Akçakoca Bey

103

Uzun bir süre Roma ve Bizans’ın egemenliği altında kalan Kandıra, Osmanlı Sultanı Orhan Gazi tarafından 14. yüzyılın ikinci çeyreğinde fethedilerek, bir Türk yurdu haline getirildi. Orhan Gazi’nin mahiyetindeki Akçakoca, Konuralp, Turgutalp, Saltukalp, Samsa Çavuş, Gazi Rahman ve Köse Mihal gibi Tanınmış Komutanlarla gerçekleştirilen bu fetihler, Osmanlının kuruluş aşamasında oldukça önemliydi.

Kandıra ve çevresi de dahil bir çok fetihlerde bulunan Akçakoca Bey; ilk devir Osmanlı Tarihi Yazarlarının eserlerinde adı geçen bir Alperen olmakla birlikte, kendisi ve ailesi hakkında bilinenler oldukça kısıtlıdır. Osmanlı Akıncı Beyidir. Aşiret Beylerinden olduğu sanılmaktadır. Ertuğrul Gazi, Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin silah arkadaşı ve yoldaşıdır. Orhan Bey’e şehzadeliğinde lalalık yapmıştır. Orhan Bey O’nun yanında savaş deneyimi kazanmıştır.

Akçakoca Bey’in doğum tarihinin 1234 yılı civarı olduğu sanılmaktadır. Torunu Gebze Kadısı Fazlullah’ın Ekim 1434 tarihli vakfiyesine göre; babasının adı Abdülmelik oğlu Abdülfettah’tır. Öz Türkçe olan “Akça” ismi Kayı geleneğinin izlerini taşımaktadır. Akça’dan oluşan bu isim “oldukça/hayli beyaz” anlamındadır. “Koca” ise kocamış fiilinin kökü olup, “büyük/ihtiyar” anlamındadır. Bu isim Türk Tarihinde sadece bu komutan tarafından kullanılmıştır. Akçakoca Bey’in, baba veya büyük babasının Süleyman Şah ile Ertuğrul Gazi’nin yakını olması kuvvetle muhtemeldir.

Akçakoca Bey 1300-1310 yılları arasında, Karasu’dan-Karadeniz Ereğlisi’ne kadar uzanan kıyı bölgesinde fetihler yaptı. Sapanca Gölü’nden-İzmit’e, İzmit’ten Kandıra’ya kadar olan yerlerin fethini üzerine aldı. Sapanca Gölü kıyısında Ayan Köyü’nü üs edinerek İzmit bölgesine doğru akınlarda bulundu. Bizans tekfurlarıyla gazalarda karşı karşıya geldi. Akova, Akçaköy, Kaymas, 1326’ya doğru Kandıra ve civarını Osmanlı Beyliği topraklarına kattı. Tarihe bilhassa “Kandıra Fatihi” olarak geçti. Ayrıca, Konuralp ve Gazi Abdurrahman ile beraber Kartal civarında Aydos ve kuzeydeki Samandıra bölgesi kendisine mülk olarak bağışlandı.

Akçakoca Bey’in; İzmit üzerine sefere çıkacağı sırada Kandıra’da 1328 yılında 94 yaşında vefat ettiği ve Türk Töresine uygun olarak otağının bulunduğu yere gömüldüğü bilinmektedir. Nasıl öldüğü ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Tarihçilerin yaptığı araştırmalar bu yerin Kandıra’ya bağlı Baba Köy’de bulunan Baba Tepesi olduğunu göstermektedir. Burada bulunan Çandı Türbesinin yerine; Kocaeli Anıtları Koruma Derneği tarafından, Kocaeli Valisi Ertuğrul Ünlüer’in desteğiyle, 1974 yılında, otağı andıran planda, yeni bir Anıt Mezar inşa edilmiştir. Bilecik Söğüt’te de makam türbesi bulunmaktadır.

Kandıra’dan Kefken’e doğru yaklaşık 8 km. gidildiğinde hemen solda kalan Baba Tepe, Akçakoca Bey’in Bizanslılara karşı mücadelesinde doğal bir kale olarak kullanılmıştır. Halen doğal park olarak koruma altına alınmıştır. Tamamen yeşillik olup ağaçlarla kaplıdır. Çoğunluğunu gürgen ve kestane ağaçları oluşturmaktadır. İçinde geyik ve ceylanlar vardır. Göğe doğru dik bir çıkıntı yapan ve yaklaşık 500 m. yüksekliğinde olan ve şimdi iletişim cihazlarına role-askeriyeye radar görevi yapan bu hakim tepe 30 km öteden bile rahatlıkla görülmektedir.

Kuzeyde; Kerpe, Sarısu, Seyrek Kuzeydoğuda; Kefken, Cebeci ve Karadeniz’in Karasuya doğru uzanan kıyı boyu, Güneyde ise Kandıra vardır. Yolu tepeye kadar asfalt olup, araçla veya yaya olarak rahatça çıkılabilir. Gelen ziyaretçiler hem piknik yapıp doyumsuz güzellikte manzarayı seyredebilir, hem de Anıt Mezar’ın hemen yanında bulunan Cami de namaz kılarak Akçakoca Bey’in ruhuna Fatiha okuyabilir.

Akçakoca Bey’in soyundan gelen birçok kişi, hem Osmanlı döneminde hem de, Cumhuriyet döneminde bazı devlet görevlerinde bulunmuşlardır. Oğlu Hacı İlyas Bey ve torunu Gebze Kadısı Fazlullah Osmanlı Devleti’nde önemli görevler yapmışlardır. Akçakoca Bey’in adını soy isim olarak taşıyan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Eski Başkanı Engin Akçakoca torunlarından birisidir.

Hem komutan, hem de bilge bir kişi olan ve önemli fetihlerde bulunan Akçakoca Bey hakkında bazı şeyleri “Âşıkpaşazâde, Hoca Sadeddin ve Hadidi” gibi tarihçilerin bizlere aktardığı şu bilgilerde görmekteyiz:

“Konur Alp Akyazı ve Konrapa İlini ve Bolı’yı ve Muturnı’yı ve ol vilayetleri tamam ve müsahhar ve mukarrer itdi ve kendüye döndürdi ve girü Karaçepiş’e ve Absuyı’na geldi ve Gazi Rahman’ı anda koyup kendüsi gine gitdi. Bu tarafda Akça Koca dahı Kandırı’ya ve İrmen’e erler kodı berkitdi. Maksudı Samandıra’ya varmak oldı…( Âşıkpaşazâde)”

“Söz konusu edilen yılda, durağı Cennet olan Osman Gazi’nin ölümü üzerine Orhan Gazi, baş ve buğluk davulunu vurdurmuş, sadasını gök kubbeye ulaştırmıştı.”

Yarlığayan Tanrının çağrısı ulaşınca Osman’a

Erişti şimdi beylik nevbeti oğlu yiğit Orhan’a

İlk iş olarak bu beyliğin töreleri gereğince, komutanları beylerin her birini yine gaza ve cihat yolunda görevlendirmişti. Bu yıl kendini gösteren hoş bir rastlantı şu oldu: Osman oğullarının devlet fidanlığında, Orhan Gazi’nin ikbal dalında olgunlaşan bir meyve yere düştü. Şimdiye kadar bu ayarda bir mahsul alındığı kimsenin kulağına erişmiş değildi. Mutluluk getiren yeni doğan, Murad adıyla şeref buldu ve sonraları Gazi Hüdavendigâr diye tanındı. Bu yıla rastlayan başka bir olay ise, Konur Alp’in Tanrının rahmetine kavuşan Osman zamanında, Bolu, Konrapa, Akyazı ve Mudurnu illerini İslam devletinin uğuruyla baştan başa açmış olmasıdır. Yine aynı yıl içinde Akça Koca savurduğu kılıçlarla Kandıra, Ermeni Pazarı (Akmeşe) ve Ayan Gölü’nü ele geçirmişti… (Hoca Sadedin)”

“Hem aldı Kandıra’yı Akça Koca Koca-ili’n eyledi feth ucdan uca…” (Tarihçi Hadidi)

Türk Dünyasının her yerinde ilk yaz bayramı olarak kutlanan, baharın geldiğini müjdeleyen ve Hızır ile İlyas’ın buluştuğuna inanılan 6 Mayıs Hıdırellez Gününde, Kandıra Kaymakamlığı tarafından Baba Tepe de düzenlenen “Akçakoca Bey’i anma ve Hıdırellez” şenliklerinde bu kahraman zat anılır. Kandıra’da yöresel inanışa göre “Hıdırellez” Hz. Hızır ve Hz. İlyas Peygamberlerin gökte buluştukları gündür. O gece bütün dilekler kabul olur. Bu yüzden her yıl 6 Mayısta yapılan yemekli şenliklerde; halka pilav üstü et dağıtılır, kadınlar gül ağaçlarına içinde dilek yazılı bez bağlar, soğan kabuğuyla kaynatılıp renkli hale getirilen yumurtalar tokuşturulur. Aslında şenliklere 5 Mayıs gecesi ateş yakılıp üstünden atlanarak başlanır.

Tarihimizin şanlı sayfalarında imzası bulunan, Kandıra ve çevresini Türk-İslam Yurdu kılan ve bu topraklarda hür ve bağımsız olarak yaşayan her Kocaelili için çok önemli olan bu Bilge Kumandanı “Akçakoca Bey”i saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz.

Ruhu Şad, Mekanı Cennet olsun. Cenab-ı ALLAH rahmet etsin.