Halkın Güvenini Kaybetmektense…

160

“İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim.” Robert Bosch’un bu sözünü, kurucusu olduğu dünyaca ünlü şirketin reklamlarından hatırlarsınız.

Robert Bosch bir şirketin veya tüccarın ticari açıdan güven duygusu yaratmasının önemini anlatmak için söylemiş olabilir.

Ama aslında güven duygusu hepimiz için hayatı kolaylaştıran, huzur ve mutluluk veren bir etken. Tam tersi güvensizlik hali hayatı çekilmez hale getiren, insanları normalden uzaklaştıran, mutsuz, öfkeli ve endişeli yapan bir durumudur.

Hayatında başarılı olduğunu düşündüğünüz, zengin, makam mevkii sahibi birine imrenir ve O’nun yerine kendinizi koymak isteyebilirsiniz. Fakat bu kişinin eşinin kendisine sadık olmadığı şüphesi içinde yaşadığını, en yakınında bulunan kişilerin kendisine kötülük etmek üzere fırsat kolladığını düşünen biri olduğunu öğrenirseniz, yine de O’nun yerinde olmak ister misiniz?

Başka bir seçenek… Diyelim ki çok zenginsiniz, müthiş bir ekonomik gücünüz var. Fakat devletin veya mafyanın bir gece bütün varlıklarınıza el koyabileceği ve sizin de hapse atılacağınız veya öldürüleceğiniz endişesi taşıdığınız bir ülkede yaşamaktan mutlu olur musunuz?

Benim gezebildiğim gelişmiş ülkelerde vatandaşın devletine, devletin de vatandaşlarına çok fazla güvendiğini tespit ettim. Bunun sonucu olarak oralarda vatandaşların da birbirine güven duygusu içinde olduklarını görüyoruz.

Bizde ise devlet ve vatandaş ilişkilerinde güvensizlik esastır.

Batıda vatandaşın beyanına güven esasken, bizde devlet vatandaşın yalan söyleyeceğine, hile yapacağına inandığı için imzalı ve onaylı belgeler ister.

ABD’de evlerin yüzde 90’ı bir veya iki katlı müstakil yapılardır. Bu evlerin zemininde bulunan kapı ve pencerelerden hırsızlar kolayca içeri girebilecek imkana sahiptir. Fakat orada evlerde çelik kapı, pencerelerde demir ızgaralar göremezsiniz. Bizde ise siteler duvarlar arkasında özel güvenlik sistemleriyle korunmakta, diğer yerlerde evler demir ızgaralarla bir hapishaneye dönüştürülerek yaşanmaktadır. Güvenliği sağlayamamanın bedelini görebiliyor musunuz?

Kurumların işlediği ve kuralların uygulandığı ülkelerde güven duygusu gelişiyor. Trafikte yayalara saygının olduğu, magandaların cirit atmadığı, asayişin sağlandığı, adalet mekanizmasının adil ve hızlı olduğu yerlerde yaşayanlar stresten uzak mutlu ve sağlıklı yaşıyorlar.

*****************************

Yaşamak ve Gezmek İçin Tercih Yurt Dışı

Ülkede mutsuz olan iyi yetişmiş insanlarımız veya gelecek umudunu kaybetmiş insanlarımız yurtdışına gitmekteler. Bu insanlarımız genellikle Batı ülkelerine gidiyorlar. Çünkü diğer ülkelere nazaran bu ülkeleri daha güvenilir buluyorlar. Daha insanca bir düzenin işlediği, hukukun üstün olduğu ve ekonomik kaygı taşımadığı ülkeleri tercih ediyorlar.

Turizm mevsimindeyiz. İnsanlarımız Ege ve Akdeniz kıyıları yerine “Yunan adalarına” geçici vize ile gidebilmek için kuyruktalar. Çünkü bizim kıyıda Türk firmalar yaz döneminde kısa zamanda çok kâr etmek için fahiş fiyatlarla “turist kazıklama” derdinde. Gürültü, trafik, kargaşa ve asayiş olayları çok fazla. Oysa Yunanistan sınırlarındaki turizm bölgelerinde fiyatlar ve kaliteden endişe duymanıza lüzum yok. İnsanlar kötü sürprizle karşılaşmayacaklarında emin, huzur ve güven içinde seyahatlerini yapıyorlar.

İmkanı olan vatandaşlarımız Şengen vizesi almak için Avrupa ülkeleri konsolosluklarında kuyruğa girmiş durumdalar. Fakat bu ülkeler Türk vatandaşlarına güvenmiyor. İçlerinden bir kısmının terörist olabileceği veya sığınmacı/ kaçak olarak ülkede kalmak istediği endişesini taşıyor. Bu yüzden başvuruların yarısına ret kararı veriyorlar.

*****************************

En Güvenilmez Meslekler

Ipsos’un, Türkiye dahil 23 ülkede (2019’da), yaptığı ankete göre “bilim insanları” dünyanın en güvendiği meslek grubu. Buna göre araştırmaya Türkiye’den katılanların güvendiği meslekler arasında ilk üç sırada bilim insanları, doktorlar ve öğretmenler yer aldı.

Son iki sırayı ise din görevlileri ve siyasetçiler oluşturdu.

Türkiye’de politikacılar yüzde 11 ile güvenilirlikte son sırada yer alırken, son sıradan bir üstte ise yüzde 12 ile din görevlileri yer aldı.

Aslında sadece bizde değil, politikacılar dünyada da güvenilirlik açısından son sıralarda yer alıyor.

Fakat din görevlilerinin güvenilirliği dünya sıralamasında Türkiye’ye göre yüzde 9 daha yüksek. Yani bizde din görevlilerine güven çok daha az.

****

Ankete kızmaya lüzum yok elbette. Bugün de yapılsa benzer sonuç verir sanıyorum. Çünkü anket topluma tutulmuş bir ayna. Biz neysek onu gösteriyor.

Çözüm sürecini uygulayan, Oslo’da PKK temsilcileri ile devlet yetkililerini müzakere ettiren, “terör örgütünün Meclis’teki siyasi uzantısı olan milletvekillerini” Kandil’e İmralı’ya aracı gönderen siyasi liderin “terörle mücadele ve kayyum politikasının” doğruluğuna güvenmek kolay mı?

Ülkeye 10 milyondan fazla sığınmacıyı alanların, emekliyi 10 bin TL’ye, asgari ücretliyi açlık sınırında bir gelire muhtaç edenlerin; saraylar, uçaklar, lüks araçlarla tarif edilen “itibardan tasarruf olmaz” anlayışını savunanların yayınladığı “devlette tasarruf genelgesine” güvenilebilir mi?

Daha önce düşmana bile edilmeyecek en ağır sözlerle hakaretler ettiği kişiyi “kurtarıcı lider” ilan eden bir parti genel başkanına güvenilebilir mi?

“Harun gibi geldiler, Karun oldular” dediklerinin himayesine (partisiyle birlikte) sığınıp Meclis başkanı olan kurtulmuş siyasetçilere nasıl güvenelim?

Muhalefet partisi genel başkanı iken, “Paçalarından yolsuzluk akıyor, rantın babasını getirdi” dediği kişinin partisine iltica edip, Bakan olan ve “bütün bedenim kan gölüne dönse de O’ndan ayrılmayacağım” diyen soylu siyasetçiye güvenilmezse kime kızalım?

“Türk Milliyetçilerini temsil eden bir Cumhurbaşkanı adayı olsun” diye aday olan, “Cehennemin kapılarını kapatmaya geliyorum” deyip, soluğu sarayda alanlara nasıl güvenelim?

Namusu, şerefi üstüne iftira edildiğinde, “Seni milletin huzurunda Allah’a şikayet ediyorum Sayın Erdoğan. Ama ölüm olsa da sonunda, mücadele etmezsem namerdim. Ölsem de öldürülsem de, tehdit edilsem de, tek kişi kalsam da bu mücadeleden dönersem namussuzum, şerefsizim, namerdim” diyen politikacının, genel başkanlıktan ayrılışından 40 gün bile geçmemişken Saray’a ziyareti güven duygularını yıkmaz mı?

Güven duygusunun yıkılması milletimizin başına gelen en büyük talihsizliktir. “Sebep olanlar utansın” diyeceğim ama bu güne kadar utananı görmedik.

Önceki İçerikÜlkücü Bir Doktorun Kaleminden
Sonraki İçerikBir Türk İkonu B Ö R İ
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.