-5.2 C
Kocaeli
Salı, Aralık 30, 2025
Ana SayfaGüncelPahalıya Mal Olan Siyasi Tercihler

Pahalıya Mal Olan Siyasi Tercihler

Ağustos 2023 tarihinde yazdığım köşe yazısında Ahmet Davutoğlu’nun, Fatih Altaylı’ya verdiği röportaj videoda, Başbakan olduğu döneme dair anlattıklarını aktarmıştım:

O dönemde Türkiye’nin AB’ye girme hedefi vardı. “Avrupa Birliği bize ‘siyasi ahlak yasası isteriz’ dedi. Yani diyorlar ki, ‘siz bizim aramıza girecekseniz, istatistikleriniz şeffaf olacak, verileriniz doğru olacak, bilgileriniz doğru olacak, süreçler belli olacak, yolsuzluk olmayacak.’ Aslında bunlar bizim değerlerimiz idi.

Siyasetçiler ihalelere bulaşmış, herkes iç içe geçmişti. Ben bunu bir neşterle kırmak istedim. Bu neşterin adı ‘siyasi ahlak yasası’ idi. Ve bu aynı zamanda AB -Türkiye müzakerelerinin ana şartlarından biri idi.

22 Nisan’da (2016) Siyasi Ahlak Yasasını Meclis’e gönderdik. Cumhurbaşkanımıza da bilgi verdim. Fakat o andan itibaren ipler koptu.

Çünkü, ‘Siyasi Ahlak Yasası’ paketinin içinde İmar Yasası ve İhale Yasasının yenilenmesi, Siyasetin Finansmanı Yasası, hediye yasağı da gelecekti. Bütün bunlarla ilgili paket geçtiğinde bir anda siyaseti çıkar için yapanların yolları kapanmış oluyordu.”

Ahmet Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine, bu yasa çıkarsa “ilçe başkanı bile bulamazsın Ahmet Bey” dediğini de söyledi.

Ahmet Davutoğlu, devamında Başbakanlıktan ve AKP Genel Başkanlığından ayrılmasına sebep olanları şöyle açıkladı:

“Avrupa Birliği karşıtlarının düşmanlıklarının birisi özgürlükler diğeri siyasi ahlak.  Kulvarın ikisi birden bana karşı geldiler. Parti içinde darbe yapıldı, siyasi ahlak yasası engellendi, yolsuzlukların önü açıldı. Türkiye’nin kaderini etkilediler.”

Peki, bu operasyonun Türkiye’ye maliyeti ne oldu?

****************************************

Siyasi Ahlak Paketi Uygulansaydı

Şimdi düşünelim, yaklaşık on sene önce siyasi ahlak yasası çıkarılmış olsa, İmar Kanunu ve Kamu İhale Kanunu bu görüş açısıyla yenilenmiş olsaydı neler olurdu? Uygulamada da taviz verilmeseydi, bugünkü sosyal bataklığın ne kadarı kurutulmuş olurdu?

Siyasetçi, sermaye ve suç örgütleri üçgeninde gerçekleşen suçlar bu kadar yaygınlaşmış olabilir miydi?

Siyasetin finansmanı meselesi, demokrasisi gelişmiş ülkelerdeki gibi şeffaf ve ahlaki bir zemine oturmuş olsaydı bugün nasıl bir Türkiye’de yaşıyor olurduk?

Devletin yasa dışı faaliyetler ve suç örgütleri yüzünden kaybettiği milyarlarca dolar olduğu anlaşılıyor.

İstatistiklerimiz ve devletin verileri sağlam olsaydı kara paranın ve kayıt dışı ekonominin boyutunu doğru ölçebiliyor olacaktık.

Yasadışı servetler engellenseydi ve kaynaklar bir avuç ahlaksıza değil, “fakir fukaranın garip gurabanın” derin yoksulluğunu gidermek için harcansaydı. İyi olmaz mıydı?

Bu yasalar çıkarılmadığı ve uygulanmadığı için, bataklığı kurutmadan, suç zincirinin en ucundaki, ünlü veya ünsüz ama sıradan suçlular üzerinden yapılan operasyonlarla meşgul ediliyoruz.

Uyuşturucu, fuhuş, kumar, bahis, şike, kaçakçılık, kara para, rüşvet, ihaleye fesat vd suçları çete olarak işledikleri iddiasıyla operasyonlar yapılıyor. Her gün bu iddialarla yargıya sevk edilenler ve bunların baronlarının, patronlarının bu kadar pervasızca ülke kaynaklarını sömürmesine neden izin verildi?  Hem de milletin ahlakını bozarak, sağlığını ve hatta hayatını riske attıkları bilinmesine rağmen.

Keşke sadece muhalefet partileri belediyelerine değil, iktidarın kontrolündeki devlet kurumları, belediyeler ve şirketlerde de yolsuzluk operasyonları yapılsaydı… Biz de tam bir “Temiz Eller” operasyonu diyebilsek ve umutlanabilseydik.

****************************************

Siyasi Tercihlerin Maliyet Analizi

Devleti yönetenler zaman zaman öngörülerinde yanılabilir, hatalı kararlar alabilir. Yapılan tercihler hatalı ise kısa ve uzun vadede ülke için çok ağır maliyetlere yol açar.

Hataların en az seviyeye indirilebilmesi için devletin kurumlarının ürettiği ortak akla başvurulması gerekir.

Son dönemlerde, Türkiye’nin en temel kurumları etkisiz ve karar alma süreçlerinde yetkisiz. Bu yüzden stratejik konularda Cumhurbaşkanı ve Saraydaki küçük bir ekibin aldığı kararlarda ideolojik, günlük ve tepkisel tercihler yapılabiliyor.

Türkiye’nin Suriye iç savaşına müdahil olması çok sayıda şehit vermemize, milyarlarca dolar masrafa ve milyonlarca Suriyelinin ülkemize girmesine yol açtı.

Türk F-16’ları Rus uçağını düşürdükten sonra Putin’in gönlünü almak için özür mektubu yazıldı. Bazı anlaşmalar yapıldı.

Erdoğan’ın, Mısır devlet başkanı Sisi’ye ölçüsüz tepkisi sonucu, Mısır İsrail ve Yunanistan ile Türkiye aleyhine antlaşmalar yaptı. Mavi Vatan dediğimiz Doğu Akdeniz’de iddialarımız sınırlandı.

BAE Emiri ve Suudi Prensine karşı sert tepkilerimiz ve suçlamalarımız dış politika ve ekonomide hareket alanımızı daraltınca, bunların gönlünü almak için U dönüşü yaptık. Milli gururumuz yerle bir oldu.

ABD yönetimi tarafından F-35 projesinden çıkarılmamız sonrası Rusya’dan S-400 almamız, ilk bakışta ABD’ye karşı bir milli duruşun işareti gibiydi. Şimdi F-16’ları modernize edebilmek, KAAN uçağımıza motor alabilmek ve mümkünse F-35 almak için S-400’ü Rusya’ya geri verme çabası içindeyiz. Bu sonucu öngöremediğimiz için savunma sanayiimizin belli zafiyetlerini gören İsrail- Yunanistan ve GKRY Türkiye’ye meydan okuma cüretini gösteriyorlar.

Birileri, Libya’da müttefikimiz olan Trablus yönetiminin Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanının da bulunduğu uçağı Ankara semalarında düşmesini sağlayarak, Türkiye’ye mesaj veriyor.

Örnekler çoğaltılabilir.

Ancak her konuda, ilk defasında ve her defasında en doğru kararı alacak mekanizmaları kurmamanın maliyetlerinin çok ağır olduğunu unutmayalım.

Ruhittin sönmez
Ruhittin sönmez
Ruhittin Sönmez 1956 Bucak/ Burdur doğumludur. 1980’den itibaren Kocaeli’de yaşamaktadır. EĞİTİM: İlkokul, orta okul ve lise eğitimlerini Bucak’ta yaptı. 1973’te İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliğinden ve 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İŞ HAYATI: 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuvar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001’de 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 03.03.2010’den itibaren Serbest Avukat 2018’den itibaren Arabulucu Sosyal Faaliyetler: Yaklaşık 16 yıl Türk Sanat Müziği korolarında korist olarak çalıştı. (İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubu) 250 Mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yıl Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ocak 2023’ten itibaren aynı programı noktaTV’de devam ettirmektedir. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada 2 gün köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Seçtiklerimiz

spot_img