AKP iktidarı, gerilim ve kavga siyasetini tercih ederek, siyasi hayatını sürdürmektedir.
Sadece muhalefetle kavga etmemektedir,
Önüne gelen herkesle…
İç siyasette de böyle, dış siyasette de…
Kavgalı olmadığımız tek komşumuz yok…
Bir istisna var elbet…
Peşmerge ve Peşmerge başıyla barışık…
Maşallah dediği de, üç gün yaşıyor…
Sonunda kavga edecek tek nokta kaldı.
O da; Kendisini destekleyen niteliği belli yapılanmalar…
Kendi tabirleriyle, paralel yapılanma…
Paralel yapılanma,
Dikey yapılanmaların pervasızca uygulamalarına karşı, başkaldırı demektir.
Dikey yapılanma ise, bu ülkenin bir kısım insanlarının diğerlerine üstün olduğunu, her şeyin kendilerine mubah sayıldığı AKP’liler…
Milletvekili, bakan, belediye başkanlarının birinci derecede, has daireden yakınları…
Bunların yolsuzluk ve hırsızlıkları o kadar konuşuldu ki, kendilerini destekleyen gurupları da rahatsız etmeye başladı…
Kadrolaşmayla başlayan masum istekler, onlar ne yaptı iseler, diğerlerinin de paralel talepleri söz konusu oldu.
Artık mücadele kaçınılmaz olmuştu…
Güç gösterisi yapıldı.
Kasetler, tapeler, ses kayıtları, karşılıklı ateş…
AKP ise, deşifre olunan hırsızlık ve yolsuzluklara mukabil, sürgün ve el koyma, baskı ve kara propaganda ile savaşı sürdürüyor…
Kim haklı kim haksız, millet kara verecektir…
Ancak, bölgesel gelişmeler ürkütücü boyutta iken, haklının, haksızın önemi var mı?