Merkezdeki Okullar Taşınmalı

91

İmam – Hatip Lisesi‘nde görev yapıyorduk. Her lastik patlayışında, her ambulans sireninde ve her acı fren sesinde ders karpuz gibi ikiye bölünürdü. Sonra dik, dikebilirsen..

İnkılâp Lisesi‘nde görev yapıyorduk. Balkonlarda mahallelinin sözlü kavgaları canlı yayında sınıftaydı. İzmit Lisesi‘nde görev yaparken konu komşu çamaşırlarını sanki sınıfın içinde kurutuyordu.

Allah, şehir merkezinde eğitim veren ve alan herkesin yardımcısı olsun. Disiplinsizlikler, çete sürtüşmeleri, harçlık ve kontör tırtıkçılığı, haplanma mekânları, internet gayfeler, pasaj âlemhaneleri, sokak arası defileleri, pavyoni iş görüşmeleri, toplu arazi imkânları, eksoz ve gürültü atmosferi, trafik keşmekeşi, servisçi kavgası vs. vs. vs.

50.Yıl İlköğretim diye bir okul var, apartmandan çevirme. Çocuklar Beden Eğitimi dersini koridorda toz duman içerisinde yapmak durumundalar. Birçok veli de çocuğunu bu sefertası mektebe gönderebilmek için şehir dışından paraya ve zamana karşı yarışıyor. Ne de olsa eğitim piyasasının taban fiyatlarını ev hanımları gün sohbetlerinde belirliyorlar.

Merkezi okullarda her olan biteni anlatsak buradan köye yol olur. Doğrusu ise ilköğretim okullarını bir yerleşkeye, liseleri ayrı bir yerleşkeye taşıyarak eğitim kampüsleri oluşturmak. Bir İzmit Lisesi‘nin, bir Ulugazi‘nin gayrimenkul ederiyle birkaç tane kampüs bile inşa edebilirsiniz.

Böylelikle hem şehiriçinde kronikleşen olumsuzlukları koparır, atar hem de eğitimi çevresel baskılardan kurtarırsınız. Tepeköy veya Çayırköy yolunda ağaçlıklar ve yeşillikler arasında mı daha iyi eğitim ortamı oluşturabilirsiniz yoksa evlerle iç içe geçmiş “Biri Bizi Gözetliyor” ortamında mı?

Yalnızca İzmit için değil Türkiye‘deki birçok il merkezi için kaçınılmaz sonuç budur. Bizim şansımız er yada geç‘in ilk kısmında bu işi üstlenecek yerel liderlere sahip olmamız. Seçim öncesinde sendikamızı ziyarete gelen tüm siyasilere 10 önerilik eğitim raporumuzu sunarken çok da umutlu değildik oysa.

Bir kıl payı kader ayrımında İzmit Belediye Başkanı seçilen Nevzat Doğan‘ın liman duruşu ve Tarih Koridoru projesinden sonra meselenin künhüne vakıf olarak bu işe el atması aynı zamanda siyaseten risk unsurları taşır. İdare-i maslahat kolaydır ama iz bırakmaz ve kokmaz, bulaşmaz.

Toplumsal tefessühle birlikte iyice şirazeden çıkan eğitimin çivisi en azından kapımızın önünü süpürmek babında – bence – kanaat önderlerine tarihi bir sorumluluk yüklüyor. İzmit’in Yerel Yöneticisinin düşünsel cesareti önemli bir şans. Beka davamız adına heba edilmemeli.

Ha, eski köye yeni adet diyeceklerdenseniz kıdemli bir eğitimci olarak sizi yeni öğrenci vecizeleriyle başbaşa bırakabilirim:

‘Anne – babama benim okula gittiğimi söylemeyin, o beni hala aşere-i mübeşşereden sanıyor.’