Hadiste iki bölümde incelenir.
a -Nebevi Hadis: Söz ve manası peygamberimiz(sav)e ait olan hadislerdir.
Oruç sabrın yarısıdır.
Mide bütün hastalıkların anasıdır.
Namaz dinin direğidir vb
b -Kutsi Hadis: Sözü Peygamberimize manası Allah (cc) ait olan hadislerdir.
“Ben bir hazine idim bilinmeyi istediğim için âlemi yarattım.”
Hadisin Kuran ile ilişkisi:
Bunu da iki madde halinde ele almak mümkündür.
a –Kuran-ı Kerim’i açıklar.
Kuran bilindiği üzere Peygamberimize vahyedilmiştir.
Kuran-ı en iyi anlayan ve açıklayan O dur.
Peygamberimiz aynı zamanda Kuranı Kerim’in ilk müfessiridir
Ondan daha iyi anlayan ve açıklayanın olması aklende ve ilmende mümkün değildir.
Bir iki örnekle bu durumu açıklayalım.
Kuran-i Kerim’de Namazı; Orucu. Haç ve Zekâtı emreden ayetler vardır.
Fakat bunların vakitleri rekâtları miktarı nasıl ve ne şekilde uygulanacakları anlatılmamıştır.
Bunlar hakkındaki detaylı ve açıklayıcı bilgi; yani
Namazın nasıl kılınacağı
Orucun nasıl tutulacağı
Zekâtın nasıl verileceği
Haccın nasıl yapılacağını bizler
Peygamberimizin hadis ve sünnetlerinden öğreniriz.
Bunun dışında öğrenebileceğimiz bir kaynakta söz konusu değildi
Peygamber(sav) bir hadisinde namazı ben nasıl kılıyor isem sizde öyle kılınız buyurarak namazı nasıl kılacağımızı açıklamıştır.
Aynı durum diğerleri içinde geçerlidir.
Bazı ilahiyat kökenli hoca efendilerin söyledikleri gibi
Kuran Müslüman’ı olacağım diye Peygamberi ( sünneti) devre dışı bırakırsanız
Söyleyin bana namazı bugünkü kılınış şeklinden farklı nasıl kılarsınız.
Namazı kaç vakit kılardınız vakitleri ve rekâtları nasıl belirlerdiniz
Zekâttı kırkta bir değil de kaçta bir verirdiniz
Bunun hastaya ilacını eczaneden hazır alma, kendi ilacını kendin yap demekten ne farkı var?
Her hasta kendi ilacını kendi yapmaya kalkarsa sonuç ne olur bir düşünsenize?
Bu zihniyette ihanet yoksa cehalet vardır.
b –Kuran’da olmayan hükümler koyar.
Kuran’da vahşi hayvanların, tırnaklı ve yırtıcı kuşların etinin yenmeyeceğine dair herhangi bir yasak söz konusu değil.
İşte Kuran’da olmayan bu yasağı Peygamberimiz koymuştur.
Demek ki Peygamber sadece kuran-ı açıklamakla görevli değil aynı zamanda dinde hüküm koymakla da yetkilidir.
Allah(cc)’ın hüküm koyma yetkisi verdiği Peygamberini siz nereden ve kimden aldığınız yetkiyle devre dışı bırakırsınız.
Bu günahtan da öte ayıptır ve de haddini aşmaktır.
Allah(cc) cümlemizi SIRATİ MÜSTAKİM‘DEN ayrılmayan kullarından eylesin.
3 -İcma -i Ümmet: Bir asırda yaşayan Müslüman âlimlerin bir konu hakkında olumlu yâda olumsuz görüş birliği içerisinde olmalarıdır.
Kuran’da ve Sünnette hükmü bulunmayan konular için söz konusudur.
Organ nakli ve kan bağışı (Ticaretini yapmamak şartıyla) bunun için bir örnek olabilir
İslam Dünyasında Bütün ehlisünnet âlimlerinin görüş birliği içerisinde olacakları kanaatindeyim.
4 -Kıyası Fukaha: Dini ve Dünyevi konularda uzman olan kişiler zamanın getirdiği meseleleri geçmişteki benzerleriyle kıyaslayarak çözebilirler.
Bunlar sahasında uzman kişi yâda ekiplerin yapabilecekleri işlerdir.
Her İlahiyat mezunu yâda Profesörü iyi niyetle de olsa bu işlere kalkışırsa kaş yapayım derken göz çıkarırlar.
Cenabı hak cümlemizi dinini en iyi şekilde öğrenen ve yaşayan kullarından eylesin
İslam üzere yaşayıp, İman üzere huzuruna varan kullarından eylesin. ÂMİN
Huzurlu ve mutlu yarınlarda buluşmak dileğiyle…