ortadan kaldırılabilir mi?”

İçinde bulunduğumuz sıkıntıların bertaraf edilmesi mümkündür. Galatasaraylı oyuncular alan daraltarak bunu başarmıştır. Bizlerde Türkiye’nin ve Türk Milletinin oyuncuları olarak Galatasaraylı futbolcular gibi müthiş bir özveri ile performans gösterirsek, rakipleri darmaduman edebiliriz. Bunun için Allah’tan başka kimseden medet beklemeyin, bulunduğunuz her ortamda sizi yenmek için üzerinize gelen rakiplerin alanlarını daraltın, şikayet etmeyin ve mazeret üretmeyin ve bir an için durup tefekkür edin; neyi ve nasıl başaracağız diye

Boğazımıza sarılıp nefesimizi kesmeye çalışanlara karşı; Türk Aydınlarının onurlu mücadelesine, tarihte bir çok kez olduğu gibi, Türk milletinin yine ihtiyacı var. Gelin o zaman alan daraltalım…