Bazı durumlarda gaflet ve cehalet o ölçüde iç içe giriyor ki; insan olup bitenleri hayretle seyrediyor.
Van’ın Akdamar Adasında epey para harcayıp mevcut kiliseyi tamir ettirdik ve çevreyi yeniden düzenledik. Müze haline getirdik. Şimdi de bunu her sene yapılması planlanan ayine, ibadet ve kutlamaya açıyoruz. Geçenlerde Adada törenler yapıldı. Bürokratlarımız, Bakanımız ve Ermenistan’dan gelen sözde dostlarımız törende hazır bulundu.
Akdamar’ın tarihine baktığımızda yüzlerce Van’lı kadınımızın çığlıklarını kulaklarımızda hisseder gibiyiz. Ermenilerce Adaya götürülüp tecavüze uğramış veya kurtuluşu göle atlayarak boğulmakta bulmuş kadınlarımızın acısını yok farz ederek turist çekme ve sözde barış oyunları oynuyoruz. Anlaşılan bu ütopik barış saçmalıkları önümüzdeki yıllarda da sürecek ve gülünç duruma düşeceğiz. Şehitlerimizin ruhu bile rencide olacaktır.
Bu tecavüz adası utanılması gereken yüz karası olaylara sahne olmuştur. Doğu Anadolu’da ve diğer örneklerde olduğu gibi, Ermenilerce gerçekleştirilen soykırımı ve mezalim unutulmamalı ve unutturulmamalıdır. Adaya su götürmekten bahseden ve öğünen siyasetçiler, götürecekleri su ile akan kanı ve cinayetleri temizleyemezler. Geçmiş tarihinden habersiz olan sözde bazı aydınların ve diplomalı cahillerin geleceğini de başkaları belirleyebilir. Unutulmamalı ki; tarihini bilmeyenin coğrafyasını da başkaları çizer.