Yeryüzünde esir Türklerin yaşamakta olduğu tek ülke olan Doğu Türkistan

116

 

GİRİŞ:

Unutulan Doğu Türkistan’da  30.000.000’dan fazla soydaşımız-dindaşımız esir hayatı yaşıyor. Zulme, haksızlıklara ve milletlerarası hukukta, ‘insanlık suçu’ olarak kabul edilen jenosit / topyekûn katliam uygulamasına mâruz durumdadırlar.  Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) yönetiminin oluşturduğu yeni dünya düzenini hür ülkeler görmezlikten geliyorlar. Bundan cesâret alan  Çinvâri düzen, sivri dişlerini bütün bölgeye geçirmeye çalışıyor. Bu düzene göre, hedefe ulaşmak için her yöntem mubahtır.

Çin’in oluşturduğu düzen; kapitalist ekonomi ambalajı içinde komünizm ideolojisinden ve katıksız ırkçı düşüncelerden beslenen şoven ve emperyalist, gayri medenî ve çağ dışı yönetim sistemidir. ÇHC bu sistemi şimdilik, yönetimi altında bulundurduğu Doğu Türkistan, Tibet ve İç Moğolistan’da uyguluyor.

ÇHC’nin Doğu Türkistan’daki uygulamaları durdurulmadığı takdirde, çok da uzak olmayan bir gelecekte, gücünü yetirebileceği; Pakistan, Keşmir, Afganistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Moğolistan’da da uygulamaya koyacaktır.

Çin’in iç yüzünün dünya kamuoyuna bir defa daha duyurulması, yaşanacak vahşetin önlenmesine katkı sağlayabilir düşüncesiyle, bu işkence uzmanı yönetimi hakkında, Çin ve Doğu Türkistan konusunda uzman olan, Doğu Türkistan kökenli ilim adamımız Prof. Dr. Sultan Mahmut Kaşgarlı ile konuştum.

OĞUZ ÇETİNOĞLU

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Oğuz Çetinoğlu: Hocam, sorulara geçmeden önce Doğu Türkistan hakkında genel bir değerlendirme yapar mısınız?

Prof. Dr. Sultan Mahmut Kaşgarlı: Tarihte bütün dünya Türklüğünün beşiği ve Türk medeniyetinin kaynağı olan büyük Türkistan’ın doğu kısmını teşkil eden Doğu Türkistan’da Hun Türkleri, Göktürkler, Uygur Türkleri, Karahanlılar, devlet kurmuşlardır ve günümüze ışık tutan Ötüken Türk Kültür ve medeniyet çevresinin gelişmesini sağlamışlardır.

Bugün Çin’in hâkimiyeti altındaki Doğu Türkistan (Çinlilerin diliyle Şinjan Uygur Aptonum Bölgesi) 1.828.418 Km2‘lik geniş bir alana sahip olup Asya’nın merkezî kısımda yer almaktadır. Doğu Türkistan, doğusunda Çin’in Gensu, Çinhay eyâletleriyle, batısında; Asya Türk Cumhuriyetlerinden Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan’dan başka Afganistan ile kuzeyinde Rusya Federasyonu ve Moğolistan Cumhuriyeti, güneyinde Tibet, Hindistan ve Pakistan İslam Cumhuriyetleriyle sınırlı bulunmaktadır.

Çetinoğlu: Doğu Türkistan’da ne kadar Türk yaşamaktadır?

Kaşgarlı: Doğu Türkistan’da yaşamakta olan Türklerin sayısı (Uygur Türkleri çoğunlukta olmak üzere Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar) yaklaşık 35.000.000 civarındadır. Bunların içinde Uygur Türklerinin sayısı 28.000.000’dan fazladır.

Çin hâkimiyeti, tarihten günümüze kadar Doğu Türkistan Türklerinin gerçek sayısını gizleyerek çok az miktarda göstermektedir. Tarafsız araştırmacıların kanaatine göre Çin yönetimi Doğu Türkistan’daki Türk nüfusunun üçte ikisini gizleyerek sayı olarak sadece üçte birini ilan edegelmektedir. Komünist Çin yönetimi 2008 yılındaki istatistik verilerine göre Doğu Türkistan nüfusunun 21.380.000 ve Çinli hariç diğer etnik grupların sayısının 12.945.000 olduğunu ileri sürmektedir. Dağılım şu şekildedir: Uygurlar 9.651.000 olarak gösterilmektedir. Çinliler 8.239.000, Kazak 1.484.000, Çinli Müslümanlar 943.000, Kırgızlar 182.000, Moğollar 177.000, Tacikler 45.000,  Şibeler 42.000, Mançular 26.000, Özbekler 16.000, Tatarlar 6.000, Ruslar 12.000, diğer etnik gruplara mensup insan sayısı ise 10.000 civarındadır. Komünist Çin yönetimin vermiş olduğu bu rakamlar gerçekleri yansıtmamaktadır. Doğu Türkistan’daki Müslüman Türklerin sayısı 35.0000.000’nun üzerindedir.

Çetinoğlu: Uygur Türklerinin tarihi hakkında kısa bilgi vermeniz mümkün mü?

Kaşgarlı: Tarihten beri Uygur Türkleri kardeş Türk boyları ile beraber Orta Asya ve Doğu Türkistan’da büyük devletler kurmuşlardır. Bunun ilki MS.487-545 yılları arasında hüküm süren 1.Uygur Hanlığı devleti, MS. 605. yılında kurulup 685. yılına kadar hüküm süren Ulu İltebir tarafında idare edilen 2. Uygur Hanlığı Devleti,  MS. 745-840 yılları arasında devam eden başkenti Kara Balgasun olan büyük Uygur devleti, 870-1225 senesine kadar devam eden Kensu (bugünkü Çin’in Gensu eyaletinde) Uygur Devleti, 840-1275 yıllan arasında devam eden başkenti Ordubahk (Cimisar) ve Beşbalık olan Doğu Türkistan’ın Kumul, Turfan, Urumçi, Karaşehir, Kuçar, Aksu vilayetlerini içine alan Edikut Uygur Devleti, 870-1213 yılları arasında devam eden Uygur ve Karluk Türkleri tarafından kurulan başkenti Kaşgar (Ordukent) ve Balasagun olan Karahanlılar devleti, 1514-1675 yılları arasında devam eden başkenti, Yarkent olan Seidiye Devleti ve ondan sonra kurulan Uygur Hanlıkları, 1759 yılındaki Mançu-Çin istilasından sonra Doğu Türkistan Türklerinin Mançu-Çin zulmüne karşı ayaklanması neticesinde kurduğu Bâdevlet Yakup Bey’in Yetişehir Kaşgariya devleti (1863-1877) bunun açık delilleridir.

1877 yılındaki 2. Mançu-Çin istilasından sonra Doğu Türkistan’ın adı 18.11.1884 tarihinde istilacı Mançu-Çin ordusunun komutanı Zozung Tang tarafından ‘istila edilen toprak‘ manasındaki Çin’ce ‘Şinjiang / yeni toprak‘ adı ile mecburi değiştirilmiştir.

20. yüzyılda ise Doğu Türkistan’da iki defa Doğu Türkistan Türk devleti kurulmuştur. Bunlardan ilki Doğu Türkistan Türklerinin Çin mezalimine karşı silahlı mücadelesi neticesinde 12.11.1933 tarihinde Kaşgar’da kurulan ‘Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti‘dir. Bu Cumhuriyet Rus-Çin işbirliği neticesinde 1934 tarihinde yıkılmıştır. İkincisi ise Çin’in müstemlekecilik ve zulüm siyasetine karşı Doğu Türkistan’ın kuzey bölgesindeki İli, Çevçek (Tarbagatay) ve Altay vilayetlerinde cereyan eden silahlı ayaklanmalar neticesinde zafer kazanarak 12.11.1944 senesinde Gulca şehrinde büyük merasimle kurulan ‘Doğu Türkistan Cumhuriyeti‘dir. Ay-yıldızlı bayrağına ve millî ordusuna sahip olan Doğu Türkistan Türklerinin bu müstakil devleti 1950 yılının başına kadar devam etmişse de 1949 ve 1950 yıllarında Şövanist Diktatör Stalin’le, Diktatör Mao’nun gizli anlaşması neticesinde önceleri bu devletin esaslı başkanlarının uçak kazası görüntüsü verilerek öldürülmesi ve sonraları Kızıl Çin ordusunun işgali ile son bulmuştur.

Çetinoğlu: Çin’in Doğu Türkistan ile yakın ilgisi nereden kaynaklanıyor?

Kaşgarlı: Doğu Türkistan her bakımdan çok zengin bir ülkedir. Bu ülkede petrol zenginliği başta olmak üzere altın, gümüş, uranyum, bakır ve kömür gibi birçok kıymetli madenler bulunmaktadır.

Bugünkü Çin Halk Cumhuriyeti’nin sanayisini Doğu Türkistan’ın petrolü, uranyumu, volframı, kalayı, kurşunu, altını, demiri, kömürü ve başka madenleri olmaksızın tasavvur etmek mümkün değildir.

Dünya jeologlarının araştırmalarına göre Doğu Türkistan’ın kuzeyindeki Karamay, Turfan petrol yatakları haricinde Doğu Türkistan’ın güneyindeki tarım havzasında mevcut petrol rezervlerinin miktarı 18 milyar tondur. Kömür rezervi ise 1 trilyon 50 milyar tondan fazladır. Doğalgaz miktarı 10 trilyon 300 milyar metreküptür.

Doğu Türkistan’ın yer altı, yer üstü zenginlikleri Çinliler tarafından sömürülmektedir. Doğu Türkistan Türkleri fakirlik ve sefalet içinde horlanmaktadır.

Çetinoğlu: Ne tür işkenceler yapılıyor?

Kaşgarlı: Çin yönetimi Doğu Türkistan Türklerine 2’den fazla çocuk sahibi olmalarını yasaklayarak bu bölgeye Çin’in iç bölgelerinden her yıl yüz binlerce Çinli göçmen getirip yerleştirmektedir. Doğu Türkistan’da 1949 senesinde sayıları 250.000 olan Çinlilerin sayısı bugün nüfus nakli neticesinde 10.000.000’a ulaşmıştır. Çin yönetimi 21. Yüzyılının birinci çeyreği sonuna  kadar Doğu Türkistan’a 150.000.000 Çinli yerleştireceklerini açıkça söylemektedir.

Çin yönetimi Doğu Türkistan’ı atom-nükleer deneme alanı olarak kullanıp bu toprakların sahibi Türkleri soykırıma tabi tutmaktadırlar. Doğu Türkistan Türkleri Çin yönetiminin zulüm ve baskı siyasetiyle biraz daha boğulmakta ve seslerini Türkiye dâhil dünyanın hiçbir yerinde duyuramamaktadırlar. Onların özgürlük ve bağımsızlık yolundaki istekleri komünist Çin yönetimi tarafından katliamla susturulmaktadır.

Türk siyasi ve kültür tarihinde Kutlug Kağan, Moyunçur Kağan, Bögü Kağan, Sultan Satuk Buğra Han, Kaşgarlı Mahmut ve Yusuf Has Hacib gibi büyük insanlar yetiştiren, büyük devlet kurucusu ve kültür yapıcısı bir boy olarak tanınmış olan Uygur Türkleri bugün Çin esareti altında insani hak-hukuklarından mahrum halde yaşamaktadırlar.

Çetinoğlu: Uygur Türklerinin güçlü ve çeşit zenginliğine sâhip kültürlerinin olduğu bilinir…

Kaşgarlı: Uygur Türkleri Ötüken Türk Kültür ve Medeniyet çevresinin gelişmesinde olsun, Buddizm ve Maniheizmlik Türk kültür ve medeniyetinin yükselmesinde olsun, İslamî Türk kültürü ve medeniyetinin zirveye ulaşmasında olsun, kısacası eski ve orta devirde Türk dünyasında yükselen ve gelişen Türk kültürünün bayraktarlığını yapan Türk boylarından biridir.

Uygur Türklerinin Doğu Türkistan’da oluşturduğu ve geliştirdiği kültür varlıkları çok zengin olup, Dil-Edebiyat, Tarih, Tababet, Sanat, Matbaa, Mimarî yapı bakımından göze çarpmaktadır. Uygur Türkleri bugün kültür varlıklarıyla, kültür zenginliklerini korumak ve geliştirmek için büyük bir mücadele içerisindedir.

Komünist Çin yönetimi Uygur Türklerinin kültür zenginliklerini ortadan kaldırmak suretiyle onları daha kolay asimle etmek için bütün gücüyle çırpınmaktadır.

Çetinoğlu: Doğu Türkistan Türklerinin eğitim problemlerinden söz eder misiniz?

Kaşgarlı: Çin komünist yönetiminin Eylül 2002 tarihinden itibaren Uygur Türkçesinin Doğu Türkistan Üniversite ve Yüksekokullarında eğitim ve öğretim dili olarak kullanılmasını yasaklamıştır.

Dil bir milletin tarihinin ve kültür birikiminin ve ortak hissiyatının depolandığı unsurdur. Dil olmazsa kültür olmaz, kültür olmazsa millî kimlik olmaz. Kimlik olmazsa haysiyet ve onur da olmaz. Neticede o millet tarihten silinir, gider.

Çin komünist yönetimi Uygur Türkçesinin kullanılmasını yasaklamakla kendilerinin hazırlamış olduğu 1982 yılı Çin Anayasasını ve özerk bölge kanunlarını çiğnemektedir. Bu kanunlarda özerk bölge statüsünü yürüten milletler ‘Kendi ana dillerini kullanma ve geliştirme hukukuna sahiptir.’ denilmektedir.

Çetinoğlu: Çin yönetimi, Doğu Türkistan Türklerini yıldırabilir, eritebilir mi?

Kaşgarlı: Uygurlar köklü bir siyasî ve kültürel tarihe sahip Türk boylarından biridir. Onları eritmek mümkün değildir.

Komünist Çin yönetiminin Doğu Türkistan Türkleri özellikle Uygur Türlerinin zengin kültür varlıklarını yok etmek suretiyle Doğu Türkistan Türklerini Çinlileştirmekten ibaret sinsi planını gerçekleştirmesi mümkün olmayacaktır.

Çin yönetiminin Doğu Türkistan ve Doğu Türkistan Türklerini Türk-İslam dünyasından uzaklaştırarak eritme politikası başarılı olamayacaktır. Türk-İslam dünyasının bir parçası olan Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri kendi kimliğini, kendi kültürlerini korumak ve geliştirmek için bütün imkânlarıyla haklı mücadelesini devam ettirecektir. Allah’ın yardımıyla Doğu Türkistan Uygur Türkleri bu mücadelede er geç bir gün mutlaka zafer kazanacaktır.

 

Prof. Dr. SULTAN MAHMUT KAŞGARLI

10 Ağustos 1937 tarihinde Doğu Türkistan’ın  Kaşgar şehrinde doğdu. İlk ve Orta öğretiminden sonra 1956 yılında Doğu Türkistan Üniversitesi’nin Uygur Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi.  1982 yılına kadar bu üniversitede öğretim üyesi olarak çalıştı. 17 Ağustos 1982 tarihinde ailesiyle birlikte Türkiye’ye geldi. 45 yıldır göremediği babasına İstanbul’da kavuştu.

1994 yılına kadar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde çalıştı ve Doçent oldu. 1994-2004 yılları arasında Trakya Üniversitesi’nde sırasıyla Eski Türk Edebiyatı, Eski Türk Dili Ana Bilim dalları ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlıklarını yürüttü. 1996 yılında Profesör oldu. Dünyanın değişik ülkelerinde yapılan birçok ilmî konferanslara katılarak tebliğler sundu.

Edebî çalışmalarına 1951 yılında başlayan Prof. Dr. ve Şair Sultan Mahmut Kaşgarlı’nın 350 adet makalesi, 600 kadar şiiri ve yayınlanmış 16 adet kitabı bulunmaktadır. Ayrıca; masal ve destan türünde kalem ürünleri de bulunmaktadır. Eserlerinin bir kısmı İngilizce, Rusça, Arapça, Japonca ve Çince’ye çevrilerek yayınlanmıştır.

Yurt dışındaki Doğu Türkistan bağımsızlık mücâdelesinin önemli sîmalarından biri olan Prof. Dr. Sultan Mahmut Kaşgarlı1986 yılında Doğu Türkistan Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak hizmetlerine devam etmiştir.2008’den 2010 Mart ayına kadar Doğu Türkistan Vakfı’nın Başkan vekili olarak vakıf hizmetlerini başarılı bir şekilde yürütmüştür.

Dünyadaki Türkoloji çevrelerinde tanınmış bir Türkolog olan, Türk lehçeleri başta olmak üzere; İngilizce, Rusça ve Çince bilen Kaşgarlı, 4 erkek çocuk babasıdır.

 

Önceki İçerikKoalisyon İktidarı mı?
Sonraki İçerikBir Taşla Dört Kuş
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.