Sadaka; en geniş manasıyla nafile olarak yapılan hayır ve hasenatı; insanlar başta olmak üzere tüm canlılara yapılan iyilik ve ihsanları; her türlü güzel söz ve davranışı ifade eder. Sadaka-i cariye ise; sürekli ecir getiren sadaka anlamına gelir. Allah rızası için herkesin istifade edebileceği eser bırakmak demektir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde; “Bir insan öldüğünde amel defteri kapanır. Ancak sadaka-i cariyesi veya ilmi bir eseri ya da kendisine dua eden hayırlı bir evladı olan kimsenin amel defteri kapanmaz” (Riyazu’sSalihinTrc. 3,5) buyurmuşlardır.
Hadis-i şerifte geçen sadaka-i cariye ile cami, mescid, Kur’an Kursu, okul, kütüphane, hastane, yol, köprü, çeşme, aşevi vb. yaptırmak veya mevcutlarını yaşatmak suretiyle bunları toplumun menfaatine tahsis etmek anlaşılmaktadır.
Allah Resûlü (s.a.s.), “Bir kimse bir ağaç diker, o ağaçtan bir insan yahut Allah’ın mahlûkatından herhangi bir canlı meyve yerse, bu meyve ağacı diken kimse için sadaka olur” (Tecrid-i Sarîh Trc. VII, 123) buyurarak sadaka-i cariyenin kapsamının ne kadar geniş olduğunu bizlere bildirmiştir.
Görüldüğü üzere gerek insanların, gerekse diğer canlıların istifadesi için yaptırılan ve hayırlı işlerde kullanılmak üzere inşa edilen bütün müesseseler ve vakıflar, onları yapan ve kuran Müslümanlar için kıyamete kadar arkalarından kendilerine sadaka sevabı kazandıran eserlerdir.
Allah’ın yarattığı tüm canlılar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar ve destek olanlar, gerek hayatta olduklarında gerekse vefatlarından sonra sevap kazanmaya devam ederler.
Bir Müslümanın sadaka-i cariye sayesinde manen ömrünün uzaması, adeta ikinci bir ömür yaşaması mümkündür. Allah yolunda tahsis edilen bir eser; ayakta kaldığı ve insanlar da ondan faydalandığı müddetçe, o Müslüman eserleriyle yaşıyor demektir.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de, “Siz sevdiğiniz mallardan -Allah yolunda- sarfetmedikçe gerçek iyiliğe erişemezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir” (Âl-i İmrân, 3/92) buyurarak mü’minlerin mallarını Allah yolunda harcamalarını, iyilik ve infakta bulunmalarını istemiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de Müslümanları iyilik ve hayır yapmaya teşvik ederek şöyle buyurmuştur: “Olgun bir mü’min sonu cennet oluncaya kadar, hiçbir hayra doymaz, hiçbir hayırdan da geri kalmaz.” (Riyazu’s Salihin Trc. 3, 6)
O’nun için az-çok, küçük büyük demeden imkanlarımız ölçüsünde hayır ve iyilik yapmaya, sadaka vererek malımızı ve ömrümüzü bereketlendirmeye, öldükten sonra da sevap elde edeceğimiz kalıcı faydalı eserler yapmaya gayret edelim.
Sadaka-i cariyelerin en önemlisi hiç şüphesiz yüce dinimizin temel müesseselerinden birisi ve en başta geleni olan cami ve mescitlerdir. Çünkü camiler, mü’minleri Allah’ın birliği etrafında toplayan; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının olgunlaşmasını sağlayan kutsal mekanlardır.
Bunun içindir ki, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Müslümanları cami yapımına teşvik etmiş ve “Kim Allah’ın rızasını gözeterek bir mescid yaptırırsa, Allah da ona cennette, onun için bir ev yapar” (Buharî, Salat, 65; Müslim, Mesâcid, 24) buyurarak cami ve mescid yaptıranları Cennetle müjdelemiştir.
Ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerdeki övgü ve teşviklerden ilham alan Müslümanlar, tarih boyunca cami yapımına gereken önemi vermişler; gittikleri her yere ev, bark yapmadan önce bir cami inşa etmişlerdir. İslam’a hizmetle şereflenen ecdadımız da, bu hayır yarışına katılmışlar, bizlere ölümsüz binlerce eser, cami ve mescid bırakmışlardır.
Bugünde aynı ruhlar yeni camiler, Kur’an Kursları, öğrenci yurtları, okullar, hastaneler vs. inşa ederek aynı ruhu yaşatmaktadırlar. Bize düşen ise; bu camilere yenilerini katmak, mevcutlarını da koruyup kollamaktır. Böylece, bizler de öldükten sonra onlar gibi amel defterlerimizin kapanmamasını sağlayabiliriz.
1986 yılından bu yana her sene 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nda hayırseverleri anmak için programlar düzenlenmekte, ruhlarına ithafen hatimler ve mevlidler okunmaktadır.
Bu vesileyle bu haftanın ülkemiz, milletimiz ve teşkilatımız için hayırlı hizmetlere vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyor, bütün din görevlilerimize başarı, sağlık ve afiyet, vefat eden bütün din görevlilerimize de rahmet diliyorum.