Balyoz, Ergenekon, Oda Tv ve diğerleri. Bu davalardan Balyoz davası karara bağlandı ancak henüz temyiz aşamasında.
Ceza hukukunda bir prensip vardır. Karar kesinleşmeden yorum yapılamaz, karar eleştirilemez sadece haber olarak verilebilir.
Ancak kararın verildiği tarihten itibaren yazılı ve görüntülü medyada kıyametler kopuyor kararın lehinde aleyhinde yazılar yazılıyor görüşler açıklanıyor, televizyonlar da açık oturumlar düzenleniyor, bunların hepsi suç teşkil edecek nitelikte beyanlar.
Ceza almış komutanların çocuklarını, eşlerini yaptıkları açıklamalardan dolayı eleştirmeye hakkımız yok çünkü büyük acı içerisindedirler. Ancak sanık avukatları, müdahil avukatlar ve dava ile ilgisi olmayan görüşlerine başvurulan avukatlar siyasiler velhasıl bilenler bilmeyenler hukukun genel prensiplerine aykırı olarak kendi siyasi görüşlerine göre beyanda bulunuyorlar. Bunların yaptığı açıklamalar TCK’ya göre suç teşkil etmektedir.
Biz dosyada ki delillerin değerlendirilmesinin nasıl yapıldığını bilmiyoruz. Çünkü dosya hakkındaki bilgilerimiz sadece basından öğrendiklerimizle sınırlıdır.
Darbe hareketlerinin maddi ve manevi unsurları iyi değerlendirilmelidir.
Maddi unsurlar: Cebren teşebbüs
Manevi unsurlar: Fiil ve neticeye yönelmiş kast
Maddenin özeti: Devlete anayasaya ve temel nizamları bozmaya yönelen Fiiller bahse konudur.
Maddi unsurdaki teşebbüs fiili işlemeye kalkışma anlamındaki teşebbüs değil fiili işlemeye yönelme anlamındaki teşebbüstür. Maddedeki teşebbüs yani fiili işlemeye girişmek veya yönetmekten maksat cürmün icrasına başlanmış olmasıdır. Burada cebirden maksat failin gayelerinden (anayasa nizamını, tebdil tağyır ve ilga) birini sağlamak üzere hukuk dışı meşru olmayan vasıtalardan birini kullanmış olmasıdır. Bu vasıtalar maddi cebir, manevi cebir, baskı, tehdit, hile ve benzeri şekellerde olabilir.
Cebir fiilinin unsuru değil niteliğidir. Cebir failin fiilinde değil meydana gelen hukuk dışı değişikliktedir.
Cebir failin faaliyetinde aranmaz istediği değişiklikte aranır.
Şimdi dosya kapsamında toplanan delillerde bunları ispat edecek gerçek deliller var mı? Yok mu? Bunları bilmeden konuşmak abesle iştigal etmektir.
Bu dava ile ilgili olarak en hukuki beyanatı Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı vermiştir. Hayati Yazıcı genel olarak “yargıç rahat yatıyorsa kararı hukukidir” diyor. Yani vicdanı rahatsa kararının hukuki olduğunu söylüyor.
Eski Askeri Hâkim yüzbaşı iken MHP davasının heyetinde bulunan Ali Fahir Kayacan 17 Balyoz sanığının avukatlığını yapmış kişi olarak “12 Eylül mahkemeleri çok daha adildi” diyebiliyor.
Hâlbuki MHP davasının hangi mahkemede görüleceği tartışılırken Ali Fahir Kayacan” bu davayı babasız bırakmayız bu davaya biz bakacağız” diyebilmiştir.
Yine Ali Fahir Kayacan’ın MHP davasında hâkim üyelik yaparken MHP lideri Başbuğ Alparslan Türkeş savunmasını yaparken tutuklanmasına karar veren hâkimlerden değil miydi? Aynı Ali Fahir Kayacan, Avukat Nuri Eroğan, Avukat Nadir Latif İslam’ın mahkemeye yönelttikleri sorulardan dolayı tutuklanmasına verilen kararda imzası yok mudur? Kendisi bunları unutabilir, ancak tarih unutmaz bunu iyi bilsin. Hukuk herkese lazım.