Türkistan’dan Anadolu’ya Çepni Türklerini Araştırıyorum

103

Karadeniz gezimiz devam ediyor. Dün Akçaabat’ın Haydarnebi yaylasındaydım, şimdi ise, Giresun Soğukpınar Karaovacık yaylasındayım. Karaovacık yaylası 700 yıllık geçmişi olan Çepni Türklerinin Anadolu’ya gelerek, yayla kültürlerini yaşattığı bir bölge. Çepni Türkleri halen daha bu bölgelerde yaylacılık kültürlerini devam ettiriyor.

Bu yazıyı sizlere 2600 metre yükseklikteki Ağılbaba dağ bölgesinden yazıyorum. Temmuz ayına girmemize rağmen, halen daha karlı dağlar gözümüze çarpıyor. Sular buz gibi akıyor, etraf yem yeşil görünümü ile adeta bizleri büyülüyor.
Bugün yaylalarda hayvancılık tamamen ölse de, Çepni Türkleri halen daha yayla kültürünü yaşatmaya devam ediyor.

Elimde kameram ve fotoğraf makinemle bölgede Çepni boylar ile ilgili araştırmalar yapıyorum. Çepni Türkleri ile ilgili bu bölgede önemli araştırmalar yapılmış durumda değil. Merhum Prof. Dr Faruk Sümer’in Çepni Türkleri ile ilgili yaptığı araştırmadan yararlanarak, Trabzon, Gümüşhane ve Giresun üçgeninde Çepni Türkleri ile ilgili belgesel çekip, tarihe not düşüyorum.

Çepni boyu Oğuz Kağan Destanı’na göre Oğuz Türklerinin 24 boyundan biridir. Bu boyların Üçoklar kolundan (sol kolundan) Oğuz Kağan’ın oğlu Gök Han’ın soyundan geldikleri kabul edilir.

Çepniler Türk tarihinde özellikle Karadeniz Bölgesi’nin Türkleşmesinde çok önemli bir rol oynamışlardır. Özgün kültürlerini günümüzde de muhafaza etmekte ve sürdürmektedirler. Çepniler dini ve sosyal örgütlenme bakımından 16. ve 17. yya kadar Hacı Bektaş Veli Dergahı’na bağlıydılar.[1]

“Çepni” kelimesi düşmanla savaşan anlamında kullanılmıştır. Çepni boyunun özelliği “nerde yağu görse orda savaşır” olarak anlatılmaktadır. Karadeniz’de özellikle Giresun ve çevresinde Çepni boyundan insanlar yaşar. Trabzon’un Türkleşmesini sağlamışlardır.

Çepniler, sayıları 24 olarak belirlenen Oğuz Boyları’ndan biri ve en kalabalık olanıdır. Üç – Oklar’ın Gök Han koluna bağlıdırlar. Bilindiği gibi Oğuzlar; Türkiye ve Azerbaycan Türkleri’nin, Türkmenistan, Irak ve Suriye Türkmenleri ile Gagavuzlar’ın atalarıdır. Cümleden anlaşıldığı üzere Çepniler Orta Asya kökenlidir. Çepni isminin yer aldığı ilk yazılı metin, ilk Türk bilgini olan Kaşgarlı Mahmud’un 1070 yılında kaleme aldığı Divanü Lügati’t-Türk isimli eserdir. Günümüze intikal eden kaynaklarda yer alan bilgiler, Çepniler’in, Osmanlı Hânedânı’nın mensup olduğu ve en önemli, en şerefli, en büyük Oğuz Boyu olan Kayılar’a yakın önemde bir boy olduğu kanaatini uyandırıyor.

Ne var ki onların savaşçı karakterleri, önemlerini günümüze yansıtacak kalıcı ürünler meydana getirmelerini engellemiş. Çepniler’e ait kabileler, değişik tarihlerde farklı cephelerde savaşmışlar ve ordu ile gittikleri bölgelere yerleşmişler. Savaşlarda nüfusları azalmış. Belli ve kalıcı bir kültür oluşturamamışlardır. Çepniler; 1071’de Anadolu’nun, 1277 yılından itibaren de Sinop’tan Trabzon’a kadar olan Karadeniz Bölgesi’nin fethedilmesinde çok aktif görevler üstlendiler. 1277 yılında Sinop’a saldıran Trabzon Krallığı’nın ordusunu bozguna uğrattılar.

Anadolu’da Çepni Yerleşimi;

Osmanlı Tahrir defterlerine göre, Anadolu’da Çepni adıyla anılan 43 yer ismi vardır. Bu sayıyla Çepni kelimesi, Anadolu’da yer adı olarak kullanılan Oğuz boyları içinde, yedinci sırayı almaktadır. Bu gün yurdumuzda Çepni’lerin dağınık bir yerleşime gittikleri görülmektedir. Sivas, Zile, Yozgat, Ankara, Çankırı, Çorum, Kastamonu, Bolu, Bursa, Kocaeli, Balıkesir, Manisa ve dolaylarında Çepni’lere rastlanmaktadır. Ancak Çepni’lerin en fazla yoğun oldukları yöre, Eynesil, Vakfıkebir, Kürtün, Salıpazarı, Gümüşhane Görele, Tirebolu, Doğançay, Espiye, Yağlıdere, Keşap, Dereli, Alucra, Giresun ve Ordu yöresidir.

Eynesil, Görele, Tirebolu, Kürtün, Espiye, Keşap, Giresun, Dereli ve Alucra dolayları, ilk Osmanlı Tahrir defterinde Çepnieli, Çepni ili, Çepni Vilayeti adları ile kaydolunmuştur. Bu nedenle, bu yörelerde Çepni’lerin yoğunlukla yaşadığını söyleyebiliriz. Oğuz elinin en büyük boylarından Çepniler’in Doğu Karadeniz Bölgesi’nde cereyan eden Türk yerleşmesinde oynadıkları en mühim rol, Trabzon’lu Şakir Şevket ve Tirebolu’lu Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan’ın dikkatini de çekmiştir. Şakir Şevket, Çepniler’in İran’dan çıkarıldıktan sonra, onlardan 100.000 nüfusun Doğu Karadeniz bölgesine gelerek Tirebolu, Görele ve Vakfıkebir yörelerine yeleştirildiklerini bir rivayet şeklinde anlatır. * Faruk Sümer, Çepniler, s.95 Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1992 * Binbaşı H. Avni Alparsalan ise, elinde bulunan sınırlı sayıdaki kaynaklara dayanarak, yörede Çepnilerin çok önemli bir görev üstlendiğini ifade etmektedir.