Doğunun, Batının, Kuzeyin, Güneyin Sultanının Mülkü

119

Osmanlı İmparatorluğu, Asya’dan Avrupa ve Afrika’ya üç kıta üstüne yayılmıştır. Sınırları Baltık denizinden Hint okyanusuna, Hazar denizinden Viyana’ya kadar genişlemiştir. Kızıl deniz, Karadeniz ve Akdeniz egemenlik altında iç denizler haline getirilmiştir. Afrika kıtasının kuzeyi, Atlas okyanusuna kadar Türk egemenliği altına alınmıştır.

İmparatorluğun ulaştığı bu geniş coğrafya, beraberinde doğal olarak yeni kültür yapılaşmasını da getirmiştir. Kültür mozaiğimizin önemli bir bölümünü kapsayan edebiyatımız da bu durumdan etkilenmiş ve çok zengin eserlerin meydana gelmesine neden olmuştur.

Edebiyatımız gibi musikimizde de çok belirgin değişimler yaşanmıştır. Aslında müziğimizin iki koldan geliştiği anlaşılmaktadır.

Saray müziği ve halk müziği.

Saray müziğinin çok usta, çok değerli bestekar ve icracılarına rağmen,  Farsça ve Arapça dili etkisinde kalması,  halktan kopuk olarak gelişmesine neden olmuştur.  Halk müziği ise, ozanların saz eşliğinde ve halk dilinde söylediği türkülerle gelişmiştir. Bu yüzden de canlı olarak günümüze kadar rahatlıkla ulaşmıştır. Yarının kuşaklarıyla da tüm güzellikleriyle buluşacaktır.

Aslında imparatorluk zamanında hüküm sürdüğümüz, egemen olduğumuz toprakların genişliği, çeşitliliği ve sınırlarımızın çevremizdeki komşu ülkeleri kapsamaları, bu devletleri birer eyalet gibi, vilayet gibi algılamamıza neden olmuştur. Tarihi gelişim içinde bu yörelerdeki olumlu ve olumsuz olayların etkileri, o dönemlere tanıklık eden   türkülerimize de yansımıştır.

Türkülerimizin pek çoğu ecdadımızın tarihine ışık tutarlar ve yakıldıkları döneme şahitlik ederler. Kimileri bizi gururlandırırlar kimileri de bizi hüzünlendirirler. Pek çok örnekleri olan bu türkülerin kendilerine özgü hikayeleri vardır.  Uzmanlarımız bu konuda bilim dünyasına ve  meraklılarına önemli bilgileri  eserleriyle vermektedirler.

Biz, aklımıza gelen bazı popüler türkülerimizle, coğrafyamızı ve tarihimizi hatırlayarak, günümüzdeki sınırlarımızın dışında kalan eski topraklarımızı yad edelim. Bu bize yeterli dersi verir.

  • Kırım’dan gelirim adım Sinan’dır.
  • Yemen Yemen kanlı Yemen toprakları şanlı Yemen.
  • Tuna nehri akmam diyor.
  • Maya dağından kalkan kazlar.(  Vardar ovası )
  • Burası Huş’tur yolu yokuştur  (Yemen türküsü)
  • Estergon Kal’ası.
  • Bağdat ellerinden gelir turnalar.
  • Kırcaali ile Arda arası (Kanlıca deryalar)
  • Cezayir’in harmanları savrulur.
  • Ben bir göçmen kızı gördüm Tuna boylarında
  • Ey güzel Kırım.