Ders Gibi Bir Düşündürücü Olay

106

Son günlerde gazetelerde çıkan bir haber dikkatlerden kaçmadı. Yunanistan’ın başkenti Atina ve Gümülcine’de uzun bir tehirden sonra Ziraat Bankası’nın şubeleri açıldı.

Bilindiği gibi bankalarımızın önemli bir bölümü ya tam, ya da yarı hisseleri ile yabancıların eline geçti. Bankalarımızı alan ülkeler arasında Yunanistan da var. Yunanistan’a banka satarken sorun çıkmıyor; ama Gümülcine Şubesi ile ilgili açılış tören davetiyesi ortalığı karıştırıyor. Yunanistan’ın Doğu Makedonya ve Batı Trakya Bölgesi Genel Sekreteri kendisine gönderilen davetiyeyi Ziraat Bankası Müdürüne yazdığı bir mektup ile reddediyor. Davetiyenin reddedilmesi ve geri çevrilmesi nedenleri arasında “Gümülcine” isminin hazmedilemeyişi var. Onun yerine Komotini yazılmalıymış. Davetiyenin Türkçe ve İngilizce basılması da kabul edilemiyor. Rumca’nın da davetiye de yer alması bekleniyor. Rumca’nın davetiyede yer almaması, onlar için bir hakaret ve kabul edilemez bir şey olduğu ortaya konuluyor. Aslında Ziraat Bankası’nın gönderdiği davetiyelerin İngilizce bölümünde neden Komotini yazdığı, Türkçe bölümünde ise Gümülcine ifadesinin kullanıldığı da anlaşılmış değil. Eğer Yunan tarafı kadar yer adlarında hassas ve bazı şeylerin farkına varabilmiş iseniz; her iki dilde de sadece Gümülcine isminin kullanılması gerekirdi.

Bu olay aslında bazılarımız için bir ders niteliğindedir. Yunanlı yetkilinin bu hassasiyeti aslında yadırganacak bir şey değildir. Ancak, Türkiye’de yer adları ve kuruluş isimleri konularında işi hafife alanlar, bazı gerçekleri görmelidirler. Kosova ve çevresinde yaptığımız bir gezide Sırpça isimlerin Sırpların yenilgisi sonrası nasıl değiştirildiğini gördük. Ancak, Balkanlar’da bir çok yerde Türkçe isimlerin yerine bizzat bizim tarafımızdan yabancı isimlerin kullanıldığına şahit oluyoruz. Osmanlı’nın medeniyet, insan hakları ve yatırım götürdüğü Rumeli topraklarında Türkçe isimlerin bazıları unutulmuşa benziyor. Üsküp‘e Skopa, Kalkandere‘ye Tetova diyenler oldukça fazla.

Tarihlerine oldukça saygılı olan rejim değişse bile Rus kültürünün izlerini koruyan Rusya, 1917 Komünist İhtilal’inden sonra değiştirilen yer isimlerine tekrar döndü. Artık Stalingrad ve Leningrad gibi isimler yok. Başka birçok örnekler verilebilir. Manş Denizi İngilizlere göre “British Channel”dır. Hollanda’da “Lahaye” isminden çok “Den Haag” ismi kullanılır. Hiçbir ciddi devlet turizmden gelir gelecek diye yer isimleri ile bizdeki gibi oynamıyor ve yabancılaşma örnekleri sergilemiyor. Geçenlerde bir toplantı dolayısıyla Ankara’ya gitmiştim. Esenboğa Havaliman’ı maddi kültür olarak gerçekten güzel ve Ankara’ya yakışır bir havalimanı olarak gördüm. Ancak kültürün maddi yönünün ötesinde çelişkiler hemen sırıtıyor. Havalimanı’nın ismi “Esenboğa Airport” olarak verilmiş. Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde bu böyle mi? THY’nın dergisinin ismi de “Skylife“… Dergideki haritada her halde “Türkiye sadece Türklerin değildir” anlayışından hareket edilerek yer adlarının Rumcaları da yazılmış. Bu gibi hataları Cumhurbaşkanlığı bile yapıyor.

Devletin dili olan Türkçe bu ölçüde hafife alınırsa; dış siyasi ilişkilerde yeteri ölçüde ciddiye alınamazsınız. Kendi değerlerine ve kendisine saygı göstermeyenlere başkaları da saygı göstermez. Ancak, Türkiye’de Batılı tez ve beklentilere uygun olarak Zazaca ve Kırmançca’yı Kürtçe adı altında birleştirip üstelik yeni bir TRT kanalı açan, dış telkinlere açık anlayıştan fazla bir şey de beklenemez. Türkiye, bazı durumlarda kendi konumuna ve tarihi rolüne uygun olmayan çapta siyasetçiler ve bürokratlarca yönetilmektedir. Türk Milletini yoksullaştıran yolsuzluklara, adam kayırmalara, ekonomik pay kapmalara, rant yaratma hesaplarına aklımız gereğinden fazla yetiyor; ama milli davalara ve milli değerlerimize, bu arada Dünya ve ilim dili olan Türkçe’ye yaptığımız saygısızlıkları fark edemiyoruz. Soygun ve yolsuzlukları yapanlar toplum önünde aşağılanıp itibar kaybedecekleri yerde; neredeyse ödüllendiriliyorlar ve korunuyorlar.

Önceki İçerikKümelenme.. (1)
Sonraki İçerikVicdanın Sesi
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)