Ahde Vefa

152

“Ahde vefa” (söze
bağlılık) ahlakın ve hukukun temel ilkelerinden biridir. Romalıların “pacta sunt servanda” olarak ifade
ettikleri ahde vefa ilkesi uyarınca kişi, serbest iradesi ile verdiği
sözlerle bağlıdır.

Özel veya tüzel kişilerin aralarında
yaptıkları sözleşmelerin
geçerliliği ve bağlayıcılığı ahde vefa
ilkesine dayanmaktadır.

Ahde vefa ilkesi Türk
Borçlar Kanunu
’na, dolayısıyla borçlar hukukuna da, temel
teşkil etmektedir. Fransız
Medeni Kanununda bu
kavramla ilgili yer alan ifade çok güçlüdür: “Kanuna uygun olarak yapılan
sözleşmeler, onları yapanlar için kanun yerine geçer. Bunlar sadece
onların karşılıklı rızasıyla değiştirilir veya sona erdirilir.”

Ahde vefa ilkesi uluslararası
hukukun
ve uluslararası antlaşmaların da temel taşlarından biridir.
Bu ilkeye göre “Bir devlet, diğer bir
devlete antlaşma kapsamında bir taahhütte bulunmuşsa, bulunduğu taahhüdü yerine
getirmelidir.”

1969 tarihli Viyana Antlaşmalar
Hukuku Sözleşmesi’nin 26. maddesinde ahde vefa ilkesi açıkça “yürürlükteki her antlaşma tarafları bağlar ve iyi niyetle
uygulanmalıdır”
ibareleri ile tanımlanarak kabul edilmiştir.

Bu kuralın bağlayıcı
niteliği, iyi niyet ilkesine ve tarafların imzaladıkları an(t)laşmaların
kurallarını kendi iradeleri ile kabul etmiş olmalarına dayanmaktadır.

Ahde vefa ilkesi temel bir
genel hukuk ilkesi olmakla birlikte aynı zamanda bir ahlak kuralıdır. Verilen
sözü tutmamak ahlaksızlıktır.

****

İslami açıdan da ahde
vefa dinin bir emridir. Vefasızlık edip ahdini bozmak, verdiği sözü tutmamak
ise haramdır.

Herhangi bir şeyi yapmak için
söz verip de o şeyi yapmayan kişiye “Ğâdir” (vefasız) denir. Vefasızlık
ise münafıklık alâmetlerindendir. Bu gibilere Allah lanet etmektedir.

“Ey iman
edenler! Akitlerin gereğini yerine getirin.”
 (Maide: 1) ; “Anlaşma yaptığınız zaman, Allah’ın ahdini
yerine getirin.”
(Nahl: 91) ; “… Verdiğiniz sözü de yerine getirin.
Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir.”
 (İsra: 34)

Bu gibi ayetler ve çok
sayıda hadislerde hem kişiler arası sözleşmelerde ve hem de Allah ile
kul arasındaki akitlerde verilen sözün tutulması emredilmektedir:

“Kim ahdini bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’a
verdiği ahde, vefa gösterirse
, Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.”
(Fetih:
10)

“Dört şey
kimde bulunursa, o kişi münafık olur: Kendisine bir şey emanet
edildiği zaman hıyanet
eder, bir şey söylediği zaman yalan söyler, ahitleşince
sözünde durmaz
, (bir kimse ile) hasımlaşınca haktan/adaletten ayrılır.”
 (Müslim)

************************************

Devlet Adamları Verdikleri Sözü Tutmalıdır

Bir an için “ahde vefa
ilkesinin”
dünyadan kalktığını düşünün. Ahlak, hukuk, devletler, ticari ve
sosyal ilişkiler çöker.

Bu ilke özellikle devleti
yönetme erkini ele geçiren siyasetçilerde en aranması gereken özellik
olmalıdır. (Makyavel ve Hitler’in Propaganda Bakanı Göbels tam tersini
savunur.)

Konfüçyüs “İnsanları erdemle ve ahlâk kuralları ile yönetirseniz,
o zaman onlar hem şeref ve utanma duygusuna sahip olacaklar, hem de doğruyu
yapmaya çalışacaklardır”
demiş.

Fakat ahlak kuralları
ile yönetmesi gereken devlet adamlarının kişisel etik anlayışı,
yaptıkları eylemin ahlaki doğruluğu, kişinin vicdanı tarafından
belirlenir. Denetlenemez, güçlü, otoriter yöneticiler yaptıkları ahlak dışı
uygulamalar için çok rahat kılıflar uydurabilir.

Hukuk sistemleri içinde
ise, bir kişinin kendi vicdanının belirlediği normlar yerine, ahlaki
doğruluğun standartlar ve yasalar tarafından belirlenmesi,
uymayanlara
yaptırım uygulanması gerektiği görülmüştür. Yani tarafların hukuk kuralları
ve toplumsal sözleşmeye
uyması istenir.

Fakat yazılı metinlerde ne
yazarsa yazsın, belli bir toplumun ahlaki normları ve gelenekleri evrensel
standartlardan sapmışsa, yozlaşmışsa ve yazılı metinlere uymuyorsa, bir
eylemin ahlaki doğruluğu o toplumun değerleri ve gelenekleri tarafından
belirlenir.

Bu yüzden devlet adamlarının halka
verdiği sözleri tutması, adaletle, ahlaka ve vicdana uygun olarak
devleti yönetmesi için verdikleri yazılı ve sözlü taahhütleri yerine getirip
getirmediği yasama, yargı ve medya tarafından denetlenmelidir.

****

Bugün devleti yönetenler bir
anda kendi parti programlarında asla vaat etmedikleri Başkanlık Sistemine
geçişi gerçekleştirebiliyorsa…

Bırakın kendi parti programı
ve tüzüklerindeki hükümleri, açık anayasa ve yasa hükümlerini uygulamıyorsa…

Topluma çok rahat yalan
söyleyip, rakiplerine iftiralar atabiliyorsa…

Adalet, ehliyet, liyakat yerine akraba ve
yandaş kayırma ve kendilerine sadık olanları atama ve ödüllendirme
uygulanıyorsa tam da bu sebeplerledir.

Yani ilk olarak, toplumun
değerleri ve geleneklerinin yozlaşmış olması,
evrensel ve İslami temel
ilke olan “ahde vefa”nın değerlerimiz ve geleneklerimiz arasından çıkıyor
olmasını
gösterebiliriz.

Nikâh akdi sırasında verdiği
sözü tutmayan sadakatsiz eş, iş sözleşmesindeki yükümlülüklerini
yerine getirmeyen işveren veya işçi,
müşterisine veya ortağına kazık
atan iş adamı,
kantarda ve malzemede hile yapan esnaf devlet
adamlarından verdikleri sözü tutmasını istemiyor. Hatta böyle olanları çok
becerikli ve iyi yönetici kabul ediyor.

İkinci sebep ise, “denge ve
denetim”
mekanizmalarının olmadığı, bir garip otoriter yönetim şeklinin
kabul edilmesidir diyebiliriz.

Önceki İçerikBu Fotoğrafı Çok Sevdim!
Sonraki İçerikİdil – Ural Kurultayı
Ruhittin sönmez
Ruhittin Sönmez 1956 Bucak/ Burdur doğumludur. 1980’den itibaren Kocaeli’de yaşamaktadır. EĞİTİM: İlkokul, orta okul ve lise eğitimlerini Bucak’ta yaptı. 1973’te İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliğinden ve 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İŞ HAYATI: 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuvar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001’de 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 03.03.2010’den itibaren Serbest Avukat 2018’den itibaren Arabulucu Sosyal Faaliyetler: Yaklaşık 16 yıl Türk Sanat Müziği korolarında korist olarak çalıştı. (İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubu) 250 Mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yıl Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ocak 2023’ten itibaren aynı programı noktaTV’de devam ettirmektedir. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada 2 gün köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.