Paris Paris Dedikleri

146

Burada bulunduğum süre içerisinde 4-5 defa Paris’e gelip gezme şansını buldum. Paris içerisinde 20 tane Paris varmış. 1.Paris 2.Paris ve 20.Paris seklinde söyleniyor. Güzel cadde ve sokakları yeraltına tamamen metro döşenmiş ve genel olarak binalar aynı yükseklik ve aynı malzemelerden yapılmış şehrin ortasından Sen nehri geçiyor. Şehrin görüntüsünü bozmamak için kesinlikle binalarda izinsiz herhangidir değişiklik yapılmıyor, bina boyasını bile izinle yapabiliyorsunuz.

Şehrin parkları, sokakları çeşitli orman ağaçlarıyla kaplı şehri karşıdan karşıya bağlayan muhtelif aralıklarla en az 15 adet köprü mevcut bir köprünün üzerinden geçerken dikkatimizi çekiyor sevgililer değişik kilit çeşitleri üzerine isimlerini yazıp kilitlemişler anahtarları üzerinde yok bu şekilde belki on bin tane değişik kilit çeşidi mevcut. Gezimize devam ederken Sarkozy’nin sarayının etrafını da geziniyoruz. İçeride toplantı olduğu söyleniyor, Sarkozy’nin sarayı çok geniş bir alana kurulu etrafı çevrili belki çıkıp arabasıyla geçer diyoruz ama göremiyoruz.

Gezimize devam ediyoruz; birçok ülkenin lokantasının olduğu yere geliyoruz. Burada Yunanistan, Bulgaristan, Çin, Türkiye ve birçok ülkeye ait lokantalar var. Buralarda yemek yemek istemiyorum.

Paris’te bir kaç tane cami olduğunu öğrendim.  Gezerken Faslıların büyük mescit şeklindeki camisine gidiyoruz. Ziyaretçi bölümüne gittik kapalı imiş namaz kılmak istedik ancak kapısını bulamadık ve ayrıldık. Arabamızla şehir turu atıp eve dönüyoruz.

Diğer bir gün Paris’in hafızalarda yer eden Eiffel kulesinin bulunduğu yere geliyoruz. İnsanlar Eyfel kulesine çıkmak için kuyruklar oluşturmuş buraya çıkmak için en az iki veya üç saat kuyrukta beklemek gerekiyormuş. Bundan dolayı bugün Eyfel’e çıkmıyoruz; Eyfel’in yanı başında büyük bir park mevcut bu parkta piknik yapıyoruz ve dinleniyoruz. Buralarda gezmemiz bittikten sonra La louvres müzesine geliyoruz. Gerçekten çok büyük bir müze burasını gezmek bir günü alırmış. O yüzden içeriye girmiyoruz. Dışarıdan inceleme yapıyoruz. 14.Louis’in sarayı Versaille’a taşıyana kadar ki dönemde saray olarak kullanılmış.  1793 yılında devrimciler burayı müze haline dönüştürmüştür. M.Ö-6000 li yıllardan M.S, 19.yy’a  kadarki dönemde 35.000 civarında esere ev sahipliği yapan müzede Yunan ve İslam eserleri, resim, Antik Mısır objeleri, Yakın Doğu parçaları bir çok ünlülerin eserleri burada sergileniyormuş. Oradan  Notrdamel Kilisesi’ne gidiyoruz. Çok büyük kalabalık turist kafileleri mevcut içeriye girmiyoruz. Paris’in sokaklarında kiralık bisikletler mevcut, bisikleti alıp gezinti yaptıktan sonra herhangi bir park yerine bırakabiliyorsun. Yine burada 2 katlı otobüsler var bu otobüsler şehrin belli tarihi ve turistik yerlerini gezdiriyor. Bu otobüsler çok yaygın bir şekilde çalışıyorlar.

Diğer bir gün Aşır Öztürk’le Fransa’da çalışmış öğretmen arkadaşının oğlu gezmeye geliyormuş. Oğlu ve iki arkadaşını havaalanından alıp gezmeye başlıyoruz. İlk önce ressamlar tepesi olarak ta anılan Sacre Cour Kilisesi’ni geziyoruz.  İçeride fotoğraf çektirmiyorlar nedenini bilmiyorum. Bu eserin sahibi Müslüman olduğu söyleniyor burası yüksekte bir yerde olduğu için Paris çok güzel  görünüyor. Arabamızla sırasıyla Moulin Rouge’i gezip Saint-Michel meydanına ve Sorbon Üniversitesi’nin yanından geçtikten sonra Penthahonde geliyoruz. Burada ünlü isimler gömülü imiş.  Victor Hugo, Emile Zola, Marie Curie gibi. Daha sonra Concorde Meydanı’na geçiyoruz. Bu meydan Paris’in hatta Fransa’nın en önemli simgelerinden biriymiş. Tarihi önemi de, Fransız İhtilali sırasında giyotinler  bu meydanda kurulmuş ve Marie Antoinette 16. Luis Maximillien Robes Pierre, Donton gibi Fransız isimlerin önemli simaları bu meydanda idam edilmiş. Buradan Champ Eysee’e (sanzeliza Bulvarina) geçiyoruz. Burada bir dikilitaş var. Buradaki dikilitaşın bir eşi daha varmış o da Mısırda imiş. Meydanda bulunan Ara de Triomphe I.Napolyon tarafından zafer anıtı olarak yaptırılmış ve üzerinde 4 heykel var. Napolyon kazandığı zaferler generallerin isimlerinin yazılı olduğu bu zafer anıtının tepe noktasına asansör ile çıkılıyor. Tam dönmek üzere iken Aşır beyin arabaya arkadan büyük turist otobüsü vuruyor. Şoför Afrikalı bayan gelip özür diliyor bir tutanak tutuluyor  ve iş bitiyor. Aşır bey burada kavga falan olmaz diyor. İşimiz bittikten sonra büyük bir yorgunluktan sonra evimize dönüyoruz. Paris gezimiz böyle sonlanıyor.