Ömer Muhtar ve tüm şühedanın kemikleri sızlıyor.
Aydınlarımızın birçoğunun zannettiği gibi sadece petrol ve doğalgaz savaşı değildir.
Teknoloji zaman içerisinde petrolün ve doğalgazın alternatifini üretebilir.
Ama hammadde ve pazarın alternatifini üretemez.
Buraya dönmek üzere bir nokta koyalım.
Bu sitede yazdığım bir yazının başlığını dün Endülüs, bu gün Filistin, yarın tüm İslam dünyası olarak belirlemiştim.
Endülüs’ü bilmeyenler için bir cümle ile belirteyim.
Endülüs yani İspanya sekiz yüz sene İslam devleti, Müslüman ülke olarak yaşamıştır.
Ayrıca İslam medeniyetinin de beşiğidir.
Sonra bir haçlı soykırımı ardından altı yüz senedir Hıristiyan olarak varlığını devam ettiriyor.
Bu gün bu ateş ve soykırım bütün İslam dünyasına yayılmak üzere.
Bu başlığı atarken keramet göstermedik.
Düne baktık, bu günü gözlemledik yarını tahmin ettik.
Bu günde dünün yarını değil midir?
İslam dünyası Türkü, Arabı, Farsıyla..
Sünni’si, Şii’si, Laik’i ve dindarıyla ya silkinip kendine gelecek yâda bu ateş bütün İslam dünyasını cehenneme çevirecek.
Atmış seneye yakındır peşinden koşmakta olduğumuz AB ile gen kan ve doku uyuşmazlığı
Sadece yöneticiler tarafından değil halk tarafından da yüksek sesle konuşulmaya başlandı.
Tek taraflı aşk mutluluk getirmiyor.
Ayrıca AB, Türkiye ve Türk halkı için ekonomik olarak cazibe merkezi olma özelliğini yitirdi.
Bundan 20 sene kadar önce AB vizeleri kaldırıp serbest dolaşım hakkı tanısa meclisteki milletvekilleri de işçi olarak Avrupa’ya gider meclis boşalır diyen siyasiler vardı ki bu da bir gerçeği yansıtıyordu.
Bu gün artık işi olan sıradan bir vatandaş bile Avrupa’ya gitmek istemiyor.
Ekonomisi dibe vurmuş krizlerle çalkalanan bir Avrupa’nın bize ne faydası olabilir ki.
Bu halde bile adamlar kibiri elden bırakmıyor.
Kendilerinden olmayanlara tepeden bakarak mevali muamelesi yapıyorlar.
Artık bu gerçeği görüp AB’ye karşı olan tek taraflı aşkımızı gözden geçirmemiz gerekmez mi?
İnanıyorum ki halkın gördüğü bu gerçeği yöneticilerde görmüşlerdir ve gereğini yaparlar.
Ortadoğu ve Afrika’daki halk hareketleri ihtimal vermem ama yüzde yüz batı tarafından kurgulanmış olsa bile bu hareketlerin önünden ve arkasından gelen bombardıman ve işgaller
Aydınlarımızın birçoğunun zannettiği gibi sadece petrol ve doğalgaz savaşı değildir.
Teknoloji zaman içerisinde petrolün ve doğalgazın alternatifini üretebilir.
Ama hammadde ve pazarın alternatifini üretemez.
Avrupa ve ABD’nin sanayisini ve de ekonomisini devam ettirebilmesi için bol ve ucuz hammaddeye,
Ürettiğini satabilmesi içinde büyük bir pazara ihtiyacı vardır.
O Pazar ve hammadde deposu Ortadoğu ve Afrika’dır.
Avrupa ve ABD’nin pazar olma özelliği bitti onlar artık tüccar.
Pazar ve hammaddesi olmazsa iflas etmeye mecbur ve de mahkûm olur.
Bu halklara ve onların liderlerine sesleniyorum.
Diktatörlüğe ve despotizme karşı olun ama birbirinizi boğazlamak suretiyle batının ülkelerinizi işgal etmesine zemin hazırlamayınız.
Bunun dünyada da ahirette de vebali büyüktür.
Liderler sadece muhalefetin değil tüm halkın sesine kulak vermeli yapılması gerekenleri halkları ve ülkeleri için bir an önce yapmalıdırlar.
Ülkelerinizi cehennem yerine çevirtip halkınızı katledip yâda katlettirip sömürgeye zemin hazırladıktan sonra gitseniz ne olur kalsanız ne olur.
Dünyanızı da ahiretinizi de berbat etmeyiniz.
Hiç kimse kendisini vazgeçilmez zannetmemelidir.
Halkına uzak şer güçlere yatın her yönetimin bir son kullanma tarihi vardır.
Son kullanma tarihi gelenler artık tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklardır.
Aynı zamanda efendilerinin kendileri için hazırlamış olduğu sona da boyun eğmek durumunda kalacaklardır.
O sonda Saddam’ın sonundan farklı olmaz.
Evet, Putin’den sonra Fransız bakanda söyledi Libya’nın bombalanması ve peşinden gelebilecek bir işgal haçlı seferidir.
Bunu anlamak için geç kalınırsa anlamanın bir anlamı da kalmaz.
Geç olmadan..
Bu ateş tüm İslam ülkelerini sarmadan, silkinip kendimize gelmeliyiz.
Bu konuda motor görevi Türkiye’ye düşer.
Bu vahşi batı iki defa dünya savaşı çıkararak bir birlerini katletmişlerdir.
Müslümanlara mı acıyacaklar?
Savaşsız ve huzur dolu yarınlar temennisiyle…