Kaybolan Bir Dünyada Geçen Çocukluğumuz Yaşananlar Rüya mıydı?
Yaşadığı olaylar insanları olgunluğa, asâlete ve ‘iyi insan-güzel insan’ olmaya yönlendirir. Fakat herkes kendisini kemâle ulaştıracak olayları yaşamak imkânı bulamayabilir. O zaman yapılacak iş; asil, olgun, nezih ve saygın insanların hayatını-hâtıralarını okumaktır. Okurken yazarını anlamaya çalışmak, duygularını tahlil etmek ve empati yapmak; iyiye-güzele/doğruya ulaşmak isteyenlere kapılar açar.
Sanayi Eski Bakanlarımızdan mütefekkir yazar, seçkin siyâset ve devlet adamı Rahmetli Mehmet Turgut’un muhtereme eşleri Türkân Turgut Hanımefendi’nin ‘Gümüşsuya – Kaybolan Bir Dünyada Geçen Çocukluğumuz / Yaşananlar Rüya mıydı?’ isimli eseri hiç şüphe yok ki bu maksatla yazılmış ‘kişisel gelişim’, ‘nasihatnâme’ veya ‘didaktik’ bir kitap değil. Hiçbir öğüt vermiyor, Hiçbir yönlendirmede bulunmuyor. Görünürde, iddiasız, yalın bir hâtıra kitabı. Fakat okumasını bilenlere, gönül gözü açık olanlara, örnek şahsiyetleri ustalıkla anlatarak derin hikmetler sunuyor.
Yazar; kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar duygularını anlatmıyor, âdetâ resmediyor. Sayfalardaki duyguların derinliğini, asâletini, samimiyetini ifâde etmeye kelimeler yetmez. Ebru sanatkârının ürünündeki renk cümbüşü, şekil zenginliği söz veya yazıyla nasıl anlatılamazsa ‘Gümüşsuyu’nda, kelimelerin oluşturduğu tablo da anlatılamaz. Görmek, okumak gerek. Okumak, gönülde hissetmek ve hâfızaya nakşetmek…
Koca Râgıb Paşa; ‘Eğer maksud eserse, mısra-ı berceste kâfidir.’ Demiş. 16,5 X 23,5 santim ölçülerinde, 189 sayfalık eserin, denilebilir ki her satırı mısra-ı berceste… Yalnızca annesi ile babasının evlenmesini anlattığı bölüm başlı-başına bir şâheser… Okuyana; ‘Ya Rabbi, bizim ne güzel insanlarımız varmış…’ Dedirtiyor.
Kitapta tarih var, kültür var, sosyoloji, falsefe, pedgoji, insanlık, zezâket, nezâhet, incelik, zarâfet insana ve çevreye, Yaradan’dan ötürü yaratılan her şeye saygı, sevgi, fedâkarlık, ferâgat, hoş görü… insanı insan yapan ve yücelten her şey var. İslamî değerler, insanî değerler, millî değerler; metrekarelerce bal peteğinin kutucuklarına yerleştirilmiş gibi.
Kitapta anlatılan Gümüşsuyu, Taksim’deki Gümüşsuyu değildir. Eskiden bağlık-bahçelik bir yerleşim alanı olan Topkapı’daki Maltepe’nin bir bölümüdür. Şimdi oralarda demir talaşı ile karışık kömür kokuları, makine yağı dökülmüş sokak ve duvarları, kirli havası ile itici, soğuk ve sevimsiz küçük fabrikalar, irice atölyeler mahşeridir.
Okuyucunun gözleri bir satırdan bir satıra geçerken, muhayyilesi Eyüpsultan’da Eminönü’nde, Beyazıd’da, Laleli’de, Kapalıçarşı’da, Eski İstanbul’un o dönemdeki gözde semtlerinde dolaşıyor.
‘Geçmiş zaman olur ki hayâli cihan değer.’ O cihanı, anlatım gücü yüksek bir kalemin ürünü olarak ‘Gümüşsuyu‘ isimli kitapta, İstanbul’un yok oluşunun hazin hikâyesi ile İstanbul sevgisinin doyumsuz hazzını bir arada yaşamak mümkün.
Eski İstanbul’u bilmeyenler için günümüz İstanbul’u, bütün bozulmalara rağmen hâlâ güzeldir. 40-50 sene sonra bugünkü güzellikleri görmek isteyenler, mutlaka Gümüşsuyu’nda 40-50 sene önceki İstanbul’un nasıl yok edildiğini okumalılar. Özellikle İstanbul’u yönetenler…
Türkân Turgut’u okurken, kaybolan değerimizin yalnızca İstanbul’dan ibâret olmadığını anlıyoruz. Aile yapımız, insan sevgimiz, beşerî ilişkilerimizdeki samimiyet, merhamet, hayırlı evlat yetiştirmekteki gayret ve hassasiyetimiz… eski İstanbul ile birlikte yok oldu. Hepsi bu kadar mı? Çalışkanlığımız, üretkenliğimiz, kanaatkârlığımız, ince zevklerimiz ve de yeni nesillerin ismini bile duymadıkları nice güzelliklerimiz… Filbahriler, ılgın ağaçları, kına çiçekleri, çarkıfelekler, kukumav kuşları, oğul otları ve daha niceleri…
Sevgili İstanbul gençleri!
Siz hiç saksağan sesi duydunuz mu? Sabahları bülbül sesiyle uyandınız mı? Ağacından dut yediniz mi? Hayatınızda bir defa olsun imeceye katıldınız mı? Soğuk kış gecelerinde anneniz, ateşte ısıttığı tuğlayı, havlulara sararak yatağınızda, karnınıza çektiğiniz ayaklarınızın arasına koydu mu? Kuyuda soğutulmuş karpuz yediniz mi veya kuyudan su çekip içtiniz mi?
Türkân Turgut Hanımefendi, bütün bunların ve güzelim Gümüşsuyu’ndaki çiftlik evinde her gün bir yenisi ile karşılaşılan sürprizli olayların insan hayatını nasıl renklendirdiğini, zenginleştirdiğini, mutlu ve huzurlu kıldığını muhteşem bir üslupla anlatıyor. Sevgi ile yoğrularak sağlamlığı pekiştirilen aile bağlarının mutlu atmosferinde yetişen; gözlemci, duygulu ve hâfızası güçlü bir kalem erbabı olarak saadeti resmediyor.
Günümüzde insanları mutlu edecek milyonlarca imkândan hiçbiri kitapta anlatılan dönemde yoktu. Fakat o dönemdeki karşılıklı sevgi-saygı, küçük olaylardan mutluluklar üreten, paylaşıp çoğaltan beceri de günümüz insanının pek azında var. ‘Kanaatkârlık‘ gibi, insanı yücelten haslete de hasretiz.
Doyumsuz, görgüsüz acımasız, bulunduğu çevrenin yalnızca kendisine ait olduğunu zanneden megaloman, tatminsiz tiplerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bu ortamdan bunalanlar için ‘Gümüşsuyu‘ tam bir huzur sığınağı. Duygulu olanların o sığınakta yalnızca bir mendile ihtiyacı olacaktır.
Kasım 2013’te kültür hayatımıza kazandırılan ‘Gümüşsuyu‘nu okuyunuz. Yazarı Türkân Turgut Hanımefendi’ye ve tavsiye eden fakir-i pür taksir kişiye teşekkür ve/veya dua edeceksiniz. Okumakla yetinmeyiniz. Okutunuz. Yazarının mutluluklarını paylaşınız. Mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır.
ÖTÜKEN NEŞRİYAT: İstiklal Caddesi Ankara Han Nu: 65/3 Beyoğlu 34433 İstanbul. Telefon: 0.212-251 03 50 Belgegeçer: 0.212-251 00 12 www.otuken.com.tr e-posta: otuken@otuken.com.tr
TÜRKÂN (YÖRÜKÂN) TURGUT:
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1951-1952 döneminde mezun oldu. Bir müddet liselerde İngilizce öğretmenliği yaptıktı. Daha sonra yaygınlaşmaya başlayan sağ-sol kavgaları sebebiyle görevinden ayrıldı ve evinde özel dersler verdi. Zamanının büyük kısmını İngilizceden Türkçeye kitaplar çevirmekte kullandı.
Türkçeye çevirdiği kitaplar:
1- Krizantem ve Kılıç: (Ruth Benedict) (The Chrysanthemum and the Sword) Dördüncü baskısı 2011 yılında olmak üzere, bütün baskıları Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yapılmıştır.
2- Susam ve Zambaklar: (John Ruskin ) (Sesames and Lilies) İlk baskıları TC. Kültür Bakanlığı ve Tur Yayınları tarafından, dördüncü baskısı ise 2006 yılında Babil Yayınları tarafından yapılmıştır.
3- İyi ve Uzun Bir Hayata Doğru: (Morton Puner) (To the Long Life) İlk baskısı, 1988 yılında Ankara, Bilgi Yayınevi tarafından yapılmıştır.
4-Meçhul Asker ve Karısı: (Peter Ustinov) (The Unknown Soldier and His Wife). 1973 yılında Yeni Londra Tiyatrosu’nun açılışı şerefine sahnelenmiş olan bu oyun, Peter Ustunov’un kendisinin başrolünü oynadığı bir eseridir.
Ayrıca Prof. Dr. Yusuf Ziya Yörükân’ın; 4 Ciltlik İslam Dini Tarihi isimli eserinin birinci cildini notlarla yayına hazırlamış ve yayınlamıştır.
İstanbul ve Ankara üniversiteleri İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden, bir dönem de Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Merhum Prof. Dr. Yusuf Ziya Yörükân’ın kızı, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sanat Tarihi Öğretim Üyelerinden Merhume Beyhan Karamağaralı’nın ve Sosyolog Dr. Turhan Yörükân’ın ablalarıdır.