Kadın Deyince

96

 

Kadın deyince

Düşünürüm ince ince

Gelir aklıma

Binbir düşünce

Kadın deyince

Ah bilseniz

Ne çok üzülürüm

Sanki olacakları

Önceden bilirim

Oysa buyurdu Peygamberim

Güzel davranandır kadına

Hayırlı ümmetim benim

Ey yârenler

Dost acı söyler

Bilirsiniz akışını suyun

Siz bir de benden duyun

Eğer kadınsa konumuz

Ona bağlı sonumuz

İstiyorsan hikmetince kadına gâlip

Olmalısın kuzum sözde ona mağlup

Kadın olursa hatâlı

Sakın incitme ânı

Bağırırsa şâyet

Olmalısın sessiz gâyet

Bağırıp çağırsa da

Kendini hep kayırsa da

Sakın varma üstüne

Üstüne kondurma toz

Varsın sırasında haklı olsun elceğiz

Unutma ki biz her zaman erkeğiz

Eksik etektir o her zaman

İncitme onu hiçbir zaman

Unutmayın durup dururken kadına lâf yok

Böyle demeyen kişiye söylenecek söz çok

Çünkü olacaktır o bir gün anne

Hatâsından kusûrundan sana ne

Kolay mı hiç birader olmak anne

Yakışır mı buna demek bana ne

Ah bilsen kadınlık ne zor

Hiç bakmazsın karın’a hor

Zor dostum hoş davranmak zor

Erkek olmak insana kor

1103

İstiyorsan olmak gerçek er

Kadına olmalısın sırasında nefer

Hayat yolunda ederken uzun bir sefer

Çünkü

Yükün altında

Odur aslında ezilen

Yükün altında

Odur aslında büzülen

Odur gerçekte yükü çeken

Yarınlara ümit tohumu eken

Kadın deyip geçme azîzim

Bir düşün

Yarınlar için kuracağın düşün

Onlar yoksa içinde işin

Boşuna yorulma be dervişim

Faydası yok bu yarım gidişin

Kadınsız atılan ayak

Olur hep yarım yamalak

Yağar karanlıklar

Sağnak sağnak

Olur her yer

Kapkara bir sığınak

Kaplar her yanı

Zifiri bir karanlık

Kadının gülümsemesi

Hayâl olur artık

Öyleyse gerçek bir erkek

Kadına kafa tutar ne demek

Kadına atar sopa

Vurur değnek

Ne demek

Dur ve düşün kadının yanında

Etme tavırda lâfızda kusur

Bulmak istiyorsan

Şayet huzur

Bekliyorsan ömür boyu

Ondan hürmet

Olsun bütün bunlar sana

Birer hikmet

Hadi göreyim seni

Göster kendini

Be hikmet

Çünkü

Kadın demek

Dünyada sevilecek üç şeyden

Biridir dedi Peygamber

1104

İşte ondan

En güzel haber

Kadındır be dostlar

Böyle bir inciye

Olunmaz mı sadef

Söyleyin Allah aşkına

Söyleyin be dostlar

 

 

 

Önceki İçerikFaili Tesadüfler Ülkesi
Sonraki İçerik“Türk Meselesi” ve Siyaset Yapma
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.