Parasal Çukur

107

Son 40 yıldır hepimiz şahit oluyoruz; yöneticiler ülkeye yabancı sermaye çektiklerini muhtelif vesilelerle övünerek anlatıyorlar. Ama konu yabancı sermaye çıkışına gelince ortalıkta vaaz eden bir tane bile idareci bulamıyorsunuz. Ağızlarını bıçak açmıyor, çıt çıkarmıyorlar, engellemiyor, engellemek isteseler bile engellettirilmiyorlar.

Global sermaye aslında, revaçta olan tabiriyle, kurtlarla danstır. Zira hiçbir yabancı yatırımcı o ülkeyi kalkındırmak amacıyla babasının hayrına gelmez. Hedefleri bellidir: Diğer ülkelerden daha fazla kar elde etmek, daha kısa sürede daha az emek ve yatırımla daha fazla kazanmak, risksiz bir ortamda parasını çoğaltmak için rahat manuplasyon yapabilmek ve istediği zaman kolaylıkla çıkabilmek. Eğer siz bu şartları sağlarsanız onu ancak o zaman kendi ülkenize çekebilirsiniz. Dolayısıyla, eğer kendi ülkenizin ve insanınızın geleceğini düşünüyorsanız, bunun yanı sıra global sermayeden maksimum faydayı sağlamak ta istiyorsanız bazı tedbirleri almak zorundasınız.

  • 1 Giriş yapan global sermayeyi ihtiyaç duyulan yatırımlara ve üretime yönlendirmelisiniz.
  • 2 O’nun sahip olduğu uluslararası güç ve ilişkilerden yararlanarak ihracatınızı arttırmalısınız.
  • 3 Ekonominizi manuple etmesine, kısa, orta ve uzun vadeli iktisadi planlarınızı bozmasına müsaade etmemelisiniz.
  • 4 Teknolojisinden ve tecrübesinden yararlanmalısınız.
  • 5 Kısa süre içerisinde aniden geri giderek“Parasal Çukur”oluşturmasını önleyici tedbirleri almalısınız.

Aksi taktirde ne olacaktır, ne gibi zincirleme etkiler görülecektir ve ülkenizin başına neler gelecektir? Bakalım:

  • 1. Ülke dışına çıkan paranın hacmine bağlı olarak önemsiz yada tehlikeli, büyük yada küçük parasal çukur oluşacaktır. Bunu koşucunun önüne çıkan hendeğe benzetebiliriz. Eğer ülkenin önüne çıkan parasal çukur küçükse az hasarla atlatılabilir, yok değilse ekonomik krizleri tetikleyici fonksiyon görür. Piyasalardan büyük miktarda nakit para çıkışı olmuşsa ekonominin dengeleri alt üst olacak, kısa, orta ve uzun vadeli ekonomik planlar bozulacaktır.
  • 2. Büyümekte olan ekonominin büyüme trendi yavaşlayacaktır.
  • 3. İşletmeler nakit sıkıntısı içine düşecektir.
  • 4. Nakit para miktarı ve alım gücü azalacaktır.
  • 5. Nakit ihtiyacı ve borçlanma artacaktır.
  • 6. Borçlanma maliyet enflasyonuna yol açacaktır.
  • 7. Yatırımlar azalacak, üretim düşecek, iflaslar ve işten çıkarmalar dolayısıyla işsizlik artacaktır.
  • 8. İşsizlik artışı sosyal yapıyı bozacaktır.
  • 9. Global sermaye yurt dışına dolar olarak çıkacağından dolar kıtlığı oluşacak ve ülke parası değer kaybedecektir.

10.Dış ticaret açığı ortaya çıkacaktır.

      11.İktisadi kararları alma gücü global sermayenin eline geçecektir.

      12.Ülke dışa bağımlı hale gelecektir (bağımsızlık ortadan kalkacaktır).

 

Netice itibarıyla; maharet yabancı sermayeyi – her türlü tavizi vererek, denetimsiz bir şekilde –  ülkeye sokmak değil, onu yatırım ve üretime yönlendirebilmek, global sermayenin uluslar arası ilişkilerinden yararlanarak ihracatı arttırmak ve büyümeyi hızlandırarak kalıcı kılmaktır.

İşte gerçek başarı bunları başarabilmektir.