Bir AKP Milletvekili Diyarbakırlılara yeni anayasayı kastederek: “Sabredin Türkiye’nin tapusunu birlikte yazacağız” diyor.
– Peki, Türkiye’nin mevcut 1924 anayasasını (Tapusunu) ne yapacağız?
– Bayanlar beyler yeni anayasa, yeni kurulan devletler için yazılır işte o ilk yazılan yeni anayasa o devlet’in tapusudur. Yeni anayasa yazamazsınız ancak mevcut anayasa da bu güne kadar olduğu gibi tadilat yapabilirsiniz.
– Başkanlık modeli, ülkeleri federasyon’a götürür, federasyon ise o ülkeyi bölünmeğe. Federasyonla yönetilen devletler; Amerika, Avustralya, Kanada, İsviçre gibi devletler göçmen devletlerdir, bütün etnik grupları memnun etmek için mecburen federatif bir devlet modeli seçilmiştir.
– Türkiye’deki halklar ise yerleşik halklardır en az 1000 yıldır bu topraklarda yaşıyorlar.
– Atatürk Türk Milletini tarif ederken: Türk devletini kuran bütün halklara Türk milleti denir” demiştir.
– Başbakan, yeni Anayasa konusunda muhalefet’i dolaştı muhalefet partileri de: “Başkanlığı kabul etmeyiz ama tartışalım, Anayasanın ilk dört maddesine dokundurtmayız ama Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var” diyorlar. İşte esas tuzak burada!
Anlaşılmayan ise: Kabul etmediğiniz bir konuyu neden tartışacaksınız?
– Buyrun size ABD’nin 1896 yılında Türkiye için almış olduğu karar:
Adem-i merkeziyet (Merkezden Yönetimi Yok Etme) fikri kararı, Türkiye için ilk defa ABD kongresinin 31 Ocak 1896 yılında gizli oturumunda alınıyor. Bu karara göre: “Uluslararası Hıristiyan Komitesince din, mezhep ve milliyetçi özelliklere bakılmaksızın bir Hıristiyan yöneticinin Türkiye’nin geçici başkanı olarak seçilmesini müteakip, Osmanlı İmparatorluğu’nun mevcut bölgelerinin sınırlarla ayrılması, bu bölgelerin Hıristiyan eyaletleri kabul edilip, Hıristiyan gücünün Türkiye Birleşik Devletleri adında toplanması, Utah Eyaleti yönetimi örnek alınarak ve çok eşlilik, kılıçla fethetme gibi dini vaazların ve hareketlerin yasaklanması sağlanacaktır. Geçici hükümet Türkiye Birleşik Devletlerinin sınırlarının içerisindeki etnik özelliklerine uygun olarak oluşacak Ermeni devleti müttefikimize tüm Hıristiyan devletlerinin askeri destek sağlamaları istenecektir.”
Bu gizli karar, ilk defa 1908 yılında İngiliz Casusu Prens Sebahattin tarafından Türkiye’nin gündemine sokulmuştur.
– Bu günkü hükümet’in programına alıp, mecliste okuduğu şu kısımlar ne mecliste ne de basında doğru dürüst yer almadı. Hükümet Programında:
“Yeni Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim dolayısıyla başkanlık sisteminin ülkemiz için daha uygun bir yönetim şekli olduğuna inanıyoruz. Başkanlık sistemi ile birlikte, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı “Adem-i merkeziyetçi” bir idare sisteminin güçlendirildiği karar alma sürecinin hızlandığı yeni bir siyasal sistem’e geçebiliriz” diyor.
Üst üste konulduğunda ne de güzel benzeşiyor değilmi?