“Hareket”E Geçmek Lazım

107

Türkiye’nin her zaman olduğu gibi sayısı net olarak tespit edilemese de neredeyse sonsuz problemi var.

Bu problemler daima olmuştur ve olmaya da devam edecektir.

Önemli olan, bu problemleri çözerek sayısını azaltmak, yeni problemler yaratmamak ve bu şekilde Türk Milletinin refahını ve huzurunu temin etmektir.

Ancak bir kader haline gelmeye başlamış olan yönetim zafiyeti halkımızı sıkıntı içinde yaşatmakta ve hem kendisi hem de gelecek nesiller için endişe duymasına vesile olmaktadır.

Problemlerin çözümsüz kalmasının ana sebebi siyasi olduğu gibi bu problemlerden kurtuluş formülü de yine siyasi olacaktır.

Bu sebeple önümüzdeki Haziran ayında yapılması muhtemel seçimlerde milletçe karşılaştığımız problemlere değişik çözüm önerileri getiren siyasi partiler, Türk halkının önüne çıkarak yetki ve görev isteyecektir.

Siyasi partilerin, karşılaştığımız sorunlara karşı çözüm önerilerini halkımıza anlatabilmeleri ve kendilerini tanıtabilmeleri, demokrasinin sağlıklı işlemesi bakımında çok elzemdir.

Bu noktada fevkalade büyük bir sorun vardır. Siyasi partilerin kendilerini halkımıza anlatabilecekleri en önemli araç; yazılı ve görsel medyadır.

Fakat Türk medyası dediğimiz televizyon, gazete, dergi, internet sitelerinin bir çoğu diğer devletlerin ve küresel güçlerin eline geçmiştir. Bu devletler ve küresel güçler, Türkiye’de kendi menfaatlerini tatmin edecek bir iktidar görmek istediklerinden, Türk halkını seçimlerle ilgili olarak istedikleri şekilde yönlendirmeye çalışmaktadır.

Bunun en son tezahürü MHP’nin 28 Ocak 2011 Cuma günü açıklanan “Seçim Beyannamesi”‘nde sonra yaşanmıştır.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıkladığı seçim beyannamesi, üzerinde durulması ve medyada en azından tartışılması gereken ve Türk halkının bütün sosyal katmanlarına önemli teklifler içeren ve bununla beraber somut vaadlerin kaynaklarını da gösteren bir çalışmadır.

Sözde kürt sorununu, iflah olmaz AB’ye giriş sevdasını, etnik mikro milliyetçilik hastalığını; önceden listesi yapılarak belirlenmiş kadrolu  konuklarla, binlerce kez Türk halkının önüne getirerek, adeta halkın bu konularda öğürmesine sebep olan televizyoncular ile burnunda halka takılı olan bir çok köşe yazarı; her nedense MHP’nin, Türk halkının refah ve huzuruna ilişkin tekliflerini tartışmaması çok dikkat çekicidir.

Türk Milleti; medya, kamuoyu şirketleri, dini yapılanmalar, küresel güçler ve onların yerli temsilcileri ile ikna edilmek ve bir meçhule sürüklenmek isteniyor. Başbakan Erdoğan dahi bunu erkekçe ifade ederek, milli meselelerde her geçen gün kendisi ile aynı çizgiye gelen CHP ile birlikte iki partili bir siyaset arzuladığını ifade etmiştir.

Peki meclis dışına itilmeye çalışılan MHP ne diyor? Niçin ısrarla tasfiye edilmek isteniyor? Neden basın MHP’ye yer vermiyor? Ve bu MHP ne yapmaya çalışıyor? Hiç mi merak etmiyoruz?

MHP genel olarak; PKK ve her türlü terörün kazınacağını, adalette reform yapılacağını, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılacağını, 2019 yılında milli gelirin 19 bin dolara yükseltileceğini, çalışan sayısının yeni istihdam yaratarak 28 milyona çıkarılacağını, küçük esnafa sahip çıkılacağını, dil konusunda Türkçe’den başka hiçbir dile geçit verilmeyeceğini, ihtiyaç sahibi her aileye 300 TL. yardım yapılacağını, asgari ücretin vergi dışı bırakılarak net 825 TL’ye çıkarılacağını, Hilalkart ile vatandaşın sadaka kültüründen kurtulacağını, emekliye her yıl Eylül ayında kışa hazırlık olarak bir maaş ikramiye verileceğini, öğretmenlere, akademik araştırma yapanlara her ay 310 TL civarında bir maddi destek sağlayacağını ve toplumumuzun işçi, memur, üniversite öğrencisi, asker, polis, emekli, dul ve yetim, engelli, sporcu gibi değişik sosyal katmanlarına cumhuriyet tarihinde görülmemiş desteklerin verileceğini ve de her şeyden öte devletin üniter yapısı ile milli birliğin her ne surette olursa olsun korunacağına dair açıklamaları, üzerinde çok tartışılması gereken konulardır.

MHP’nin Türk milletine teklif ettiği,  somut vaadlerin, toplam tutarı 73 milyar TL’dir. Türkiye’nin 2009 yılına ait gayri safi milli hasılasının 1.026 trilyon olduğu düşünüldüğünde, bu rakamın hiçte hayalci olmayıp tam aksine gerçeklere uygun olduğu görülmektedir. Kısaca MHP; Türk milletine ait olan parayı yine çok onurlu bir şekilde ve insanlarımızı hiçbir ayırıma tabi tutmaksızın yine Türk milletine vermeyi taahhüt etmektedir.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ve MHP’nin bu güne kadar verdiği sözleri tutmadaki tutarlılığı ve kararlılığı göz önüne alındığında, Türk milleti en azından bu seçim beyannamesinde yer alan konuları bırakın desteklemeyi öncelikle ve ivedilikle, konuşmalı ve tartışmalıdır. Tabii ki bunlardan haberiniz olursa!!!

Türk milleti, kendisine bir an önce sahip çıkmalıdır. Çünkü kendisinden başka dostu yoktur. MHP’de, Türk milletinin sesi olmaya çalışmaktadır. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz fakat MHP ne diyor ve MHP’ye karşı kim ne yapmaya çalışıyor öğrenmelisiniz ve bilmelisiniz. Önemli olan MHP değil, Türk milletinin varlığıdır.

Bu sebeple ben “hareket”e geçiyor ve sizleri de bir an önce “hareket”e geçmeye çağırıyorum. İş başa düşmüştür. “Ne Mutlu Türküm Diyene” gururuyla hareket eden herkes gözünü ve kulağını dört açmalıdır. Ben Kars’ta Ani’ye giderek “gerekirse Anadolu’yu yeniden fethederiz” diyen ve Milli Misak’ın 91. Yıldönümünde seçim beyannamesini açıklayarak “milletin devleti ile bölünmez bir bütün” olduğunu bir kez daha anlamlı bir şekilde dosta ve düşmana vurgulayan ve Türk Milletine korkma “Milliyetçi Hareket var” diye Devlet Bahçeli’yi ve MHP’yi dikkatle izliyorum.