“Âkil adamlar heyeti” kurulması PKK’nın İmralı’da mahkûm lideri Öcalan’ın talebi idi. Aranan kişilerin arasında âkilelerin yani kadınların da olabileceği düşünüldüğünden “Âkil insanlar” tabirinin kullanılmasına karar verildi.
Fakat Murat Bardakçı Habertürk’teki köşesinde kelimenin yanlış kullanıldığını âkil kelimesinin obur, yamyam, pisboğaz anlamına geldiğini yazdı. Eğer kastedilen akıllı, bilge kişi ise âkıl kelimesi kullanılmalı, kelimenin çoğulu da ‘ukalâ’dır diye yazdı.
Başbakan Erdoğan “Biz gramer çalışması yapmıyoruz ama bunu halk da takip edenler de zaten biliyorlar” dediği için yine âkil denmeye devam ediliyor. Mademki İmam Hatip mezunu Başbakanımız böyle buyurdu, “hikmetinden sual olunmaz” diyerek bir yanlış söyleyişi daha “galat-ı meşhur” kabul edip kullanıyoruz.
Başbakanımızın yüzlerce kişi arasından özenle seçtiği (basında 16 adedinin “sayın apo” tarafından seçildiği ifade ediliyor) ve “saygıdeğer” bulduğu kişilere sırf âkil denildiği için “obur, pisboğaz” gibi sıfatlar yakıştıracak değilim. Murat Bardakçı’nın tavsiyesine uyarak kelimenin doğrusunu kullanmak gerektiği kanaatindeyim.
Fakat bu Başbakanımızın “saygıdeğer” bulduğu bu heyet mensuplarından çoğunun bugüne kadar yazdıkları ve söylediklerine “kıl olmuş” bir sade vatandaş olarak kelimenin ilk harfinden yani Â’dan sonra hafif bir soluklanarak “â-kıl insanlar” demeyi tercih ediyorum.
Fanatik Başbakan muhiplerinin hemen kızmamasını rica ediyorum. Ne kadar fanatik olurlarsa olsunlar gerekçelerimi söylediğim zaman muhtemelen onlar da bu heyetin çoğuna “kıl olacaklardır”. Çünkü biliyorum ki bayrak, vatan, şehit gibi kavramlar AKP tabanında da benim inandığım kadar kutsaldır.
*****
Mesela “Türk Bayrağı denilmesin” çıkışı yapan Yeni Şafak Gazetesinin başörtülü kadın yazarını, BDP eşbaşkanı Demirtaş tarafından desteklenmesi ve “devlet bayrağı” denilsin diye paslaşmasından dolayı akıllı ve saygıdeğer kabul edebilmemiz mümkün değil.
Öcalan tarafından seçildiği söylenen 16 âkil için özel değerlendirme yapmamıza lüzum yok. Bunlardan kaçı Öcalan tarafından seçilmiş olmayı hazmedemez? Açıklarsalar mutlu oluruz.
Listenin çoğunu medyada her gün okuyup dinlediğimiz için tanıyoruz. Muhtemelen “bizim aklımızın alamayacağı şeyler” yazdıkları için akıl seviyelerini ölçmekte hata yapmış olabiliriz. Mesela bunların içinde Kadir İnanır‘ın veya Murat Belge‘nin dile getirdiği şu cümlelere katılan ve katılmayan kaçar kişidir bilemiyorum: “Kürt başka, PKK başka denilemez. PKK’lılar neden kardeşimiz olmasın?” “Devletten yana değilim, dağdaki Kürt ile yaşamak isterim.”
PKK‘nın siyasi kolunun, var olduğu söylenen Kürt nüfusunun sadece yüzde 25’inden oy aldığını, bunun da çoğunun PKK silahlarının tehdidi altında olduğunu görmeden “Kürt eşittir PKK” denklemini kuran bu sakat hesaba ve PKK/BDP’yi Kürt vatandaşlarımızın gerçek temsilcisi gibi gösterilmesine ve terörist muhabbetine bizim aklımız yatmıyor. Hepsi bu görüşteyse vatandaşı ikna etmeleri mümkün değil. Heyette bu görüşte olmayanlar varsa önce birbirlerini ikna etmeleri lazım.
*****
“Âkil İnsanlar” listesi, AKP ile PKK‘nın yürüttüğü bir sürecin desteklenmesi maksadıyla belirlendiği için kaçınılmaz olarak bu tarafların görüşlerini yansıtacak kişilerden oluşuyor.
Bu insanlar zaten gazete ve TV’leri parsellemiş, hemen her konuda AKP hükümetini ve özellikle de (Oslo ve İmralı) müzakere sürecini yani PKK ile pazarlık yapılmasını destekleyen kişilerdi. Şimdi görevlendirildikleri bölgelerinde kanaat önderleri ve halkla direkt görüşerek, konferans ve açık oturumlarla sürece destek sağlamaya çalışacaklarmış.
Ergenekon ve Balyoz davalarında vazifesini ifa ettiği için başyazarı görevden alınan ve sonrasında yeni yapılanma ile yeni görevlere yelken açan Taraf Gazetesi, 63 kişilik ekibe beş üye vermiş.
Bunu dört üye ile Yenişafak takip ediyor. Yine yandaş medyadan Bugün ve Star Gazetelerinden üçer yazar ile Cemaatin gazetesi Zaman’ın ve Doğan grubunun az satan gazetesi Radikal‘in ikişer yazarı âkil listesinde.
Agos, Akşam, Milliyet, Yeni Akit, Habertürk, Hürriyet‘in de birer yazarı âkil listesinde.
Liste Vamık Volkan’ın öncülüğünde ve Cumhurbaşkanı’nın himayesinde faaliyet yapan “Ekopolitik“; Başbakan’ın kurdurduğu “Seta Vakfı“, Cemaatin “Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı” ve ABD menşeli meşhur “Soros Vakfı” ile bağlantılı isimlerle dolu.
İçişleri Eski Bakanlarından Sadettin Tantan 1990’larda Fatih’te kurulan “Yeni Zemin” adlı derginin etrafında toplananların bugün ya Kürt hareketinde ya da AKP içinde etkin konumda olduğuna dikkat çekiyor.
Anlaşılan listedeki insanların bir araya gelmesi ve etkin konumlarda olmaları tesadüf değil, uzun ve profesyonel bir çalışmanın mahsulü.
*****
Âkil listesindekiler PKK’nın Türk devlet yapısını ve yeni anayasayı belirleyen bir güç olmasını kabul ediyor. TBMM üyelerinin terör örgütü liderine kuryelik yapmasını içlerine sindiriyor. PKK’nın bir bölgemizde “Kuzey Kürdistan” temelleri atacağı bir hâkimiyet kurmasını “insan hakları” veya “başka çaremiz yok” kılıfı altında savunuyor.
Bana göre listeyi şöyle de ikiye ayırmak mümkün. İlk grup Başbakan’ın, “PKK ile görüşmeleri şerefsizlik” olarak tarif ettiği zaman da “PKK ve Öcalan ile müzakere edilmeli” fikrini savunuyordu. Diğer grup ise PKK ile görüşmeleri önceki süreçte “şerefsizlik” diye nitelendirip, Başbakan’ın gizli yürütülen süreci açıklamasından sonra PKK ile müzakereleri şartsız destekleyenlerden oluşuyor.
Ancak ikinci gruptakiler bana göre daha güvenilmez insanlar. Dün “şerefsiz” buldukları bir işi bugün savunup destek isteyen âkillere bu milletin güveneceğini sanmak tarihi bir hata olur.