Zekâ Ortalaması Yüksek Ülkelerde Ekonomi ve Demokrasi

192

Dünyada zeka seviyesini ölçmek amaçlı standartlaştırılmış testler yapılıyor. Bu testlerle ülke bazında IQ ölçümlemeleri yapan araştırmalarda küresel ortalama IQ 100 olarak kabul ediliyor.

2023 yıl sonu itibarıyla, en zeki ülke vatandaşları 107.54 ortalama ile Güney Koreliler oldu. Güney Kore’yi 106.99 ile Çinliler, 106.84 ile İranlılar, 106.18’le Japonlar izliyor.

Türkiye ise IQ (zekâ seviyesi) sıralamasında 95,63 ortalama IQ ile 105 ülke arasında 73’üncü oldu.

İlk 10’da yer alan diğer ülkelerde zekâ seviyesi (IQ oranı) Singapur’da 106.18; Avusturya, Kanada, Almanya, Slovenya, Moğolistan 102 puan mertebesinde. (Bu konuda 26 Şubat 2024’te bir köşe yazısı yazmıştım. İsteyen linkten okuyabilir.)

Çin çok büyük bir nüfusa sahip. Dünya nüfusunun yaklaşık %18’ini temsil eden Çin çok yüksek ortalama IQ puanı ile diğer ülkelerin puanlarını etkiliyor. Fakat bu durumun sıralamaya etkisi söz konusu değil.

****

Ekonomi, Hukuk ve Demokrasi Arasında İlişki Var mı?

NE KADAR HUKUK O KADAR REFAH, NE KADAR HUKUK O KADAR EKMEK gibi başlıklarla yazılar yazıyorum. Gelişmiş ve ekonomisi sağlam bir ülke olmanın temel şartının hukukun üstün olduğu bir toplum olmakta yattığı tezini şu tür gerekçelerle savunuyorum:

Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerinden uzaklaşılması toplumda, iç ve dış yatırımcılarda güven azalmasına yol açıyor. Yabancı sermaye girişi ve kalıcı yatırımları olumsuz etkiliyor. Bu da ekonomik dengeleri bozuyor.

Hukuktan uzaklaşıldıkça yolsuzluk, hırsızlık ve usulsüzlük yapanların cesareti artıyor. “Adalet” duygusu zarar görüyor.

Yargının siyasallaşması sonucu hiç kimse özgürlüğü ve mal varlığı konularında kendisini güvende hissetmiyor.

Güvensizlik ve öngörülemezlik ekonomide gelişmeyi önlüyor.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, “bir ülkede hukukun üstünlüğü ilkesi ne kadar yerleşmişse o ülke o kadar refah içindedir.”

Yani Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 117. sırada olan Türkiye’nin Küresel Refah Endeksinde 93. sırada olması tesadüf değil.

******************************

Çin’de Hukuk mu Var da Gelişti?

Şu sıralarda, çok sayıda bilim insanı, siyasetçi ve yazar, “Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde yürütülen ekonomik programın başarılı olması için, öncelikle Türkiye’nin hukuk devleti olmasının önündeki engellerin kalkması lazım” diye yazıyor.

Fakat Çin’in durumu bazı kafaları karıştırıyor. “Çin’de hukuk mu var da gelişmiş ülke oldu?” diye soruyorlar.

İşte bu soruya Eski Hazine Müsteşarı ve Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez X (Twitter)’de şöyle cevap verdi:

“Çin’de bizim anladığımız anlamda hukuk yok. Buna karşılık ekonomilerinde öngörülebilirlik var. İkide bir karar değiştirmiyorlar, kimse merkez bankasına ‘faizi indir veya artır’ diye talimat vermiyor. Öyle olunca da Batı sermayesi Çin’i öngörülebilir ülke olarak görüyor, emek de ucuz olduğu için yatırım yapıyor.

Çinliler, ÇALIŞKAN ve IQ DÜZEYİ YÜKSEK insanlar. Batı’nın yatırımlarını değerlendirerek önce taklit ürünler yaptılar, son on yıldır da artık kendi ürünlerini yapıyorlar, kendi buluşlarını piyasaya sürüyorlar.”

******************************

Güçlü Ekonomi İçin

Demek ki güçlü bir ekonomiye sahip olmak için 1- Güvenilir ve öngörülebilir olmak, 2- Zeki ve çalışkan bir toplum olmak gerekiyor.

Keşke ülkeleri yöneten iktidarların ZEKÂ ve AHLÂKLARINI ölçen araştırmalar da yapılabilse. Çünkü gelişmiş bir ülke olmak için ülkeyi yöneten kadroların zekâ ve ahlâk seviyelerinin de yüksek olması şarttır kanaatindeyim. (Merak ediyorum, Türkiye kaçıncı sırada olurdu?)

Eğer bir sihirli el değmezse, bu verilere göre Türkiye’nin çok güçlü bir ekonomiye sahip olması mümkün olmayacak.

Çünkü mevcut yönetim güvenilir ve öngörülebilir olmadığı gibi halkımız da ticari ve sosyal hayatında birbirine güvenmiyor. Komşumuzun, akrabamızın dahi yarın bize kazık atıp atmayacağından emin değiliz.

Büyük Atatürk “Türk Milleti’nin karakteri yüksektir. Türk Milleti zekidir, çalışkandır” diye motive etmişti bizi.

Ama yapılan araştırmalara göre, son yıllarda ortalama zeka seviyesi yüksek olmayan bir toplum olduğumuz gibi artık ortalama insan yapımızın çalışkan olmadığı da açıktır.

“Suriyeliler, Afganlar olmasa başta tarım ve hayvancılık alanında olmak üzere üretim ve hizmet sektöründe çalışacak insan bulamıyoruz” yakınmaları bunu gösteriyor.

****

Gelişmiş Ülke Demek

Yukarıda “Güçlü Ekonomi İçin” başlığını kullandım. Çünkü ekonomisi güçlü olmak “gelişmiş bir ülke olmak” demek değildir.

Mahfi Eğilmez bu konuda şu açıklamayı yapıyor: “Çin, dünyada en yüksek ikinci GSYH’ye sahip olmasına karşılık gelişmiş ülkeler arasında değil. Bunun birçok nedeni var ama üçü önemli:

(a) Kişi başına gelirin düşüklüğü (12 bin dolar.) Gelişmiş ülke statüsüne geçebilmek için 25 – 30 bin dolara ulaşmak gerekiyor.

(b) Öngörülebilirlik olsa da bu, gelişmiş ülke sayılmak için gerekli olan hukukun üstünlüğünün yerini tutmuyor. (Hukukun üstünlüğü “devlet gücünün ve kurumların hukuk ile sınırlanması ve bunun üzerinde hiçbir güç olmaması” demek. RS)

(c) Demokrasi ve gelişmiş insan hakları sistemi yok.”

******************************

Zihniyet Değişmeden Başaramayız

Kötü beslenen ve iyi eğitim almayan, düşünme ve hayal etme melekeleri körelen halkımızın ekonomik, sosyal ve ruhsal gelişimini sağlayarak ortalama IQ seviyesi, ahlakı ve motivasyonu yükseltilebilir. Yükseltmek zorundayız.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ABİDE 2019 araştırmasına göre, “Türkçede öğrencilerin yüzde 66,1’i orta düzey ve altındadır. Bu öğrenciler deyimleri, atasözlerini, hiciv ve nüktelerdeki mesajları anlayamıyor.”

Bu yüzden halkımızın çoğu hukuk, adalet, kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı gibi soyut kavramların ekonomi ve siyasetle sebep sonuç ilişkisini kavrayamıyor.

“Cahillerin ferasetine güvenen,” “okumayan, okuduğunu da anlamayan insanları tercih edenlerin” ve “kindar nesil yetiştirme gayretinde olanların” uzun süreli iktidar olmaları mümkündür. Ama böyle bir zihniyetin ülkeyi kalkındırması ve gelişmiş bir ülke yapmasını beklemek, tekeden süt çıkarmayı umut etmekten farksızdır.

Önceki İçerikMuayenehanelerden Özel Hastanelere- Gölcük MEDAR
Sonraki İçerikSiyâsetçi ve Milliyetçi Yazar Merhum Ali Erat’tan İki Eser:
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.