Genel Seçimlere Giderken

80

21 Şubat akşamı TRT Müzik kanalını izledim. Bir hanım sanatçının yönettiği müzik programında saç sakal birbirine karışmış, üst baş dağınık, Türkçeleri de oldukça bozuk bir grup program yapıyordu. Program dolayısıyla asıl amacın ortaya konacağı anı usanmadan bekledim. Kendi söylediğine yaptığı soğuk esprilerle önce kendisi gülen bu sunucu derdini sonunda dışa vurdu. Dillerimizin farklılığından konuya girerek Karadeniz’de Laz, Gürcü ve Rumların bulunduğundan bahsetti. Bu zavallıya göre, Türk yoktu. Lazın ve Gürcünün de milli kimliğinin Türk kimliği olduğunu içine sindirememişti. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını etnik özelliklerinin üstünde milli kimlikleriyle tanımlamanın gereğini kavrayamamış bir görüntü veriliyordu.

Türk karşıtı bir etnik ırkçılığa TRT’nin alet olması çok düşündürücüdür. Bu gibi düşünenlere göre; Anadolu milli kimliksiz, hâkim kültürsüz bir mozaiktir. Maalesef bazılarının davranış ve sözlerinde etnik taassup ve etnik kapalılık hastalığı müzmin hale gelmiştir. Bir dönem, sıkı bir sosyalist ve hızlı bir entel havalara girenlerin, ideolojik bakış önemini yitirince, etnikçilik peşine düşmeleri enteresandır. Bu durum Türkiye’deki değiştirmeyi de gösterir. Türkiye farklı bir ülke, bazıları dün sosyalist; bugün ise, etnik ırkçı… Bundan dolayı farklılıkları kutsallaştırma ve birliktelikleri dinamitlemek marifet sayılıyor.

Ancak ne gariptir ki, etnik taassuba dalanlar, Libya’dan tahliye olan 20.000 dolayındaki vatandaşımızı “Türk” olarak gazete manşetlerine taşıyıverdiler. Aslında ilk defa doğru bir iş yaptılar. Hiç olmazsa bu olayda etnik yobazlığı terk ettiler.

TRT’nin etnik müzik adı altında marjinal kesimlere hitap eden, Türkçe’yi katleden gruplara ve program sunucularına kucak açması, aslında bu iktidarın politikalarına uygundur. Ancak, devletin televizyonunun hali içler acısıdır.

Demokrasi kültürünün yerleşip yerleşmediği, bu ve benzeri çelişkilerin fark edilip edilmediği 12 Haziran Genel Seçimlerinde sandıkta görülecektir. Ancak, sandıkla demokrasinin yabancılaştığını, sandığa hür iradenin böyle giderse yansıyamayacağını da unutmayalım. 2000’li yıllarda demokrasinin en büyük ayıbı, demokrasiye uygun olmayan bir basının varlığıdır.

Bir taraftan, Orhun Abideleri’nin yolunu yapmakla övünecek ve Genel Seçimler yaklaşırken kolay kandırılan milliyetçi oyları hatırlayıp devşirilen isimlerle MHP’ye karşı propaganda yürüteceksiniz; diğer taraftan, Türksüz, Atatürksüz ve Türk Milleti gibi kavramları dışlayıcı bir Anayasa hazırlığı içinde olacaksınız. Siyaset bu kadar oynak, çirkin ve bayağı hale getirilmemelidir.

Geçen hafta Türk Dayanışma Konseyi’nin Ankara’da sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren bir yemeği vardı. Milli meselelerde hassas ve ülkemizin dışarının istekleri doğrultusunda dönüştürülmesine karşı gerekli tepkiyi koyan bu birliktelik, önemli hizmetler yerine getirmiştir. Toplantıya MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli de teşrif etmişlerdi.  İstişare, sohbet ve soru-cevap şekline dönen toplantıda bizzat Sayın Bahçeli’nin her türlü sorunun çekinilmeden sorulmasını rica etmesi dikkat çekiciydi. Bir aile meclisini andıran yoğun katılımlı toplantıda, Sayın Bahçeli’nin başarısı aslında kamuoyuna mal edilmelidir.

Kısır çekişmelerden, şahsi sorunlardan, menfaat hesaplarından uzaklaşarak safların sıklaştırılacağı bir dönem yaşadığımızı kimse inkar edemez. Türkiye’nin mevcut tablosu bu ülkeye yürekten bağlı insanları memnun edebilir mi? Aynı fikirlere sahip olanlar da birbirine rakip olamaz; ancak birbirini tamamlar. Bu bir olgunlaşma meselesidir. Kâmil insan başka türlü de olmuyor. Nefislerine esir olanlar, barış ve huzur içinde yaşayamayacakları gibi, işbirliği ve dayanışma içine de girememektedirler.  Açıkça oynanan bir ihanet ittifakına karşı hassas olmamak mümkün mü? Ülkemizde bilhassa son 10 senedir nelerin tartışılır hele getirilmek istendiğini öncelikle görelim. Sadece düne takılıp kalmak yerine; bugünü yaşayalım ve yarınları düşünelim.

12 Haziran Genel Seçimlerinde istiyoruz ki; sadece Türkiye kazansın.

Önceki İçerikMarka Ajansla, Doğu Marmara marka olabilir mi?
Sonraki İçerikDevşirilmiş İhanet
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)