Çanakkale savaşlarından yaklaşık üç yıl önce, Padişah Sultan Mehmet Reşad’ın iradesiyle, 350 kişilik bir askeri birlik Hindistan’a gönderilir. Birlik, işgalci ve emperyalist İngilizlere karşı savaşan Müslüman Hindistanlılara katılır. Silah ve mühimmat açısından kısıtlılık ve yetersizlik yüzünden uzun süren mücadele sonunda savaşı kaybederler. Bu arada kırk kadar Osmanlı askeri de İngilizlere esir düşer.
İngilizler bu kırk Osmanlı esir askerini gemide çalıştırmaya başlar. Gemi, Avustralya’ya yola çıkar. Esir Osmanlı askerlerinden ikisi, bir plan yapıp gemiden kaçarlar. Bir süre gizlendikten sonra Avustralya’da iş sahibi olup çalışmaya başlarlar.
Avustralya’nın Silver City kentinde Karadenizli Menteşoğlu Molla Abdullah aile mesleği olan dondurmacılık, Afyon Kara Hisarlı Tarakçıoğlu Gül Mehmet’te baba mesleği olan kasaplık yaparlar. Bulundukları ortama ve koşullara uyum sağlamış, çalışkan ve dürüst iki Anadolu insanı olarak tanınarak çevrelerinden sevgi görürler.
Ancak 1915 yılında Avustralya, Çanakkale’ye asker gönderince Tarakçıoğlu Mehmet ile Menteşoğlu Abdullah bir araya gelerek bir durum değerlendirmesi yaparlar. Avustralya, madem ki Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmiştir. Bizde birer Türk askeri olarak bu savaşta yer almalıyız kararını verirler.
Eylemlerine başlamadan önce silahlanırlar ve gerekli hazırlıkları yaparlar. Bu arada Avustralya devleti başbakanına yazdıkları bir mektupla savaş ilan ederler. Mektupları kısa ve özdür. Mealen ; ” Sayın başbakan, duyduk ki devletimize savaş açmışsınız. Çanakkale’ye asker göndermişsiniz. Biz de sizinle savaşacağız. Bilginiz olsun. ” imza Osmanlı askerleri Menteşoğlu Abdullah ve Tarakçıoğlu Mehmet .
Doğal olarak hiç yetkili bu mektubu dikkate almaz.
İki Osmanlı askeri öncelikle Broken Hill bölgesindeki White Rock’ta (Karlı Kayalar) mevzilerini hazırlarlar. Daha sonra savaş planlarını uygulamaya başlarlar. İlk önce bölgeden geçen tren yolunun viraj kısımlarındaki raylarını sökerek pusuya yatarlar. Peş peşe 3 treni devirirler. Trende bulunan askerlere ve mühimmatlara ağır zarar verirler. Planları gereği ikinci uygulamalarında, bölgede bulunan 8 karakolu basarlar ve karakoldaki askerlerin tamamını etkisiz hale getirirler.
Avustralya yetkilileri peş peşe gelen bu felaket haberleri ile şaşkına dönerler. Sonunda biri, iki Türk askerinin yazmış olduğu mektubu hatırlar. Ve derhal bölgeye 250 tam teçhizatlı bir askeri birlik gönderilir. Birkaç gün sonra Molla Abdullah ve Gül Mehmet’in yerleri tespit edilir. İki kahraman askerimiz son kurşunları bitinceye kadar savaşırlar ve şehit olurlar.
Konu ile ilgili bilim adamlarımızın ve bazı yazarlarımızın zaman zaman yaptıkları açıklama ve yorumlarla bu önemli tarihi olay gündeme gelmektedir. Zira hadisenin “Battle Of Broken Hills” yani Broken Hill Savaşı adıyla resmi Avustralya savaş tarihine girdiği bilinmektedir.
Şimdi Avustralyalılar White Rock’a Türk Kayalıkları adını vermişler. Dışişleri yetkililerimiz bu alanda bir anıt dikilmesini ve anıta Atatürk’ün, Anzaklar için söylediği kucaklayıcı sevgi ve barış dolu beyanatının;
“Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar: Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlarda evlatlarını harbe gönderen analar; göz yaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Aynen anıtın gövdesine yazılması için girişimde bulunmuşlardır.
Çanakkale Zaferimizin 96. yılında ülkelerinin istiklâli, bekâsı ve kutsal saydıkları değerleri uğruna hayatlarını gözünü kırpmadan feda etmiş olan kahraman askerlerimizi minnet ve şükranla anarken aynı ideal uğruna binlerce kilometre ötede şehit olan bu iki büyük kahramanımızı da aynı duygularla sevgi ve saygıyla anıyoruz.