Çanakkale

112

Bu hafta Çanakkale Zaferinin 94. yıldönümünü idrak ettik. Başta büyük önderimiz Atatürk olmak üzere silah arkadaşları ve tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun!

Çanakkale Zaferi, bilindiği üzere hem askeri bakımdan hem de manevi bakımdan tarihimizin dönüm noktalarından biridir.

Zira Çanakkale’de az imkana rağmen çok iş yapılabileceğine dair tüm insanlığa ders verilmiştir. Teçhizatınız az da olsa onu kullanacak “insanınız” doğruysa zafere ulaşmanın mümkün olduğu gösterilmiştir.

Yine Çanakkale’de varolmanın temel şartlarından birinin “ümidini asla kesmemek” olduğu ispatlanmıştır. Dinimizin de önemle vurguladığı “Allah’tan ümidi kesmeme” prensibinin hikmeti burada bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Aynı şekilde Çanakkale’de görünen şartlar ne kadar kötü olursa olsun mücadele etmemeye mazeret olamayacakları hafızalarımıza kazınmıştır. Zira ümit ve gayret oldukça görünen şartlardan görünmeyen imkanlar çıkabileceğinin en güzel delillerinden biri Çanakkale’dir.

Hatırlanacak olursa Çanakkale yetişmiş ve bugünkü tabirle “gelecek vadeden” pek çok gencimizin vatan uğruna seve seve can verdikleri bir zaferdir. Onlar “bağımsız” olmadan “gelecek” kurulamayacağını bilen şerefli insanlar olarak “vererek” değil “savunarak” kazanılacağını tüm dünyaya kanıtlamışlardır.

Dolayısıyla Çanakkale kan ve can pahasına “satılamayacak” olanın ne olduğunu dedelerimizin bize gösterdiği bir destandır!

Kısacası Çanakkale bizi biz yapan dönüm noktalarından biridir. Zira Çanakkale “kim olduğumuzun” tek bir yürek olarak haykırıldığı yerdir!

Tüm bu gerçeklere rağmen Türkiye’de son zamanlarda pek çok alanda yaşanan değer kaybetme ve kaybettirme sürecine binaen Çanakkale gibi zaferlerimiz de altında yatan değerler dikkate alınmaksızın “basite” indirgenmeye çalışılmaktadır.

Ulvi gayeler için bir nesli kaybettiğimiz ancak karşılığında bir gelecek kurduğumuz böylesi bir zaferi hafife almak, korunması gereken değerlere karşı duyarsızlaşmanın / duyarsızlaştırılmanın en belirgin özelliğidir. Duyarsızlaşma ise tıpkı canlı organizmalarda olduğu gibi toplumların yok olma sinyali anlamına gelmektedir.

Bu sebeple Çanakkale gibi saygı duyulacak, gelecek nesillere şuur ve heyecan aktarmaya vesile olacak değerlerimizi gerektiği gibi anlamanın ve aktarmanın en temel görevlerimizden biri olduğunu ve şehitlerimize en azından bunu borçlu olduğumuzu unutmayalım ve unutturmayalım.